Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/275 E. 2023/126 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/275 Esas
KARAR NO: 2023/126
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/04/2022
KARAR TARİHİ: 14/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı tarafından —– nezdinde genel haciz yolu ile başlatılmış olan ——– numaralı icra dosyası kapsamında davalının dava dışı ——-olan borcu talep edildiğini, davalının başlatmış olduğu takip sonucu açılan icra dosyasına dosya ile hiç bir ilgisi bulunmamasına rağmen davalının talebi üzerine müvekkili şirketin üçüncü şahıs olarak eklendiğini, müvekkil şirketin dosya borcunun borçlusu olmamasına ve nezdinde —- ait hiç bir hak ve alacak bulunmamasına rağmen kötü niyetli olarak icra dosyasına eklendiğini bu dosya kapsamında müvekkil şirkete ait iki farklı adreste ——-talimat sayılı dosyaları ile müvekkiline ait ——- bulunduğu iş yerlerinde haksız ve kötü niyetli olarak fiili hacizler gerçekleştirildiğini, davalı tarafından kötü niyetli ve haksız olarak gerçekleştirilen fiili haciz işlemleri kapsamında müvekkili şirketin itibarının zedelendiğini ve müvekkili şirketin manevi zarara uğratıldığını, bu doğrultuda, müvekkil şirketin 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 49 ve devamı maddeleri uyarınca ticari itibarının zedelenmesi sebebi ile oluşan manevi zararının tazmin edilmesi gerektiğini, davalının müvekkili şirkete karşı gerçekleştirmiş ve müvekkili şirketin kiracısına karşı gerçekleştirmeye çalışmış olduğu haksız haciz işlemleri dolayısıyla 50.0000 TL tutarındaki manevi tazminat talebinin kabulü ile, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilin alacağına kavuşması amacıyla —– dosyası ile borçlular ——– aleyhine icra takibi başlatıldığını ve takip usulüne uygun olarak kesinleştiğini, takibin kesinleşmesiyle beraber borçluların mevcut tüm malvarlığına haciz konulduğunu, üçüncü kişilerde bulunan hak ve alacakların haczi için 89 haciz ihbarnameleri gönderildiğini ve borçlunun açık bir şekilde mevcudunu eksilterek üçüncü kişiler üzerinden faaliyetine devam etmesi üzerine borçlunun faaliyetine devam ettiğini düşündükleri adreslere de fiili hacze gidildiğini, müvekkilinin alacağının sabit olması ve günümüz borçlularının borçlarını ödememek amacıyla muvazaalı işlemler yapması sebebiyle borçlunun mallarını devrettiğini, faaliyetine başka bir şirket üzerinden devam ettiği veya muvazaalı olarak kendisini o şirketin temsilcisi/ortağı olarak göstermeyip üçüncü kişileri aracı olarak kullandığının tespit edilmesiyle birlikte ödeme emrinin tebliğ edilmediği veya borçlunun sicil/ikametgah adresi olmayan adreslere hacze gidilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkili şirketin alacağı için davacı şirketin adresine hacze gidilmesi İİK 96 ve devamı maddeleri gereği olup yapılan haciz işlemlerinin hukuka uygun olduğunu, haciz mahallinde borçluya ait evrak araştırması yapılmasının yerleşik içtihatlar gereğince hukuka uygun olup davacının bu sebeple zarara uğradığı iddiasının reddedilmesi gerektiğini, davacının haksız haciz sebebiyle talep etmiş olduğu tazminat davasının şartları oluşmaması sebebiyle davanın reddi gerektiğini belirterek, müvekkili şirketin alacağına kavuşması amacıyla İcra ve İflas Kanunu’nda açıkça düzenlenen prosedüre göre hukuka uygun haciz işlemleri yapılması sebebiyle davacının haksız zenginleşmeye dayalı tazminat talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; haksız haciz iddiasına dayalı olarak açılan manevi tazminat davasıdır.
