Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/26 E. 2022/924 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/26 Esas
KARAR NO : 2022/924
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/01/2022
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının, davalı taraftan cari hesap ekstresine ve faturalara istinaden ——–alacağının bulunduğu, davalı taraf, cari hesap ekstresinde yer alan borcunu müteaddit defalar
uyarılmasına rağmen ödemediği, davacının alacağın tahsili amacıyla gerek telefon üzerinden gerek noter aracılığıyla göndermiş olduğu ihtarname ile alacağını istemiş ancak davalı tarafın tüm bu ihtarlara
rağmen borcunu ödemediği, davacının alacağını tahsil etmek amacıyla——–sayılı dosyası ile takip başlattığı ancak davalı şirketin kötü niyetli
olarak borca itiraz etmesi üzerine mezkur takip durduğu, ilgili cari hesap ekstresi ile tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde davacının alacaklı olduğu ve icra takibinde haklı olduğunun anlaşılacağı, yapılan icra takibi itiraz ile durmakta ve davacının alacağının tahsil edilmesi önemli ölçüde zorlaştırılmış olduğu, icra takibine yapılan kötü niyetli ve haksız itirazın iptali için işbu davayı ikame
etme zorunluluğu hasıl olduğu, yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle;—— dosyasında borçlunun borca ve ferilerine yapmış olduğu itirazın
iptaline, icra takibinin aynen devamına, davalının kötü niyetli olması ve alacağın likit olması nedeni ile icra dosyasındaki talebe uygun olarak davacı lehine davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya
yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın dava
dilekçesinde davalıdan cari hesap ekstresine ve faturalara istinaden —–alacağı bulunduğunu, davalının borcunu müteaddit defalar uyarılmasına rağmen ödemediğini, alacağını tahsil amacıyla —– sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı şirketin itirazı üzerine takibin durduğunu, ilgili cari hesap ekstresi ve tarafların ticari defter ve kayırları incelendiğinde alacaklı olduğunun görüleceği belirtilmiş ve tüm bu sebeplerle davanın kabulü ile itirazın iptalini talep edildiğini, davalı şirketin alacaklı olduğunu iddia eden davacı yana herhangi bir borcu
bulunmadığı, işbu sebeple ———-kapsamında borca ve tüm ferilerine itiraz edildiği, davalı şirket kayıtları incelendiğinde geçmişte ticari ilişkileri olmuş ancak bu ticari ilişkilere karşılık borçlar ödenmiş olduğu, işbu takip haksız olup davacı
tarafın iddiaları tamamen asılsız olduğu, bu durum tarafların ticari defterlerinin incelenmesi ve davacı ile davalı yanın banka hesap hareketleriyle açıkça ortaya konulacağı, tüm bu sebeplerle açılan işbu dava haksız olup davanın reddi gerektiği, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine
karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile;—– sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
—— sayılı dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine —- tarihinde asıl alacak —- tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 7 günlük süre içerisinde —– tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —- tarafından düzenlenen ——- tarihli rapora göre; Sayın Mahkemenin vermiş olduğu görevle her iki tarafın ticari defter kayıtlarında
— takip tarihi itibariyle davacının kendi defterlerinde davalıdan —-alacaklı,
davalının kendi defterlerinde davacı tarafa —- tutarında borçlu gözüktüğü, tarafların ticari defter kayıtları arasındaki —— tutarındaki uyumsuzluğun ise; raporun —– tespit edildiği üzere; davacının kendi defterlerinde davalı aleyhine — tutarında borç, —tutarında davalı lehine alacak kaydettiği, dosya kapsamında sunulan diğer deliller irdelendiğinde ise; raporun— bölümünde incelenen———- dönemlerine ilişkin davalının, davacıdan alınan mal veya hizmete ilişkin olarak —- döneminde —— bildiriminde bulunduğu, davacı şirketinde aynı tutar ve adet “satım” bildiriminde bulunduğu, tarafların—– uyumlu olduğu, hiç kimsenin başkasına ait faturayı sebepsiz yere kendi defterlerine kendi borcu olarak
yazmayacağı, “alım” olarak kendi aleyhine vergi dairesine beyan etmeyeceğinden işbu faturalar içeriği malların davalı şirkete teslimine ilişkin karinelerin oluştuğu, bu kez ispat yükünün davalı şirkete geçtiği,
