Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/368 E. 2022/912 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/368 Esas
KARAR NO : 2022/912

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 12/03/2008
KARAR TARİHİ : 07/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı —– kredi kullandırdığını, buna mukabil teminat olarak bu davalının taşınmazına 1.derecede 1.500.000 YTL ve ikinci derecede 1.000.000 USD ipotek konulduğunu; taşınmaz üzerindeki fabrikanın dava dışı—— yangın sigorta poliçesiyle sigortalı olduğunu, yangın sonucu hasar meydana geldiğini, hasar bedelinin 1.901.885,60 YTL olarak belirlendiğini, kredi borçlusunun ödemede bulunmaması nedeniyle 1.015.917,38 YTL alacaklarının bulunduğunu; sigorta şirketi tarafından kredi borçlusu şirketin çok sayıda alacaklısı bulunması nedeniyle hasar bedelinin ödeneceği tevdi mahallinin belirlenmesi için talepte bulunulduğunu ve davalı ——hasar tazminatının tevdi edildiğini, ipoteğin kapsamı dahilinde olan paranın davacıya ödenmesi gerektiğini,sigorta tazminatının da ipoteğin kapsamı içinde bulunduğunu, poliçede mürtehin olarak isminin geçmesinin gerekmediğini, temlikname veya hacze dayalı alacakların ipotekli alacağa karşılık önceliği bulunmadığı, aksine TMK’nun 879. maddesi gereğince rehinli alacaklının öncelik hakkı bulunduğunu, tevdi mahalli tayinine konu paranın 1.015.917,38 YTL kısmının davacıya ödenmesini, tevdi edilen —- bu kadar para bulanmaması halinde hüküm altına alınacak tutarın davalı—– tahsilini talep ettiklerini, diğer davalı alacaklıların paranın tevdi mahalline bırakılmasına temlikname ve hacizleriyle neden olduklarını, bu nedenle davaya dâhil edildiklerini ileri sürerek, 1.015.917,38 YTL’nın davacıya aidiyetini, davalıların davacıya nazaran öncelik haklarının olmadığının tespitini, anılan miktarın kendilerine ödenmesini, tevdi mahallinde ödenecek para bulunmaması halinde, hüküm olunacak tutarın davalı ——-tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; davalılar vekilleri, davacının talebinin haksız olduğunu savunarak,davanın reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
Yargılama başlangıçta; Kapatılan —–Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—– sayılı esasında görülmüş; 24/03/2009 tarih ve —— sayılı kararı ile, davacının davaya konu talepte bulunabilmesi için öncelikle davalıların, davalı ——-aleyhine takip yaparak haciz koydurmaları ve bu hacizler nedeniyle alacaklıları gösterir sıra cetveli düzenlenmesi, davacının da bu itirazlarını sıra cetveline itiraz davasında öne sürmesi gerektiği, dava tarihi itibariyle düzenlenmiş bir sıra cetveli olmadığı, bu aşamada davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verildiği; kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine karar —— sayılı kararı ile ” —–Dava dışı sigorta şirketi, alacaklının belirsizliği nedeniyle sigorta bedelini, tevdi mahalli tayin ettirerek diğer davalı —– açılan hesaba yatırmış bulunmaktadır. Bu hesaba yatırılan, hukuki durumu münazaalı para ancak bütün ilgililerin onayı veya hakimin kararı ile alacaklıya ödenir. Aksi halde tevdi edilen parayı teslim borcu altında bulunan davalı banka borcundan kurtulamaz. Bu halde, yani alacaklının belirlenememiş olması nedeniyle alınan tevdi mahalli kararı üzerine, borcun ödeme yerine tevdi edilmesinden sonra, alacaklı olduğunu iddia edenler tarafından açılacak eda davası sonucuna göre tespit edilecek gerçek alacaklıya edim ifa edilecektir. Bu durum karşısında, mahkemenin için esasına girerek karar vermesi gerekir iken ilgililerin kesinleşmiş ilamsız icra takiplerinin bulunması nedeniyle davacının hukuki yararının bulunmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş,” gerekçesi ile karar bozulmuştur.Bozmadan sonra; —– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—— dosyasına kaydedilerek usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmasına karar verildiği ve yargılamaya bu dosya üzerinden devam edilerek, yapılan yargılama kapsamında davalı——-. nezdninde açılan hesapta bulunan hukuki durumu çekişmeli/münazaalı sigorta bedelinin, bütün ilgililerin onayı veya hakimin kararı olmaksızın ödendiği; davacının, davalı/kredi borçlusunun ödemede bulunmaması nedeniyle bakiye 1.015.917,38 YTL alacağının bulunduğu; dava dışı sigorta şirketinin, alacaklının belirsizliği nedeniyle sigorta bedelini, tevdi mahalli tayin ettirerek diğer davalı ——açılan hesaba yatırılmış bulunduğu; bu hesaba yatırılan, hukuki durumu münazaalı paranın ancak bütün ilgililerin onayı veya hakimin kararı ile alacaklıya ödenebileceği; aksi halde tevdi edilen