Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/332 E. 2023/76 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/332 Esas
KARAR NO : 2023/76

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2022
KARAR TARİHİ : 25/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasındaki anlaşmaya göre—– İli —– İlçesi —–Mahallesi 165, 166 pafta 1313 ada 108 parselde kayıtlı —– nolu taşınmazın 2.050.000,00 TL bedelle devredilmesi buna karşılık —– İli——İlçesi —–Mevki 10161 ada 16 parselde bulunan—— isimli konut projesinden mesken niteliğinde taşınmaz ile—- İli —– İlçesi —— 3860 ada 1 parselde yapımına başlanan konut projelerinden bir daire devredileceğini ayrıca teminat olarak müvekkiline—– İli —— İlçesi——Mahallesi 757 parselde kayıtlı dubleks mesken nitelikli taşınmaz üzerinde 1. Dereceden 1.000.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, 1.200.000,00 TL bedelli dairenin devri için yapılan 27/02/2019 tarihli ön ödemeli konut satış vaadi sözleşmesi ve 06/03/2019 tarihli mutabakat sözleşmesi ile 30/06/2020 tarihine kadar anahtar teslim yapılacağı hususunda anlaşıldığını ancak davalının edimine aykırı davrandığını bu nedenle davalıya edimlerini yerine getirmesi aksi takdirde ipoteğin çevrilmesi yolu ile takip başlatılacağının noter aracılığı ile ihtar edildiğini ancak davalının ihtara rağmen edimini yerine getirmediğini bunun üzerine ——Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini beyan ederek itirazın iptaline takibin devamına davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde taraflar arası hukuki ilişkiye dayanak gösterilen—– Bağımsız Bölüm ile davacının hak iddia edebileceği hiçbir hukuki bağlantısının bulunmadığını, söz konusu dairenin değerinin iddia edildiği gibi 2.050.000,00 TL değil, 1.000.000,00 TL olduğunu, bu durumun 06.03.2019 tarihli Mutabakat Sözleşmesi’nin 4.1. Maddesinde açıkça düzenlendiğini, davacı ile müvekkilinin 400.000,00.-TL değerindeki senet karşılığında —— İli, —— İlçesi, —— Mevkii 10161 Ada 16 parselde bulunan —— projesinin—– Blok—- Kat —–nolu taşınmazın (“—-“) davacıya teslimi konusunda mutabakata vardıklarını ayrıca bu durumdan tamamen bağımsız olarak tarafların Satış Vaadi Sözleşmesi Ön Mutabakatı ile “—— ili, ——- ilçesi, ——Mahallesi, 3860 Ada 1 parselde inşaa edilecek —– isimli projeden bir daire——— satışı konusunda anlaşmaya vardıklarını, davacının satış bedeline ilişkin hiçbir ödeme yapmadığını son olarak tacir olmayan gerçek kişinin açtığı bu davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu beyan ederek öncelikle davanın usulden aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava ön ödemeli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.Davacı vekili 25/01/2023 tarihli duruşmada müvekkilinin tacir olmadığını kendi konut ihtiyacı için dava konusu taşınmazı satın aldığını beyan etmiştir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Tacir olmayan davacının konut ihtiyacını gidermek amacıyla yapılan satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan işbu davada uyuşmazlığın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden görevsizlik kararı vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
Dosyanın kararın kesinleşmesi ve talep halinde görevli ——Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.