Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/419 E. 2023/166 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/419 Esas
KARAR NO : 2023/166

DAVA : Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 03/06/2022
KARAR TARİHİ : 23/02/2023

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; davalı borçlu— ile imzalanan sözleşmeler çerçevesinde müvekkil bankaya ait kredi kartı kullandığı, diğer borçlu — sözleşmede müteselsil kefil sıfatını taşımakta olduğu, borçlunun ilgili kredilere ilişkin borçlarını ödememesi üzerine hesap kat ihtarnamesi keşide edildiğini, buna rağmen borçlarını ödemeyen davalı hakkında icra takibi yapıldığını, davalının haksız ve dayanaksız itirazı üzerine takibin durduğunu, borçlular tarafından yapılan tüm itirazların iptali ile takibin devamına, davalıların % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

ll. SAVUNMA:
Davalıların davaya cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.

lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
— Esas sayılı dosyasının tetkikinde;
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya yönelik —olmak üzere toplam — alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Taraflar arasında icra takip dayanağı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcunun ödenmediği iddiası ile davacı banka tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalıların yasal süre içerisinde icra takibine konu borca itiraz ettiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, takip tarihi itibarıyla davacı bankanın — sözleşmesinden kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı ve bu alacağın davalılardan talep edilip edilemeyeceği, davalıların icra takibine itirazının haklı olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Tüm Dosya Münderecatı Kapsamında;
Davalı asıl borçlu arasında, — düzenlenmek suretiyle davalıya —genel kredi sözleşmesinde diğer davalı —- müteselsil kefil olarak kefalet imzası bulunduğu, az aşağıda detaylı şekilde değerlendirildiği üzere kefaletin geçerli olduğu,
—-yapılmak suretiyle kullanıldığı,— tarihli Kredi Kartı ekstresinde toplam borcun —– olduğu,
Davacı Banka tarafından davalıya — gönderildiği, ihtarnamenin tebliğ edilemeyerek mercine iade edildiği, davalılar tarafından sözleşme hükümleri gereği adres değişikliğine ilişkin yazılı beyanda bulundukları yönünde bir delil sunulmadığı dikkate alındığında ihtarnamenin tebliğ edilmiş sayılacağı, davalının, ihtarname ile verilen — tarihinde temerrüde düştükleri anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bankacı bilirkişice düzenlenen —- bilirkişi raporunda ;
” Davacı Banka ile Davalı asıl borçlu arasında, —- sözleşmesi düzenlenmek suretiyle Davalıya —– diğer davalı—- —kartının nakit çekimler ve harcamalar yapılmak suretiyle kullanıldığı,— toplam borcun — olduğu,
Davacı Bankanın — takip tarihi itibariyle davalılardan — asıl alacak, — işlemiş temerrüt faizi (gecikme cezası) ve —tutarı olmak üzere toplam —— alacaklı olduğu ,
Davacı Bankanın, icra takip tarihinden itibaren 9.799,73 TL asıl alacak üzerinden tamamen ödeninceye kadar yıllık % 25,20 oranında temerrüt faizi talep edebileceği ” belirtilmiştir.
Bu kapsamda rapor yerinde görülerek mahkememizce hükme esas alınmış, davacı bankanın takip tarihi itibariyle davalılardan —asıl alacak— işlemiş temerrüt faizi ve — masraf komisyon tutarı olmak üzere toplam —- alacaklı olduğu, anlaşılmakla davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüyle icra takibinin devamına karar verilmiştir.
Kefalet Şartları Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Sözleşme tarihi itibariyle uygulanması gereken TBK’nın 583. maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olması için; yazılı şekilde yapılması, kefilin sorumlu olduğu azami miktar ile kefalet tarihinin belirtilmesi, müteselsil kefalet halinde bu ibarenin kefilin el yazısı ile yazılması, ayrıca aynı yasanın 584. maddesi gereğince kefilin evli olması halinde yazılı eş rızasının da alınması zorunludur.
Dava konusu kefaletnamede tarih, kefil olunan miktar ve kefaletin türü de el yazısı ile yazılmış olup, davalıların, takibin dayanağı olan genel kredi sözleşmesindeki kefil sıfatıyla atılan imzalarına bir itirazları olmadığı gibi, yargılama sırasında sözleşmedeki yazıların kendilerine ait olmadığı da iddia edilmemiştir. Kefaletnamelerde tarih, kefil olunan miktar ve kefaletin türü de el yazısı ile yazılmış olup, bu haliyle davalının kefaleti TBK’nın 583 ve 584.maddelerindeki şartları haiz olup geçerlidir.
6098 SY. TBK’nın 584 üncü maddesi gereğince, eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. —– tarih 6455 sayılı Kanunun 77 nci maddesi ile 584 üncü maddeye üçüncü fıkra olarak:“—– kayıtlı ticari işletmenin —– ——ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler…….. için eşin rızası aranmaz” hükmü eklenmiştir. Davalı —-, asıl borçlu olan şirketin yetkilisi ve ortağıdır. Bu sözleşme için eşinin rızasına gerek yoktur. Taraflar arasındaki sözleşme, kefalete ilişkin diğer şekil şartları da taşımaktadır ve bu nedenle davalının kefaleti geçerli kabul edilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.——
Bu kapsamda, alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davalının —– Esas sayılı dosyasında vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile,
2-Takibin —– işlemiş faiz, — — olmak üzere toplam ——– üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Alacağın %20 sine tekabül eden icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 804,30 TL harçtan peşin alınan 189,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 614,43 TL karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —-Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden —- vekâlet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —-Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 17,21 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan —- harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan — yargılama giderinden davanın red (%0,15) ve kabul (%99,85) oranına göre hesaplanan —- davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalılarca sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
11-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve—- davanın red (%0,15) ve kabul (%99,85) oranına göre hesaplanan 1.318,07 TL’sinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili, 1,93 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar miktar yönünden kesin olmak üzere verilen karar okunup usulen anlatıldı.