Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/360 E. 2023/995 K. 05.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/360 Esas
KARAR NO:2023/995
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 12/05/2022
KARAR TARİHİ: 05/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkil —— kuruluş kanununa göre sermayesinin %99,08’ lik bölümü ——-ait olmak üzere bir kamu bankası olarak faaliyetlerini hali hazırda yürüttüğünü, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunun 62’nci maddesi birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca yapılan ihaleler kapsamında, müvekkil Banka bünyesinde temizlik ve yardımcı hizmetler ile güvenlik ve yönlendirme hizmetlerinin ifası için alt işverene bağlı istihdam edilen personelden, iş sözleşmeleri tazminat almaya hak edecek şekilde sona erenlere ödemeleri, 4857 Sayılı İş Kanunu 112. ve ilgili diğer maddeleri ile ilişkili yönetmelikler çerçevesinde kamu kurum ve kuruluşlarına yüklenen hukuki sorumluluk gereği müvekkil Banka tarafından gerçekleştirildiğini, davalıların müvekkil Banka’ nın taşeronu olarak yürüttükleri hizmetlerde çalışmakta olan işçilerden ——— iş akdi tazminat almaya hak edecek şekilde sona ermiş olduğunu, müvekkil Bankada taşeron işçi olarak çalışmış olduğu döneme ilişkin 11 Yıl 8 ay 28 günün karşılığı olan brüt 45.729,93 TL Kıdem tazminatı ile brüt 7.268,33 TL İhbar Tazminatı toplamı brüt 52.998,26 TL’ nin net tutarı olarak toplam 51.505,75 TL , kamu kurum ve kuruluşlarına yüklenen hukuki sorumluluk gereği 28.06.2019 tarihinde müvekkil banka tarafından asıl işveren sıfatıyla işçi hesabına yatırılmak sureti ile ödendiğini, Türk Borçlar Kanunu ile İş Kanunu hükümleri ve ayrıca asıl işveren olan müvekkil Banka ile alt işveren davalılar arasında akdedilen Hizmet Alım Sözleşmeleri ile Teknik Şartname, İdari Şartnamelerin “Yüklenicin Yükümlülükleri” maddeleri uyarınca tüm işçi ödemelerinden alt işveren sorumlu olduğunu, İşçi alacaklarından alt işverenin sorumlu olduğuna dair hükümler de gözetilerek, iç ilişkide rücu hükümlerinin uygulanması gerektiğini, huzurdaki davayı ikame etmeden önce gerek 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu gerekse de Türk Ticaret Kanunu’ nun Dava Şartı Arabulucuğu düzenleyen amir hükümleri gereği zorunlu arabuluculuk sürecine başvurulmuş olduğunu, dilekçelerine ekli ———–dosyasından düzenlenen — görüleceği üzere anlaşma sağlanamadığını,müvekkil banka tarafından işçilik alacaklarına istinaden ödenen tutarın, davalılardan dava dışı işçinin ilgili firma bazında çalıştığı gün sayısı dikkate alınarak belirlenen tutarların rücuen tahsiline, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.

SAVUNMA:Usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunulmamıştır.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalıştırılan dava dışı işçi —- iş akdinin tazminat almaya hak edecek şekilde sona ermesi nedeniyle dava dışı işçiye davacı tarafından ödenen kıdem ve ihbar tazminatı alacağının rücuen tazminine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava dışı işçiye ödenen işçilik ücretlerinden, hangi tarafın veya tarafların ne oranda sorumlu oldukları noktasında toplanmaktadır.Taraf teşkili sağlanmış, bildirilen deliller celp edilmiş, uyuşmazlığın çözümü için gerekli olduğundan dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi rapor içeriğinde; davacının iş akdinin feshi sebebi ile kıdem ve ihbar tazminatını dava dışı işçiye ödediği dosya kapsamından anlaşılmakla bu tutarın rücu ve tespit tablosunda gösterilen tutarlar kapsamında ilgili alt işverenden talep edilebileceği, davacı tarafın dava dışı işçinin çalıştığı —-ortak girişimi bakımından adı geçen———dava dışı işçiyi çalıştırdıkları dönemle ilgili olarak müştereken ve müteselsilen sorumlu olup olmayacağı hususunda takdirin Mahkememize ait olduğunu bildirmiştir.Davanın yasal dayanaklarından 4857.s.İş Kanunun 112.m.sinde kamu kurum ve kuruluşlarında hizmet sözleşmesi ile alt işveren elemanı olarak çalışan işçilerin kıdem tazminatı düzenlenmiş olup,bu yasal düzenlemeye göre;” Kanuna veya kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulan kurum ve kuruluşların haklarında bu Kanun ve 854, 5953, 5434 sayılı kanunların hükümleri uygulanmayan personeli ile kamu kuruluşlarında sözleşmeli olarak istihdam edilenlere mevzuat veya sözleşmelerine göre kıdem tazminatı niteliğinde yapılan ödemeler kıdem tazminatı sayılır.——– 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatları;
a) Alt işverenlerinin değişip değişmediğine bakılmaksızın aralıksız olarak aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde çalışmış olanların bu şekilde çalışmış oldukları sürelere ilişkin kıdem tazminatına esas hizmet süreleri, aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde geçen toplam çalışma süreleri esas alınarak tespit olunur. Bunlardan son alt işverenleri ile yapılmış olan iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanların kıdem tazminatları ilgili kamu kurum veya kuruluşları tarafından,
b) Aynı alt işveren tarafından ve aynı iş sözleşmesi çerçevesinde farklı kamu kurum veya kuruluşlarında çalıştırılmış olan işçilerden iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü m.ne göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanlara, 4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında farklı kamu kurum ve kuruluşuna ait işyerlerinde geçen hizmet sürelerinin toplamı esas alınarak çalıştırıldığı son kamukurum veya kuruluşu tarafından,işçinin banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenir.