parayı teslim borcu altında bulunan davalı bankanın borcundan kurtulamayacağı; davalı——tarafından 22/08/2007 tarihinde davalı ——-bir ihtar gönderilerek, borçlarına karşılık olmak üzere gönderilen tutarla ilgili olarak adına açılmış olan hesaptan 8 firmaya alacağın temlik edildiği ve söz konusu alacaklılara ihtarnamede belirtilen sıra ve tutarda ödeme yapılmasının gerektiğini; yani, hesabından kimlere ne miktar ödeme yapılacağını; bunun dışında ödeme yapılmaması gerektiğinin ihtar edildiği; 22/08/2007 tarihli ihtarnamenin (1)., (2)., (3)., (4). ve (5). sırasındaki temlik alacaklılarına sırasıyla 22/08/2007 tarihinde, 174.599,00 TL —–ve 170.000,00 TL —–, 23/08/2007 tarihinde 650.000,00 TL ——-ve 500.000,00 TL —–24/08/2007 tarihinde 407.286,60 TL——- ödeme yapıldığı; bu kapsamda; davalı ——- sigorta bedelini bu şekilde ödemesi nedeniyle davacıya karşı sorumlu bulunduğu; bu nedenlerle, davacının işbu davayı açmakta haklı ve hukuki yararının bulunduğu görülmekle; davacı tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın sübut bulduğundan kabulü ile 1.015.917,38 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine; davacı tarafından diğer davalılar aleyhine açılan davanın, diğer davalıların, davacı gibi asıl borçlu —— alacakları bulunmaları nedeniyle, dava dışı sigorta şirketinin parayı tevdi mahalline bırakılmasına temlikname ve/veya hacizleriyle neden olmalarının, davacıya karşı sorumluluk nedeni bulunmadığı kanaatiyle, davacı tarafından diğer davalılar aleyhine açılan davanın sübut bulmadığından reddine dair karar verildiği belirlenmiştir.
Mahkememizin yukarıda anılan kararının önce onanmasına karar verildiği ve davacı vekili, davalı—- vekili ile davalı —–vekilinin anılan karara yönelik karar düzeltme isteminde bulunmaları üzerine— Hukuk Dairesinin —— karar sayılı kararı ile;
“1-) Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalılar —— vekillerinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme istekleri yerinde değildir.
2-) Davacı vekilince ileri sürülen karar düzeltme itirazlarının incelenmesine gelince, yukarıda da özetlendiği üzere, mülkiyeti davalı —–ait olan taşınmaz Klasik Yangın Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınmış olup, taşınmazda çıkan yangın sebebiyle doğan sigorta tazminatı üzerinde, davacı, lehine tesis edilen ipotek sebebiyle, diğer davalılar ise temlik ve haciz sebebiyle hak iddia etmiş, bu aşamadan sonra tazminat, sigorta şirketinin talebi üzerine davalı ——–nezdinde açılan hesaba tevdi edilmiştir.
Davacı, işbu dava ile temlikname veya haciz hukuki sebebine dayanan diğer davalıların davacının rehinli alacağı karşısında önceliği ve üstün hakkının söz konusu olamayacağının tesbiti ile tevdi mahallinde bulunan paranın kendisine verilmesini talep etmiş olup, davacının tahsil talebinin tevdi mahalli olan davalı —–yönelik, tespit talebinin ise alacak üzerinde temlik ve haciz sebebiyle hak iddia eden diğer davalılara yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Dairemizin 17.11.2008 gün, ——- Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, tevdii mahalline depo edilen para üzerinde hak iddiasında bulunan 3. Kişilerin tamamının davada yer almasının zorunlu olmasına ve tazminatın kime ait olduğu konusunda da ihtilaf bulunmasına göre, davacının——-dışındaki diğer davalılara yönelik tespit davası açmakta 6100 sayılı HMK’nın 106/2 maddesine göre güncel ve korunmaya değer bir hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir.
“Sigorta tazminatı üzerinde hak” başlıklı TMK 879/1 maddesinde muaccel olan sigorta tazminatının, malikine ancak bütün rehinli alacaklıların rızasıyla ödenebileceği düzenlenmiştir. Gerek açıklanan yasa hükmüne, gerekse yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, dosya içeriği ile davalı —— tevdi mahalli sıfatıyla depo edilen, davacıya ipotekli taşınmazın sigorta tazminatı üzerinde öncelik davacıya aittir. Depo edilen bedelden, diğer davalılara nazaran öncelikle davacının tatmin edilmesi gerekmektedir. Nitekim yerel mahkeme kabulü de bu yöndedir. Bu itibarla, mahkemece, davacının tespit talebinin de kabulü gerekirken dava dilekçesindeki taleplerin yanlış değerlendirilmesi sonucu 3. kişiler hakkında da tahsil talebi varmışçasına davanın reddine karar verilmesi isabetli olmayıp, Dairemizce hükmün anılan nedenle davacı yararına bozulması gerekirken, yazılı şekilde onandığı anlaşıldığından, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 06/02/2020 gün,——-Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak mahkeme hükmünün davacı yararına bozulmasına” dair karar verilmiştir.