davalının işbu hizmeti almadığını veya fatura bedelinin tamamını ödediğini ispat etmesi gerektiği, bu hususta dosya kapsamında somut herhangi bir belge bulunmadığı, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, tarafların ticari
defter ve belgelerinin incelenmesi, Sayın Mahkemece bilirkişiye verilen görev ile sınırlı olarak mezkûr surette tahakkuk eden değerlendirme neticesinde;
A- Ticari Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Davacı tarafın —— yılına ilişkin incelenen ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, davalı şirketin ise—- yılına ilişkin ticari defterlerinin açılış noter onaylarının süresinde yapıldığı, Yevmiye defteri kapanış onayının ise —- inceleme gününde henüz yapılmamış olduğu, kapanış tasdiki için belirlenen yasal süresinin —- olduğu,
B- Davacının Alacak Talebi Yönünden: Dava konusu açık hesap alacağına ilişkin tarafların ticari defter kayıtları ve dosya kapsamında sunulan diğer deliller irdelendiğinde; davacının —-takip tarihi itibariyle kendi defterlerinde —- tutarında alacaklı, davalının ise kendi ticari defterlerinde —— tutarında borçlu gözüktüğü, raporun 4.c bölümünde incelenen —- formlarında; —–ilişkin davalının, davacıdan alınan mal veya hizmete ilişkin olarak ———- tutarında“alım” bildiriminde bulunduğu, davacı şirketin de aynı tutar ve adet “satım” bildiriminde bulunduğu, tarafların —– bildirimlerinin uyumlu olduğu, hiç kimsenin başkasına ait faturayı sebepsiz yere kendi defterlerine kendi borcu olarak yazmayacağı, “alım” olarak kendi aleyhine vergi dairesine beyan etmeyeceğinden işbu faturalar içeriği malların davalı şirkete teslimine ilişkin karinelerin oluştuğu, bu kez ispat yükünün davalı şirkete geçtiği, davalının işbu hizmeti almadığını veya fatura bedelinin tamamını ödediğini ispat etmesi gerektiği, bu hususta dosya
kapsamında somut herhangi bir belge bulunmadığı, davacının takip konusu —– tutarındaki alacak talebine karşılık davalının kendi defterlerinde —- takip tarihi
itibariyle davacıya —- tutarında borçlu gözüktüğü, tüm bu hususlar topluca
değerlendirildiğinde nihai, hukuki değerlendirme ve takdirin Sayın Mahkemeye ait olmak üzere davacının takipteki alacağını talep edebileceği, davacının takip öncesi faiz talebinin bulunmadığı, bu nedenle takip öncesi için herhangi
bir değerlendirme yapılmamış olup, Sayın Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında alacağı için 3095 s.k kapsamında avans faizi talep edebileceği tespit edilmiştir.Davacı, davalıya mal/hizmet teslim ettiğini/ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir.
Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82. maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle ——- alacaklı göründüğü, davalının ticari defterlerine göre davacıya —- borçlu gözüktüğü, HMK. 221. maddesi gereği —- resen dosyaya kazandırılması gerektiği ——davalının —- bildirimlerine göre davaya konu faturaların davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, bu halde davalının —– formlarının aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği —– davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği ———–, davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, davalının kendi defterlerine göre de davacıya —– borçlu gözüktüğü, davalı tarafça davalı şirket çalışanlarının işten ayrılma nedeniyle bir kısım ödemelerin defterlere girilmemesi savunmasına itibar edilemeyeceği, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle taleple bağlı kalınarak—— alacaklı olduğunun sabit olduğu, İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerektiği, bu nedenle alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile—– Sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
2-Asıl alacak olan 48.646,76 TL nin %20 sine tekabül eden 9.729,35TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 3.323,06 TL’den peşin olarak yatırılan 587,54 TL’nin mahsubu ile 2.735,52 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 587,54 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 92,20 TL ilk dava masrafı, 86,50 TL tebligat-müzekkere gideri, 1.250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.428,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizi bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle,——-Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/12/2022