Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/307 E. 2023/65 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/307 Esas
KARAR NO : 2023/65

DAVA : Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 22/04/2022
KARAR TARİHİ : 24/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kimliğinin çalındığını bunun üzerine müvekkilinin —– başvurduğunu —–yaptığı soruşturma neticesinde —— müştekisi —— suçtan zarar göreni olduğu ‘Özel Belgelerde sahtecilik, Resmi Belgede sahtecilik, Bilişim Sistemleri Banka ve Kredi Kurumlarının Araç olarak kullanılması suretiyle Dolandırıcılık’ vasıflandırması ile——Ağır Ceza Mahkemesi’nin——Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını yargılama neticesinde sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verildiğini sanığın müvekkilinin kimliği ile davalıdan kredi çektiğini müvekkilinin bankaya durumu izah ettiğini ancak bankanın alacağını kötü niyetli olarak davacıdan tahsil ettiğini tahsil ettiği bedelin iadesi için——Esas sayılı ile takip başlatıldığını ancak davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini beyan ederek itirazın iptaline takibin devamına %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kredinin 21/10/2011 tarihinde—– devir ve temlik edildiğini tahsilatın müvekkili tarafından değil devralan tarafından yapıldığını davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Dava, davacı adına sahte olarak düzenlenen nüfus cüzdanı ile alınan kredinin dava dışı üçüncü kişi tarafından kullanılması sonucu uğranıldığı iddia edilen maddi zararın tazmini için başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Açıklanan nedenle öncelikle dava şartı olan görev hususu incelenmiştir.
TTK 4.maddesi gereğince bankalara ilişkin düzenlemelerde her iki tarafın tacir olup olmadığına bakılmaksızın dava mutlak ticari dava olup ticaret mahkemesi görevlidir. 28.05.2014 tarihinde yürülüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 83/2 maddesi ve 3/ı maddesinde ise; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler” tüketici işlemi olarak kabul edilmiş olup bu tür uyuşmazlıklarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu belirtilmiştir.
Ancak somut olayda; davacının tazminat talebi taraflar arasında kurulmuş olan bir bankacılık sözleşmesine aykırılıktan değil bankanın haksız filinden kaynaklanmaktadır. Davacı, dava dışı üçüncü kişi tarafından kimlik bilgilerinin ve sahte kimlik belgesinin kullanılması sureti ile davalı banka tarafından adına kredi kullandırıldığını ve banka tarafından bu kredinin haksız olarak kendisinden tahsil edildiğini iddia etmektedir. Bu durumda; uyuşmazlığın taraflar arasındaki bankacılık sözleşmesinden kaynaklandığından söz edilemeyecektir.Benzer bir uyuşmazlıkta —–Bölge Adliye Mahkemesi —–Hukuk Dairesi’nin —— Esas, ——Karar sayılı, 15.05.2017 tarihli kararında; “Somut olayda, davacının kimlik bilgileri kullanılarak sahte kimlik belgesi tanzim edildiği, sahte kimlik belgesine dayanılarak davalı bankadaki hesaplarından davacının 16.813,50 TL’sinin çekildiği, davacının hesaplarından çekilen paranın haksız fiil tarihinden itibaren hesaplanacak kar payı ile birlikte manevi tazminat talep ettiği, davacı tacir olmadığı gibi, davanın bankacılık işleminden kaynaklanmayan, banka memurunun dikkatsizliği ve hatasından kaynaklanan haksız fiilden kaynaklı tazminat davası olduğu, davanın mutlak ticari nitelikte bulunmadığı, karşı görevsizlik veren mahkemeler arasında Asliye Hukuk Mahkemesi bulunmasa da görev hususunun kamu düzeninden olduğu, görevli mahkemenin resen belirlenebileceği anlaşıldığından, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince —— nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine” şeklindeki gerekçe ile de asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirtilmiştir.Açıklanan nedenlerle davacı tacir olmayıp uyuşmazlığın hukuki dayanağının haksız fiil olduğu dikkate alınarak davanın usul yönünden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın, görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmakla görevli mahkemenin——-ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA,
3-Karar kesinleştiğinde ve süresinde başvuru olması halinde dosyanın görevli ——- ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Yargılama ve harç giderlerinin HMK 323 ve 331. maddeleri uyarınca görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Dosyanın gönderilmesi için süresinde başvurulmazsa HMK 20/1 ve 331/2 maddeleri uyarınca dosya resen ele alınarak mahkememizce karar verilmesine,Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.