Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/317 E. 2023/911 K. 14.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/317 Esas
KARAR NO:2023/911
DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/06/2018
KARAR TARİHİ:14/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait —– plakalı araç ile davalının —- uzun dönem için kiraladığı ve işleten sıfatına haiz olduğu —— plakalı aracın çarpması neticesinde müvekkiline ait aracın hasarlandığını, meydana gelen trafik kazasında olay yerinde davalıya ait —— plakalı aracın %100 kusurlu bulunduğu trafik kazası tespit tutanağına derç edildiğini, müvekkiline ait aracın ise meydana gelen trafik kazasında kusurunun bulunmadığını, müvekkile ait aracın ——- de bir araç olduğunu, daha önce değer kaybına uğrayacak bir trafik kazası geçirmediğini, ancak davalının kusuru ile meydana gelen trafik kazası neticesinde hasarlı bir aracın konumuna düştüğünü, mevcut kaza sebebiyle aracın bir kısım parçaları yenileriyle değiştirilmiş bir kısım parçalarını ise tamir görerek onarıldığını, aracın gördüğü işbu kapsamlı tamir/onarım/boya/parça değişimi ve tramer kayıtlarına işlenen hasar kaydı sebebiyle ikinci el piyasa rayiç değerinde ciddi bir yaşanacağının kaçınılmaz olduğunu, meydana gelen trafik kazası davalıya ait—— plakalı aracın haksız fiil ve %100 kusuru ile gerçekleştiğini, bu sebeple gerçekleşen zararın davalı tarafından tazmin edilmesi gerektiğini, müvekkiline ait araçta meydana gelen değer kaybı zararını tespiti amacıyla sigorta eksperinden faydalanıldığını ve bu hizmetin karşılığı olarak çıkan KDV dahil 500,00 TL’lik ödemeyi yaptıklarını ve müvekkili aracının yaklaşık 30 gün onarımda kaldığı süreçte araç kiralamak mecburiyetinde kaldığını ve ikame araç bedeli ödediğini, davalının bu bedelden sorumlu olduğunu, müvekkiline ait araçta oluşan değer kaybına binaen şimdilik 7.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza anında —- sevk ve idaresinde bulunan —- plakalı araç için —– ile müvekkil şirketin ————başlangıç tarihli uzun süreli kiralama sözleşmesinin mevcut olduğunu, davalı müvekkil şirket, davacıya ait araç üzerinde meydana gelen değer kaybı, ikame araç bedeli ve ekspertiz ücretinden işleten sıfatı olmaması sebebiyle sorumlu olmadığını, araçların uzun süreli kira sözleşmesi ile kiraya verilmesi durumunda araç malikinin işleten sıfatı kalmadığından, hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddini gerektiğini, araç kayıt sahibinin aracı bir yıl süreyle kiralayarak işleten sıfatını kaybetmiş olduğundan kazadan dolayı meydana gelen zarardan sorumlu tutulamayacağını, kazaya karışan aracın uzun süreli olarak kiraya verilmiş ve kiracı tarafından kullanılırken kazanın meydana gelmiş olmasına göre kiracının işleten olarak sorumlu tutulması ve araç maliki hakkındaki davanın reddinin gerektiğini açıklanan nedenlere dayanarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Dava, trafik kazası neticesinde meydana gelen değer kaybı ve ekspertiz ücretinin davalıdan tazmini istemine ilişkindir.Davaya konu trafik kazası —- tarihinde sürücü —- sevk ve idaresindeki —- plakalı araç seyir halindeyken ———-plakalı araç sürücüsü —- aniden yola çıkması ile araçların çarpışması şeklinde meydana gelmiştir.Davalı taraf savunmasında kendisinin uzun süreli kiraya veren olduğu bu nedenle pasif husumetinin bulunmadığını belirtmiştir.Mahkememizin ———- Karar sayılı kararı ile pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.Karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiş olup ———- sayılı ilamında; “Bu doğrultuda mahkemece yapılması gereken taraflar arasında tanzim edilen adi yazılı sözleşmenin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir sözleşme olup olmadığı, sözleşme süresinin bitiminden önce sözleşmenin feshedilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, sözleşmenin ve kira bedelinin ——— bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin, fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, sözleşme içeriğine göre davalı şirketin işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi olmalıdır.” gerekçesi ile karar ortadan kaldırılmıştır.Dosya mahkememizin—– Esasına kaydedilerek açık yargılamaya devam olundu.Davalı defter ve kayıtlarını incelemek üzere dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi ——-hazırlamış olduğu raporda özetle; davalı defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, davalı şirketin dosya kapsamında sunmuş olduğu —– şirketi adına düzenlemiş olduğu kira bedeli açıklamalı faturaların ——— açıklaması ile düzenlendiğini, huzurdaki davanın konusu —– plakalı aracın kaza sonrasında hasar görmesi neticesinde davalı şirket tarafından —- plakalı araç ile değiştirildiğini, taraflar arasında—- tarihli kira ilişkisi kapsamında — plakalı araca ilişkin davalı şirketin dava dışı —— adına faturalar düzenlendiğini tespit ettiğini belirtmiştir.2918 sayılı KTK’nın hükümlerine göre, trafik kaydı “işletenin” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, ” İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alacı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 85. maddesinde ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de araç malikleri tarafından herhangi bir sebepleyararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse ——uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.Somut uyuşmazlıkta, davalı şirketin ——– mukim ve oto kiralama sistem ağı bulunan ——— —- firmasının ——- temsilciliğini yaptığını, bu doğrultuda —— farklı ülkelerinden kiralık araç için siparişi ile araç kiraladığını, davaya konu —- plaka sayılı aracın—- şubesinden davalı şirkete gelen sipariş talebi üzerine —- tarihinde —- isimli,———- vatandaşı bir müşteriye kiralandığını ve aracın kiralama bedeline ilişkin olarak —– şubesi için düzenlenen —– tarihli faturayı, kiralamaya ilişkin belgeyi, şirketin ——- şubesi arasındaki cari hesap dökümü çıktıları ile kaza sonrası araç değişimi için—– şubelerine başvuruda bulunulduğuna dair belge fotokopi ya da çıktılarını mahkemeye ibraz etmiş ve işleten sıfatının bulunmadığını uzun süreli kiraladığını belirtmiş ise de kira süresi anlaşılamamış ancak sunulan belgelerden 1 yıldan az olduğu anlaşılmıştır. Bu doğrultuda davalı defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde işbu kira sözleşmesinin davalı defterlerinde kayıtlı olduğu dava dışı şirket ile aralarında kira sözleşmesi kapsamında cari hesap ilişkisi bulunduğu anlaşılmakla davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın pasif husumet yokluğundan reddine,
2-Alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 136,62 TL ve 302,00 TL ıslah harcından mahsubu ile fazla alınan 168,77 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 8.000,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı 43,00TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/11/2023