Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/277 E. 2023/641 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/277
KARAR NO : 2023/641

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/03/2021
KARAR TARİHİ : 18/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı—- perakende satış sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı tarafın mevcut olan —-sözleşme nolu aboneliğinden tükettiği elektrik bedeline ilişkin düzenlenen faturanın/ların zamanında ödenmemesi üzerine dosya ile icra takibi yapıldığını, borçlu süresi içerisinde borca itiraz ettiğini, yapılan bu takibin durduğunu, davacı şirket borçlu şirket ile yapmış olduğu elektrik enerjisi satış sözleşmesinde belirtildiği üzere bu sözleşmenin uygulanmasında anlaşmazlık olması durumunda tedarikçinin kayıtlarının esas alınacağını, taraflar sözleşmenin uygulanması ve yorumundan doğan her türlü uyuşmazlığın çözümü için hukuki yola başvuracağını kabul ettiğini, davacı şirket tarafından borçluya düzenlenen 08.08.2008 tarihli —-nolu 1.705,35 TL’ lik faturanın son ödemesinin geçmiş olduğunu, borçlunun talebi üzerine ilgili fatura davacı kurum tarafından 4 taksit olarak yapılandırıldığını, daha sonra borçlu ilk taksit ödemesini gerçekleştirdiğini, fakat kalan 3 taksit toplamı olan 1.279,05 TL’ lik ödemesini gerçekleştirmediğini, ilgili taksit ödemelerinin ödenmemiş olması sebebi ile —- İcra Dairesi —–esas sayılı dosyasıyla icra takibine konu edildiğini, borçlu tarafından ise süresinde 06.05.2015 tarihinde itirazda bulunulduğunu, borçlu tarafın yapmış olduğu bu itiraz haksız ve kötüniyetli yapılmış bir itiraz olduğunu, bu sebeple yapılan takibin durduğunu, borçlu itiraz dilekçesinde aboneliği —–devrettiğini beyan etmiş olsa da bu iddianın yersiz olduğunu, borçlu tarafın yapmış olduğu bu itiraz haksız ve kötüniyetli yapılmış bir itiraz olduğunu, bu sebeple yapılan takibin durduğunu, açıklanan ve resen nazara alınacak sebeplerle fazlaya ilşkin dava ve şikayet hakları saklı kalmak üzere borçlu şirketin icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına yükletilmesine yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı taraf usulüne dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş, Mahkememize görevsizlik kararı ile gelmeden önce işbu davanın kayıtlı olduğu—– Tüketici Mahkemesinin —-esas sayılı dosyasının – Celsesine katılmış, duruşmada” Davaya konu —–sözleşme numaralı abonelik bana aittir. Bu aboneliğin bulunduğu yer börekçi dükkanıydı. Bu abonelik ticari amaçlı kullanılıyordu. Vergi lehvası kayıtlı olarak bu dükkanı ben işletiyordum. 2007-2008 yılında bu dükkanı ben —– isimli şahsa devrettim. Su ve doğalgazı üzerine aldı ancak elektriği bir iki ay sonra üzerime alırım dedi. Bir iki ay sonra Elektrik Kurumuna gittik, ödenmeyen bir fatura görünüyordu. 600-700 TL civarındaydı. Bana —– bir senet verdi bu senedi ödesinler depozitonu iade edilim dedi. Bir iki ay sonra depozitomu iade ederek aboneliğimi feshettiler, bu olaydan 3-4 sene sonra beni elektrik idaresinden bir avukat aradı. Borcumun olduğunu söyledi. Bende itiraz dilekçesi yazdım. Elimdeki aboneliğin kapatıldığına dair belgeleri sundum, bir iki sene sonra tekrar avukat aradı. İtiraz ettiğimi söyledim. Dosyama baktı itirazınız üzerine dosyanız kapanmış dediler. Sonradan bu davanın açıldığını öğrendim. Ben borcu kabul etmiyorum, bu abonelikteki elektriği ben tüketmedim. Davanın reddini talep ederim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, elektrik aboneliğinden kaynaklı ödenmeyen fatura alacağına dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir. —- Tüketici Mahkemesinin — esas sayılı dosyasında verilen görevsizlik kararı sonrası dava Mahkememizin işbu esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
—- İcra Müdürlüğü’nün—– takip sayılı icra dosyası celp edilmiş ve incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine 28/11/2014 tarihinde asıl alacak + gecikme faizi + KDV toplamı 2.901,13 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya 29/04/2015 tarihinde tebliğinden sonra 06/05/2015 havale tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde yetkiye, borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.
İtirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartı olup, 6100 sayılı HMK’nın 115. maddesi uyarınca dava şartının varlığı yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmelidir. İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır (HGK’nın 28.03.2001 gün ve —-20.03.2002 gün ve—–).
İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi, İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK’nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Aynı yasanın “sözleşmelerden doğan davalarda yetki” başlıklı 10. maddesinde; sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hüküm altına alınmış olup, bu sebeple sözleşmeden doğan para borcunun tahsili için başlatılan takipte, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkili kılınmıştır. Takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğunda, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK 89. maddesine göre, aksi kararlaştırılmadıkça para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir. Takip, davacı/alacaklının seçimine göre hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir.
Davacı alacaklının yerleşim yerinin —— olduğu, takibin para alacağına dair başlatılmış olduğu, Mahkememiz yargı çevresinin —–sınırlarını kapsadığı, TBK 89. Maddesi kapsamında Mahkememiz yargı çevresinde bulunan —-. İcra Dairesinin yetkili olduğu anlaşılmakla davalı borçlunun takibe yetki itirazı yerinde görülmemiş ve işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Taraf teşkili sağlanmış, taraf delilleri toplanılmış, uyuşmazlığın çözümü bilirkişi incelemesi gerektirdiğinden dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi raporu içeriğine göre; ilgili mevzuat; 4268 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, Elektrik Piyasası Tüketici, Hizmetleri Yönetmeliği, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği, Elektrik Piyasasında Perakende Satış Sözleşmesi Düzenlenmesi Hakkında Tebliği, Enerji Düzenleme Kurulu Kararları ile diğer mevzuata yapılan tüm değişiklikler çerçevesinde aşağıdaki değerlendirmeler yapıldığını, davacı şirket tarafından davalıya ait abonelik satış sözleşmesinin devam eden arşiv çalışmaları nedeni ile ulaşamadığını belirtildiğini, sunduğu bir ekran görüntüsünde davalıya ait aboneliğin 27.02.2006 tarihinde başladığı, tesisat numarasının —-, abonelik numarasının —– olduğu, sözleşme hesap numarasının —-abone grubunun mesken olduğunun gösterildiğini, davacı tarafın sunduğu faturalarda müşteri numarası —-müşteri adı davalı ile aynı olmasına rağmen adres kısmında—–Dükkan olarak yazdığı için elektrik kullanılan mekanın ticarethane olması gerektiğini, halbuki davalı adına çıkarılan muhtemel —- sistemi çıktısında ise abonelik yapılan yerin mesken olarak yazıldığı için sunulan faturalar ile —- sistemi çıktısı uyuşmadığını, davacı dava dilekçesinde 08.08.2008 tarihli —- nolu 1.705,35 TL’lik faturanın son ödemesi geçmiş olup; borçlunun talebi üzerine ilgili fatura davacı kurum tarafından 4 taksit olarak yapılandırıldığı daha sonra borçlu davalının ilk taksit ödemesini gerçekleştirdiğini, fakat kalan 3 taksit toplamı olan 1.279,05 TL’ lik ödemesini gerçekleştirmediğini iddia ederek dava dosyasını açtığını, dava dosyasına ibraz edilen faturalar —ayları ile — aylarına ait olup 8 adet fatura toplamı 1.514,30TL ve en yüksek ay olan –ayına ait tutar 231,40TL olduğunu, davacı sadece —ayına ait 1705,35TL olarak iddianamesi yazmakla sunduğu fatura toplamlarının uyuşmadığını, her türlü hukuki değerlendirme ve nihai karar tamamıyla Mahkeme’ye ait olmak üzere, dosyada mübrez belgeler ile yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda; davacı kurum ile davalı arasında abonelik sözleşmesi bulunduğu davacı kurum tarafından söylenmesine rağmen dava dosyasına sunulması gerekirken sunulmadığı, davalı adına dava dilekçesinde iddia edilen ödenmeyen fatura olduğu söylenmesine rağmen dava dosyasına sunulan faturaların iddia edilen bu fatura ile ilişkilendirilemediği, davalı adına sözleşme kaydı olarak sunulan bilgisayar çıktısı evrakta elektrik kullanılan yerin mesken olarak tanımlanmasına rağmen davacı tarafından dava dosyasına sunulan faturalarda elektrik kullanılan yerin ticarethane olarak tanımlandığı, davacının daha subut delil ve dökümanlar ile davalı aleyhine alacağnı kanıtlaması gerektiğini beyan etmiş, itirazlar üzerine aldırılan ek raporda özetle; davacı kurum ile davalı arasında abonelik sözleşmesi bulunduğu davacı kurum tarafından iddia edildiği, davacı kurumun davalıya tahakkuk ettirdiği —- ile— arasındaki döneme ait 8 adet fatura toplamının 1.514,30TL olduğu, davacı kurumun geçmiş dönem faturaları ödenmediği için gecikme zammı dahil 08.08.2008 tarihli—- nolu faturayı davalıya 1.705,35 TL bedelle tahakkuk ettirerek 4 taksitte ödenmesi için davalı ile anlaştığını, davalının birinci taksit ödemesini yapıp diğer 3 taksit ödemesini davalının yapmadığını davacının iddia ettiği, bu nedenle davacı alacağının 1.279,05TL olacağı bildirilmiştir.