Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/260 E. 2023/304 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/260 Esas
KARAR NO: 2023/304
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/04/2022
KARAR TARİHİ: 30/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı ile davalı arasında yıllardır süregelen bir ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasındaki süregelen cari hesap ilişkisi kapsamında borçlunun, davacı şirket tüm yükümlülüklerini eksiksiz ifa etmesine rağmen davacı şirkete olan borcunu ödemediği, bu doğrultuda davalıya ———– numaralı ihtarnamesi keşide edildiği ve ihtarnamenin aynı tarihte borçluya e-tebligat yoluyla tebliğ edildiği, ihtarname içeriğinde borçlunun borcunu ödemesi talep edilmiş, aksi takdirde yasal yollara başvurulacağının belirtildiği, borçlunun borcunu ödememesi üzerine taraflarınca ——– takip çıkışlı ilamsız icra takibi başlatıldığı, ancak borçlunun aleyhine yapılan takip, borçlu tarafından yapılan haksız ve mesnetsiz itiraz nedeniyle durdurulduğu, borçlu ile davacı şirket arasında çok sayıda uyuşmazlık bulunduğu, borçlunun borçlarını ödememesi nedeniyle ikame edildiği, işbu dosya özelinde, —–sayılı dosyaya yapılan itirazın haksız ve mesnetsiz olduğu, cari hesap ekstreleri, davacı şirketin ticari defter ve kayıtları ile faturalar incelendiğinde borçlunun borcunu halen daha ödemediği açıkça anlaşılacağı, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; —— sayılı dosyasına yapılan kötü niyetli, haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline ve takibin devamını; davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle %20’den az olmamak kaydıyla davalı aleyhine icra ve inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ile ücreti vekâletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalı şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, bir an için aksi düşünülse dahi davacı şirketin iddia ettiği sözleşmesel ilişki çerçevesindeki edimlerini eksiksiz olarak ifa ettiğini ispat etmesi gerektiği, davacı tarafından her ne kadar taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde davalı şirket adına fatura düzenlendiği iddia edilse de, davacı tarafından dava dilekçesine davalı şirkete tebliğ edilen faturalara ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı, davalı şirkete de herhangi bir fatura tebliğ edilmediği, zira davalı şirketin faturalara itiraz edebilmesi için, davalıya ihtarname gönderilmesi ve gönderilen ihtarnamede de tek tek her bir faturanın da eklenmesi gerektiği, yukarıda izah edilen sebeplerle, fazlaya dair her türlü talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın esastan reddine, huzurdaki davanın kötü niyetli olması nedeniyle davacı şirketin icra takibi ve dava konusu olan alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; ——– esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
—- esas sayılı dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine — tarihinde asıl alacak + işlemiş faiz toplamı —- tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 7 günlük süre içerisinde —– tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi ——– tarafından düzenlenen —- tarihli rapora göre; verilen yetki ile, tacir olan taraflardan davacı şirketin ticari defterleri usul yönünden incelendiğinde; —- defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının süresinde yaptırıldığı, —- süresinde alındığı, ——- itibariyle, davacı şirketin kendi defterlerinde davalı taraftan ——–tutarında alacaklı gözüktüğü, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları incelemeye hazır edilmesi tarafınca talep edildiği ancak ticari defter ve kayıtlar incelemeye ibraz edilemediği, somut olayda; ——– vermiş olduğu görevle davacı kayıtları üzerinde yapılan incelemede; ticari defterlerin usulüne uygun tutulmuş olduğu, takip konusu faturaların davacı tarafın kendi defterlerinde davalı açık hesabına borç kaydedildiği, dosya kapsamında sunulan diğer deliller irdelendiğinde ise; davacının —- tutarındaki asıl alacak yönünden —- tarihli takip talebine ilişkin ticari defter kayıtları ——— incelenmiş olup, bahse açık hesaba konu faturaların davalı tarafın bağlı bulunduğu —– bildirim yazıları incelendiğinde, davacıdan alınan mal veya hizmete ilişkin olarak —-dönemine kadar——– bildiriminde bulunduğu, bu bildirimlerin davacı defterlerinde davalı açık hesabına kayıtlı faturalara ilişkin olduğu, hiç kimsenin başkasına ait faturayı sebepsiz yere kendi defterlerine kendi borcu olarak yazmayacağı, “alım” olarak kendi aleyhine vergi dairesine beyan etmeyeceğinden işbu faturalar içeriği malların davalı şirkete teslimine ilişkin karinelerin oluştuğu, bu kez ispat yükünün davalı şirkete geçtiği, davalının işbu hizmeti almadığını veya fatura bedelinin tamamını ödediğini ispat etmesi gerektiği, bu hususta dosya kapsamında somut herhangi bir belge bulunmadığı, tüm bu hususlar çerçevesinde; davacının takip konusu —– asıl alacak talebi yönünden alacağının ispatına ilişkin karinelerin oluştuğu, Sayın Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında davacı alacağı için 3095 s.k kapsamında avans faizi talep edebileceği, Sayın Mahkemenin takip öncesine ilişkin faiz hususunda ise dosya kapsamında yer alan ve raporun 4.dbölümünde incelenen —- tarihli ihtarname içeriği ile temerrüt şartlarının oluştuğu yönünde hüküm tesis etmek istemesi halinde 651,51 TL tutarında faiz hesaplandığı, ancak taleple bağlılık kuralı gereği 623,59 TL tutarında faiz talep edebileceği değerlendirildiği bildirilmiştir.
Davacı, davalıya mal/hizmet teslim ettiğini/ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.
Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur—– hükümlerine amirdir.
Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82. maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle 37.746,45 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini sunmadığı, davalı tarafa 7251 Sayılı Kanun ile değişik HMK’nın 222. Maddesi gereği “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” halinde ibraz eden tarafın ticari defter ve kayıtlarının aleyhe delil sayılacağının ihtar edildiği, HMK. 221. maddesi gereği —— formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği ——– davalının— bildirimlerine göre takibe konu faturaların davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, bu halde davalının—— aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği ————davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği ———–, davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, davalının yemin deliline de dayanmadığı, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 37.746,45 TL alacaklı olduğunun sabit olduğu, fatura düzenlenmesinin borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığı, fakat davacı tarafça takip öncesi davalıya takip konusu alacağın ödenmesi hususunda ihtarname tebliğ ettirildiği, temerrüt koşullarının oluştuğu, takipte talep edilen işlemiş faiz talebinin yerinde olduğu, İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerektiği, bu nedenle alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davanın KABULÜ ile,———- sayılı dosyasında davalı/borçlunun 37.746,45 TL asıl alacak ile 623,59 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 38.370,04 TL alacak yönünden itirazının iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi ile birlikte icra takibinin DEVAMINA,
2)İptaline karar verilen 38.370,04 TL asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 2.621,06 TL’den peşin olarak yatırılan 463,42 TL’nin mahsubu ile 2.157,64 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 463,42 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 92,20 TL ilk dava masrafı, 57,50 TL tebligat-müzekkere gideri, 1.250,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.399,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ———- Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne davalı tarafın yokluğunda karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
30/03/2023