Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/293 E. 2023/693 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/354 Esas
KARAR NO: 2023/692
DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/03/2018
KARAR TARİHİ:19/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı borçludaki alacağına ilişkin ——–sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını ancak davalının borcu ödememesine rağmen haksız olarak takibe itiraz ettiğini borcu ödememekte direndiğini beyan ederek şimdilik 12.000,00 TL’nin davalının temerrüde düştüğü tarih olan 17/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın alacağa konu malları müvekkiline teslim etmediğini yani satıcının asli edimini yerine getirmediğini bu nedenle müvekkilinin ———–yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 21.03.2015 tarihli ——bedelli —– bedelli —– içerikli faturaları malların teslim edilmemesi nedeniyle iade ettiğini davacıya bildirdiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.Davalı/ karşı davacı vekili karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya mal teslim edilmeden önce 8.000,00 TL avans ödediğini anacak davalının işbu malları teslim etmediğini beyan ederek şimdilik 8.000 TL’nin avans faizi ile birlikte ödeme gününde itibaren davacı/karşı davalıdan alınarak karşı davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı/ karşı davalı cevap dilekçesinde özetle; karşı davadaki iddiaları kabul etmediklerini beyan ederek davanın reddini talep etmişlerdir.—–sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır. İncelemesinde; davacı alacaklının 24/12/2015 tarihinde davalı borçlu aleyhine ——sayılı dosyası ile faturaya dayalı ilamsız takip başlattığı davacının yetki itirazında bulunduğu yetki itirazının kabul edildiği dosyanın —- Esasına kaydedildiği borçluya yeniden ödeme emri gönderildiği borçlunun ödeme emrine itiraz ettiği takibin durduğu anlaşılmıştır.İlgili vergi dairesinden davalı yanın——- istenilerek dosyamız arasına alınmıştır.Davacı yanın ticari defter ve kayıtları üzerinde incelemek yapmak üzere ——–Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış olup talimat mahkemesince alınan bilirkişi raporunda özetle; davaya konu faturaların 4 adet olduğunu toplam değerinin 42.409,87 TL olduğunu, davacı defter kayıtlarında işbu faturaların ve davalı yanın yaptığı 8.000,00 TL ödemenin kayıtlı olduğunu davacının defter kayıtlarına göre 34.409,87 TL alacaklı olduğunu beyan etmiştir.Dosya davalı defter ve kayıtlarının incelenmesi için mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş olup mali müşavir bilirkişi —— hazırlamış olduğu raporda özetle; davalı tarafından ibraz edilen ticari defter ve kayıtlarına göre davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı gibi davacıdan 3.029,00 TL. alacağı olduğunu, davacı tarafından davalı adına düzenlenen 4 adet fatura muhteviyatı malların sevk irsaliyeleri ile birlikte ambarlara ambar teslim ve tesellüm belgeleri ile teslim edildiğini, taşımalara ilişkin faturaların düzenlendiğini, davalı adına düzenlenen 2 adet 18.670,00 TL bedelli faturaların davalı tarafından bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirildiğini, 20.163,60 TL tutarındaki faturaların ise malların teslim edilmemesi nedeniyle iade edildiğini davacı tarafın teslim almaması üzerine ihtarat çekildiğini yine davalı adına düzenlene 3 adet faturanın BA olarak bildirilmediğini beyan etmiştir.Tarafların itirazları üzerine dosya yeni bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi —— hazırlamış olduğu raporda özetle; asıl dava yönünden; davacı-karşı davalı şirketin —– sıra numaralı irsaliyeli fatura —— bedelli iki fatura bedeli toplam 20.163,78-TL alacaklı olduğunu bu bedelden davalı-karşı davacı şirket adına gönderildiği söylenen ve davalı-karşı davacı şirketin ticari defter kayıtlarında da mevcut olan 8.000,00 TL ödemenin mahsup edilmesi sonucu 12.163,78 TL alacaklı olduğunu, karşı dava yönünden ise davalı karşı davacının ödeme dekontunda mal alım bedeli açıklaması olduğunu işbu ödemenin avans ödemesi olduğuna