Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/267 E. 2023/35 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/267 Esas
KARAR NO : 2023/35

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 08/04/2022
KARAR TARİHİ : 17/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı şirketin davalı borçlu şirkete taşıma hizmeti verdiği, davalı borçluya taşıma hizmeti karşılığında faturalar düzenlendiği, söz konusu faturaların davalı şirkete tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından davacı şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişkisi sebebi ile cari hesabında davalı şirketten toplam 2.500,00 Euro alacaklarının bulunduğu, dava konusu borç miktarının cari hesaba konu 2 adet faturadan kaynaklandığı, faturaların navlun ücreti ve gümrük kontrol hizmetlerini içerdiği, işbu faturaların; —– no.lu, 30/12/2020 tarih ve 2.400,00 Euro bedelli navlun ücreti,—– no.lu, 30/12/2020 tarih ve 100,00 Euro Gümrük kontrol ücreti olarak düzenlendiği, davalı tarafın bakiye 2.500,00 Euroyu ödemekten imtina etmesi üzerine davacının alacağının tahsili amacıyla,—— Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, davalı borçlunun ——yetkisine ve borca karşı yapmış olduğu haksız itiraz ile takip durduğu, yukarıda arz ve izah edilen ve Sayın Mahkemenin de resen tespit edeceği nedenlerle; davalı borçlunun takibe itirazının reddine ve icra takibinin devamına, % 20’den az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı taraf usulüne uygun tensip zaptı, dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; — İcra Dairesinin——- esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.—–İcra Dairesinin ——- esas sayılı dosyası celp edilip incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine 29/12/2021 tarihinde asıl alacak 2.500 Euro tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya 31/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 7 günlük süre içerisinde 04/01/2022 tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; ——takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Bilirkişi —— tarafından düzenlenen 02/11/2022 tarihli rapora göre; davacı şirketin 2020-2021 yıllarına ilişkin envanter defterlerinin noter tasdikleri ile —-onaylı yevmiye ve defter-ikebir e-defter beratlarının T.T.K ve V.U.K hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu,
davalı tarafın davaya katılmadığı, cevap dilekçesi sunmadığı, bu nedenle defter ve belgelerinin
incelenemediği, davacının alacak talebi yönünden, davacının kendi defterlerinde davalı açık hesabında 29.12.2021 takip tarihi itibariyle 2.500,00 EURO karşılığı 22.749,25 TL tutarında alacaklı gözüktüğü, raporun 4.d. bölümünde incelenen davalı şirketin— bildirim formlarında; 2020 yılı Aralık döneminde davacıdan 3 adet fatura karşılığı toplamda KDV hariç 44.341,00 TL “alım” yaptığını, bağlı bulunduğu —— bildirdiği, davalının bu bildirimlerinin takip konusu ve davacı şirketin kendi defterlerinde davalı aleyhine borç kaydedilen faturalar olduğu, tüm bu tespit ve
değerlendirmeler çerçevesinde nihai takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere davacının
——. sayılı dosyadaki takip talebine ilişkin ispat karinelerinin oluştuğu, davacının icra takibinde takip öncesi için faiz talebinde bulunmadığı, bu nedenle takip öncesi için herhangi bir değerlendirme yapılmamış olup, Sayın Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması,temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında EUR alacağı için 3095 s.k m.4/a kapsamında faiz talep edebileceği tespit edilmiştir.Davacı, davalıya hizmet ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir. Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82. maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu hizmetin sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle2.500 Euro alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini sunmadığı, davalı tarafa 7251 Sayılı Kanun ile değişik HMK’nın 222. Maddesi gereği “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” halinde ibraz eden tarafın ticari defter ve kayıtlarının aleyhe delil sayılacağının ihtar edildiği, HMK. 221. maddesi gereği (—–) formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği —–, davalının——bildirimlerine göre takibe konu faturaların davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, bu halde davalının ——formlarının aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği—– davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği——-, davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, davalının yemin deliline de dayanmadığı, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 2.500 Euro alacaklı olduğunun sabit olduğu, İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerektiği, bu nedenle alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davanın KABULÜ ile, ——İcra Dairesinin——Esas sayılı dosyasında davalı/borçlunun 2.500,00 Euro asıl alacak yönünden itirazının iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca Devlet Bankalarının EURO ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi birlikte icra takibinin DEVAMINA,
2)İptaline karar verilen 2.500,00 Euronun takip tarihi 29/12/2021 tarihi itibariyle karşılığı 34.616,75 TL nin %20’si 6.923,35 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 2.735,41 TL’den peşin olarak yatırılan 521,22 TL’nin mahsubu ile 2.214,19 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 521,22 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 92,20 TL ilk dava masrafı, 1.350,00 TL bilirkişi gideri 139,50 TL tebligat-müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.581,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve —–tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.