——- Alt işveren ile yapmış olduğu iş sözleşmesi sona ermediği gibi, alt işveren tarafından 4734 sayılı Kanun kapsamında bulunan idarelere ait işyerleri dışında bir işyerinde çalıştırılmaya devam olunan ve bu şekilde çalıştırıldığı sırada iş sözleşmesi kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona eren işçinin kıdem tazminatı, işçinin yazılı talebi hâlinde, kıdem tazminatının söz konusu kamu kurum veya kuruluşlarına ait işyerlerinde geçen süreye ilişkin kısmı, kamu kurum veya kuruluşuna ait çalıştığı son işyerindeki ücretinin yılları itibarıyla asgari ücret artış oranları dikkate alınarak güncellenmiş miktarı üzerinden hesaplanmak suretiyle son kamu kurum veya kuruluşu tarafından işçinin banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenir. Bu şekilde hesaplanarak ödenen kıdem tazminatı tutarının, iş sözleşmesinin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden aynı süreler dikkate alınarak hesaplanacak kıdem tazminatı tutarından daha düşük olması hâlinde, işçinin aradaki farkı alt işverenden talep hakkı saklıdır.
—– İkinci fıkranın (b) bendi veya üçüncü fıkra uyarınca farklı kamu kurum veya kuruluşlarına ait işyerlerinde geçen hizmet sürelerinin toplamı üzerinden kıdem tazminatı ödenmesi hâlinde, kıdem tazminatı ödemesini gerçekleştiren son kamu kurum veya kuruluşu, ödenen kıdem tazminatı tutarının diğer kamu kurum veya kuruluşlarında geçen hizmet süresine ilişkin kısmını ilgili kamu kurum veya kuruluşundan tahsil eder. Ancak, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri arasında bu fıkra hükümlerine göre bir tahsil işlemi yapılmaz.İhale sözleşmesi,teknik şartname,genel şartnamede dava dışı işçilere yapılan kıdem tazminatı ödemeleri yönünden alt işverenlerin sorumluluğunu belirleyici hüküm bulunmaması halinde 6098 sayılı TBKnun 167.nci m.de sorumlulukla ilgili iç ilişkisi; ” Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir. Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler.” şeklinde düzenlenmiştir. Alacaklıya halef olma 6098 s.TBK.nun 168.m.sinde ” Diğerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri, ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olur. Alacaklı diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse, bunun sonuçlarına katlanır.” şeklinde düzenlenmiştir.Tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli bilirkişi rapor içeriklerine göre; dava konusu olayda, davacı banka ile davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle alt işverenle birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, buradaki teselsül halinin Kanundan kaynaklandığı, asıl ve alt işverenlerin, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müteselsilen sorumlu oldukları, bu düzenlemenin, işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla yapıldığı ve sadece işçilere karşı bir sorumluluk olduğu, asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise iş hukukunun değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağı, bu kapsamda uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçluların, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabileceği, nitekim bu hususta 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. ——— maddesinde düzenlenen, “Aksi karalaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceğinin belirtildiği, uyuşmazlığın çözümü için taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi, teknik şartname ve hizmet işleri genel şartnamelerinin sorumluluğa yönelik hükümlerinin tatbiki gerektiği, taraflar arasında imzalanan teknik şartnamenin 6. Maddesi h bendinde “Tüm personelin sorumluluğu (maaşlar, —–primleri, tazminatlar, işsizlik sigortası primleri vb. kesintiler ve ödemeler) yükleniciye aittir.” ve m bendinde ——— göre her türlü işçi ve işveren haklarından dolayı işçi alınması veya işçi haklarının ödenmesi, işçi çıkarılması gibi tüm sorumluluklar yükleniciye ait olup, idare bu konularda hiçbir sorumluluk taşımayacaktır.” düzenlemesine yer verildiği, anılan hükümler uyarınca davalı işverenin bütün işçilik hak ve alacaklarından kaynaklanan sorumluluğu üzerine aldığının anlaşıldığı, anlaşmanın davalı alt işverenlerin