ilişkin delil bulunmadığını beyan etmiştir. Tarafların itirazı üzerine dosya aynı bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor tanzim edilmesi istenilmiş olup bilirkişi hazırlamış olduğu ek raporda özetle; kök raporundaki görüşünün değişmediğini beyan etmiştir.Esas dava faturadan kaynaklanan itirazın iptali karşı dava ise satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir. Uyuşmazlık; asıl dava yönünden; davacı-karşı davalının davaya konu ettiği faturalar sebebiyle alacaklı olup olmadığı, karşı dava yönünden; davacı/karşı davalı tarafından satıma konu malların davalı/karşı davacı yana teslim edilip edilmediği ile davalı/karşı davacı tarafça yapılan avans ödemesinin iadesinin haklı olup olmadığı noktalarında toplanmıştır.Davacı, davalıya mal/hizmet teslim ettiğini/ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir.Bu cihetle tarafların defter ve kayıtları incelenmiş olup her iki tarafın defterinde ——- faturanın kayıtlı olduğu yine defter kayıtlarından davalı karşı davacının 8.000,00 TL ödeme yaptığı 12.163,78 TL olduğu anlaşılmıştır. Davalı taraf işbu faturaya konu malların kendisine teslim edilmediğini iddia etmiş olup karine gereği ispat yükü malı teslim ettiğinin iddia eden tarafa ait olmakla birlikte davalı faturaları defterine işlemiş ise alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerekir davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, anlaşılmıştır. Tüm bu açıklamalar ışığında davacı karşı davalının esas davasında haklı olduğu kanaatine varılmıştır. İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerektiği, bu nedenle alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Birleşen dava yönünden davalı 8.000,00 TL bedelin avans ödemesi olduğunu davalının mal teslimi yapmadığını iddia etmiş ise de mal teslimi huşunda yukarıda yapılan açıklama ışığında davalı karşı davacının iddiasını ispatlayamadığı kabul edilmiştir. Yine davacı karşı davalı 8.000,00 TL bedelin avans ödemesi olduğunu iddia etmiş olmakla birlikte davalının kendi defterlerinde ödemenin “mal alım bedeli” olarak kaydedildiği görülmüştür. Davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, anlaşılmıştır.Davalı karşı davacıya yemin delili hatırlatılmıştır. Davalı karşı davacı yemine dayanarak mahkememize yemin metnini sunmuştur.Davacı karşı davalı şirket yetkilisi 13/07/2023 tarihli talimat duruşmasında; “ana okumuş olduğumuz yemin metnini anladım ancak yemin metninde geçen “8.000,00 TL türk lirası tutarında bir ödeme yapılmadığına” ilişkin kısma itiraz ediyorum, zira defterlerimizde de kayıtlı olduğu üzere davalı tarafından bize 8.000,00 TL ödeme yapılmıştır. Yemin metninin kalan kısmını ise kabul ediyorum. 12.000,00 TL davalı tarafın şirketimize borcu olduğuna yemin ederim.” şeklinde yemin etmiştir.Karşı dava yönünden ispatlanmayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Esas dava yönünden davanın KABULÜ ile, ——-sayılı dosyasında davalı/borçlunun 12.000,00 TL asıl alacak yönünden itirazının iptali ile takibin, takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle 12.000,00 TL asıl üzerinden devamına
Hükmedilen alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ESAS DAVADA YARGILAMA GİDERLERİ:
1-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 819,72 TL karar ve ilam harcından 204,93 TL peşin harç mahsubu ile bakiye 614,79 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı ve 204,93 TL peşin harç toplamı: 240,83 TL ile aşağıda dökümü yazılı 2.020,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
KARŞI DAVADA YARGILAMA GİDERLERİ:
Karşı davanın reddine,
1-Alınması gereken 269,80 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 136,62 TL harçtan mahsubu ile 14,75 bakiye TL harcın davacıdan tahsili ile hazineyi irat kaydına,
2-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 8.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
C-Esas ve karşı davada; taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara bilahare tebliğ edilmek üzere miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/09/2023