Uyuşmazlık; davalının alacaklı olarak başlattığı ——- esas sayılı dosyası kapsamında 3. Kişi olarak davacıya ait işyerlerinde yapılan hacizlerin haksız olup olmadığı, haksız haciz ise davacının manevi zararının oluşup oluşmadığı, davacının haksız haciz nedeniyle talep etmiş olduğu manevi tazminat talebinin koşullarının bulunup bulunmadığının tespitine ilişkin tazminat isteminden ibarettir.
—– sayılı,——- sayılı dosyaları —— celp edilip incelenmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
Haksız takip ve haciz, haksız fiil niteliğindedir. 6098 sayılı TBK’nın 49 vd maddeleri gereğince kusurlu ve hukuka aykırı eylem nedeniyle bir kişiye zarar verilmesi ve zarar ile hukuka aykırı eylem arasında illiyet bağının olması halinde hukuka aykırı davranan kişinin sorumluluğu bulunmaktadır. Zarar miktarı hususunda ise 6098 Sayılı TBK’nun 50. Maddesi uygulanmalıdır. Belirtilen hükümler uyarınca; haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olup zararın kanıtlanması davacı tarafa, hükmedilecek tazminatın miktarının belirlenmesi ise hakime aittir. TBK 58. Madde kapsamında kişilik hakkının zedelenmesinden zarar görenin manevi zararlarının tazmini talep edebilirler. Genel açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; davalı tarafça dava dışı ——-aleyhine icra takibi başlatıldığı ve takip kesinleştikten sonra haciz işlemlerine girişildiği, 3. Kişi olarak davacı firmaya ait işyerinde —–sayılı dosyası üzerinden —— tarihinde fiili haciz işleminin yapıldığı, —–sayılı dosya içeriğinde yer alan haciz tutanaklarına göre ——-sayılı dosyası üzerinden —- tarihinde fiili haciz işleminin yapıldığı, bu dosya kapsamında istihkak iddiasının ileri sürüldüğü, davalı tarafça istihkak iddiası ile ilgili dava açılmadığının bildirildiği görülmekle 2004 sayılı İİK 99. Madde kapsamında iddia kabul edilmiş sayılır. Dava haksız fiil nedenine dayandığından dava dilekçesi içeriğinde tanık deliline dayanıldığının anlaşılmasıyla Mahkememizce dinlenen davacı tanıkları beyanlarında genel olarak haciz esnasında davacı müşterilerinin işyerine geldikleri, haciz işlemine şahit oldukları, davacı çalışanları arasında haciz işleminden dolayı tedirginlik yaşandığı, aynı yerde kiracının bulunduğu, haciz işleminin yapıldığı gün kiracının balo yemeğinin olduğu, bazı çalışanların haciz sebebiyle katılamadıkları ifade edildiği anlaşılmış davacı şirketin iş yerlerinde uygulanan hacizler ve eşyaların muhafaza altına alınması işlemlerinin davacı yönünden manevi zarar oluşturacağı açıktır. Tüm bu hususlar gözetildiğinde yapılan hacizlerin haksız, davalı tarafın kusurlu olduğu, kişinin ekonomik itibar ve onurunun TBK 58. Maddedeki korumadan faydalanması gerektiğinden davalının manevi tazminat sorumluluğu doğduğu kanaatine varılmıştır.
Tarafların sosyal durumları, paranın alım gücü, olayın meydana geliş şekli v.b. hususlar gözetilerek manevi tazminat isteminin kısmen kabulü cihetine gidilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile
25.000,00TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Fazlaya ilişkin talebin reddine
Karar harcı 1.707,75 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 853,88 TL harcın mahsubu ile 853,87 TL bakiye harcın davalı tahsili ile hazineye irad kaydına,
Davacı tarafça yatırılan 853,88 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Davacı tarafça sarfedilen 92,20 TL ilk dava masrafı 110,75 TL tebligat müzekkere gideri, olmak üzere toplam 202,95 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%50 kabul) 101,48 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, 660,00 TL sinin davacı, 660,00 TLsinin davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, —— Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/02/2023