Bu bozma üzerine de yargılamaya Mahkememizin işbu esasu üzerinden devam olunmuş, bozma ilamına uyulmasına dair karar verilmiştir.Dava, mülkiyeti davalı —— ait olup, yangın sigorta poliçesi ile teminat altına alınmış olan taşınmazda çıkan yangın sebebiyle doğan sigorta tazminatı üzerinde, davacının, lehine tesis edilen ipotek sebebiyle, diğer davalıların ise temlik ve haciz sebebiyle hak iddia etmiş olmaları karşısında, temlikname veya haciz hukuki sebebine dayanan diğer davalıların, davacının rehinli alacağı karşısında önceliği ve üstün hakkının söz konusu olamayacağının tespiti ile tevdi mahallinde bulunan paranın 1.015.917,38 TL’sinin davalı ——tahsili istemine ilişkindir. Mahkememizin—– esas sayılı dosyasında davalı—–yönünden verilen kabul kararı, bozma kapsamı dışında kalmakla, kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı —— yönelik istem yönünden yeniden karar tesis edilmemiştir. Diğer davalılara yöneltilen istem yönünden ise, Mahkememizce uyulmasına karar verilen bozma ilamında da işaret edildiği üzere davacının, —— dışındaki davalılara yönelik istemi, temlikname veya haciz hukuki sebebine dayanan diğer davalıların, davacının rehinli alacağı karşısında önceliği ve üstün hakkının söz konusu olamayacağının tesbitine ilişkindir. İşbu davada, davacının tahsil talebi, tevdi mahalli olan davalı ——yönelik olup, tespit talebi ise alacak üzerinde temlik ve haciz sebebiyle hak iddia eden diğer davalılara yöneliktir. Tevdi mahalline depo edilen para üzerinde hak iddiasında bulunan 3. kişilerin tamamının davada yer almasının zorunlu olmasına ve tazminatın kime ait olduğu konusunda da ihtilaf bulunmasına göre, —— dışındaki diğer davalılara yönelik tespit davası açmakta davacının hukuki yararının bulunduğu, bundan başka,TMK’nun 879/1. maddesinde, muaccel olan sigorta tazminatının, malikine ancak bütün rehinli alacaklıların rızasıyla ödenebileceği düzenlemesi karşısında, davalı ——- tevdi mahalli sıfatıyla depo edilen, davacıya ipotekli taşınmazın sigorta tazminatı üzerinde, önceliğin davacıya ait olduğu belirlenmekle, keyfiyetin tespitine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacının, davalı —— yönelik istemi yönünden Mahkememizin 22/11/2017 tarih ve—— karar sayılı,
“Davacı tarafından davalı ——. aleyhine açılan davanın kabulü ile, 1.015.917,38 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” dair kararı, bozma kapsamı dışında kalıp kesinleşmekle bu istem yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2- Davacının ——dışındaki diğer davalılara yönelik tespit isteminin kabulü ile, davalı—— tevdi mahalli sıfatıyla depo edilen, davacıya ipotekli taşınmazın sigorta tazminatı bedeli olan tutarın 1.015.917,38 TL’lik kısmı üzerinde, önceliğin davacıya ait olduğu, temlikname veya haciz hukuki sebebine dayanan diğer davalıların, davacının rehinli alacağı karşısında önceliği ve üstün hakkının bulunmadığının tespitine
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 69.397,32 TL karar ve ilam harcından 13.714,90 TL peşin harç mahsubu ile bakiye 55.682,42 TL karar harcının davalılardan ——- dışındaki diğer davalıların 80,70 TL’sinden sorumlu olmak üzere] tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden —— dışındaki diğer davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 68,8‬0 TL başvurma harcı ve 13.714,90 TL peşin harç olmak üzere toplam: 13.783,7‬0 TL’nin davalılardan —–dışındaki diğer davalıların 149,5‬0 TL’sinden sorumlu olmak üzere] tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 6.450,00 TL bilirkişi ücreti ve 1.833‬,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam: 8.283‬,00 TL’nin davalılardan [davalı —– yönünden verilen 22/11/2017 tarihli karar kesinleşmiş olup bozma kapsamı dışında kaldığından 7.448,35 TL’sinden sorumlu olmak üzere] tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Taraflar tarafından yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.