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Davacı vekili 29/03/2023 tarihli dilekçe ile; dava açılırken harca esas dava değeri sehven 3.134,51 TL olarak belirtildiği ve harç bu tutar üzerinden ödendiği, davaya konu icra dosyasındaki takip talebinde de yer aldığı şekilde, talep edilen tutarlar; 1.279,05 TL asıl alacak, 1.572,42 TL gecikme faizi (işlemiş faiz) 247,44 TL KDV olmak üzere toplam 3.098,91 TL olduğu bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; somut uyuşmazlıkta; davalının—– abone numarası ile davacı ile aralarında —– caddesi No—Dükkan —–adresi için abonelik ilişkisinin bulunduğu zira davalının görevsiz Mahkemedeki beyanında abonelik ilişkisini kabul ettiği ancak 3. Bir kişiye devrettiğini ileri sürdüğü, bu beyan karşısında davalının sorumluluğu açısından Mahkememizce kolluk araştırması yapıldığı, davalının sözleşmenin feshi nedeniyle depozito ücreti iadesi yapıldığını ileri sürmekle bu konu bildirilen bankadan araştırılmış gelen yazı cevabına göre ise davalının iddia ettiği şekilde davalı hesabına ödeme olmadığı görülmüş olmakla aboneliğin feshedilmediği, faturalar dönemi tüketimden davalının elektrik abonelik sahibi olarak borçlu bulunduğunun Mahkememizce kabul edildiği, takip konusu faturaları usulüne uygun olup olmadığı yönünde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde davalının fatura borcu olarak 1.279,05TL borcunun bulunduğu, fatura son ödeme tarihi 08/08/2008 ile takip tarihi 28/11/2014 arası gecikme faizinin Mahkemece hesaplama siteleri kullanılarak yapılan hesaplama sonucu 1.670,54 TL bulunduğu ancak takipteki talebin 1.374,64 TL olduğu ( davacı vekilince açıklama dilekçesinde faiz olarak1.572,42 TL talep edildiği bildirilmiş ise de takipteki taleple bağlılık ilkesi gereğince 1.374,64 TL kabul edilmiştir), talep edilen KDV miktarının yerinde olduğu, davacının elektrik kullanımına istinaden faturaya dayalı ilamsız icra takibi başlattıktan sonra davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, davalının ödeme yaptığına dair savunmasının bulunmadığı ayrıca ödemeye dair belge sunmadığı, bu haliyle fatura bedelleri ile son ödeme tarihlerinden takip tarihlerine kadar ki dönem için talep edilen tutarda faiz ile KDV bedelini davalının ödemesi gerektiği, takipte borca ve ferilere yönelik itirazın yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerektiği, bu nedenle alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile; —- İcra Müdürlüğü’nün —–takip sayılı icra dosyasına davalının 1.279,05 TL asıl alacak, 1.374,64 TL gecikme faizi ile 247,44TL KDV toplamı 2.901,13 TL yönünden yaptığı itirazın iptaline; takibin 2.901,13 TL alacak üzerinden aynı koşullarla aynen devamına, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2-Kabul edilen alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 269,85 TL’den peşin olarak yatırılan 59,30 TL nin mahsubu ile 210,55 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 67,80 TL ilk dava masrafı, 1.300,00 TL bilirkişi, 725,25 TL tebligat müzekkere gideri olmak üzere toplam, 2.093,05 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre (%93,62 kabul) 1.959,51 TL’ sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, arta kalanın davacı üzerinden bırakılmasına,
6-Davalı taraflarca sarfedilen yargılama olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.901,13 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 680,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ve red oranına göre (%93,62) 636,61 TL’ sinin davalı taraftan, (% 6,38) 43,38 TL’sinin davacıdan tahsili hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
10-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
11- Karar kesinleştiğinde —–. İcra Müdürlüğü’nün —- takip sayılı icra dosyasının iadesine,Dair miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.