dava dışı işçiye ait tazminat ve alacaklardan dava dışı işçiyi çalıştırdıkları döneme isabet eden miktarın tamamından sorumlu olduklarına dair hükümler içerdiği, bu bağlamda davalıların da dava dışı işçiyi çalıştırdıkları döneme isabet eden miktarın tamamından sorumlu olduklarının kabulü gerektiği, Yargıtay emsal kararları doğrultusunda ihbar tazminatından son işverenin sorumlu olduğu, bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yüklenicilerin işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu oldukları —–davacının dava konusu işçilik alacaklarını —- tarihinde ödediği, faiz başlangıcının bu tarih olması gerektiği, — tarihli sözleşmenin—— davacı idare arasında imzalandığı ancak dava dışı işçinin sigortalılık ve hizmet kaydına göre sözleşme dönemi içinde çalıştığı işverenin yalnızca ——-olduğu anlaşılmış olup davalı sorumluluğu bu tespite göre yapılmış, her bir davalının toplam kabul miktarı ile kendileri açısından kabul miktarının oranlanması sonucu sorumluluk yüzdesi dikkate alınarak aşağıdaki şekilde karar verilerek hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen kabulü ile;
1-Davalı —— Brüt 11.356,77 TL kıdem tazminatının ödeme tarihi olan 28/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine
2-Davalı—– Brüt 3.118,50 TL kıdem tazminatının ödeme tarihi olan 28/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine
3-Davalı —– —— Brüt 7.768,81 TL kıdem tazminatının ödeme tarihi olan 28/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine
4-Davalı ——– Brüt 1.892,80 TL kıdem tazminatının ödeme tarihi olan 28/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine
5-Davalı ——–Brüt 7.777,96 TL kıdem tazminatının ödeme tarihi olan 28/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine
6- Davalı Adi ortaklığı oluşturan Davalı —— Brüt 13.617,14 TL kıdem tazminatının ödeme tarihi olan 28/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine
7-Davalı Adi ortaklığı oluşturan Davalı —– Davalı —-Brüt 7.268,33TL ihbar tazminatının ödeme tarihi olan 28/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine
Fazlaya ilişkin istemin reddine
8-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 3.606,79 TL peşin harcın; 775,78 TL’sinin davalı —-, 213,02 TL’sinin davalı —- 530,69 TL’sinin davalı —–, 129,30 TL’sinin davalı —–, 531,31 TL’sinin davalı ——, 1.426,69 TL’sinin müştereken ve müteselsilen olmak üzere adi ortaklığı oluşturan davalı ———Davalı —- tahsili ile hazineyi irat kaydına,
9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 17.900,00 TL maktu vekâlet ücretinin;
3.850,09 TL’sinin davalı ——— davalı —- 2.633,73 TL’sinin davalı —— davalı —- 2.636,83 TL’sinin davalı ——- 7.080,45 TL’sinin müştereken ve müteselsilen olmak üzere adi ortaklığı oluşturan davalı ——— Davalı —- tahsili ile hazineyi irat kaydı davacı tarafa verilmesine,
10-Davalılar davada kendilerini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Davacı tarafından sarf edilen 1.100,00 TL bilirkişi gideri, 632,50 TL tebligat ve müzekkere gideri toplamı olan 1.732,50 TL nin davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.726,03 TL nin; 371,25 TL’sinin davalı—-, 101,94 TL’sinin davalı —- davalı —–, 61,88 TL’sinin davalı —–, 254,26 TL’sinin davalı —–, 682,74 TL’sinin müştereken ve müteselsilen olmak üzere adi ortaklığı oluşturan davalı ——- tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
12-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
13-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucuya Hazine tarafından ödenen 1.640,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.633,87 TL’sinin;
351,43 TL’sinin davalı—–, 96,50 TL’sinin davalı —-, 240,40 TL’sinin davalı ——-, 240,68 TL’sinin davalı —–, 646,29 TL’sinin müştereken ve müteselsilen olmak üzere adi ortaklığı oluşturan davalı———–; kalan 6,13 TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 6831 sayılı Kanuna göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
14-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ————Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne / davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/12/2023