Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/229 E. 2023/25 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/229 Esas
KARAR NO : 2023/25

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/03/2022
KARAR TARİHİ : 12/01/2023
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız ——-Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; dava dilekçesinde, davacının kayyımlık görevinin—— tarafından yürütüldüğünü, davacı şirketin harçtan muaf olduğunu,—— sayılı kararı ile 17/11/2015 tarihinde kayyımlara devredildiğini, sonrasında 22/11/2016 tarihinde kayyımlık yetkilerini ——devredildiğini, davacı şirketin, —— iştiraklerinden olup, diğer grup şirketlerinin ürettiği ve genel itibariyle eğitim malzemelerin ihracatını gerçekleştiren bir şirket olduğunu, yurtdışına kitap, dergi, okul mobilyası, kıyafet gibi eğitim sektöründeki ürünleri pazarladığını, şirketin 2012- 2016 yılları arasında satış bedellerini tahsil edememesi sonucu yurt dışında yer alan şirketlerden ticari alacaklarının doğduğunu, tahsilata yönelik girişimlerde bulunulduğunu ancak bir sonuca varılamadığını, arabuluculuk süresinde de bir sonuç alınamadığını, 29.253,38 Amerikan Doları alacağın fatura tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek yabancı para mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmektedir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekiline ——vasıtası ile usulüne uygun yurt dışı tebligatı yapıldığı ancak süresinde cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, faturadan kaynaklı alacak davasıdır.Davacı vekili tarafından, dava dosyasında “davalı şirket” olarak —– belirtilmiş, davalının adresi de “——olarak belirtilmiştir.Belirtilen adrese yurt dışı tebligat yapılması için——müzekkere yazılmıştır. Yazılan müzekkere üzere büyükelçiliğin mahkememize verdiği, 27.06.2022 tarihli cevabi yazıda; Dava dilekçesinde belirtilen davalı adının esasen —— Büyükelçiliği olduğu, dava dilekçesinde belirtilen adın büyükleçiliğin —–adı olduğu, yine bildirilen adresinde Büyükelçiliğimizin adresi olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili, 25.05.2022 tarihli beyan dilekçesinde, davalı tarafın —– Büyükelçiliği olduğunu açıkça belirtmiştir.Taraf ehliyeti, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 50. maddesinde açıkça düzenlenmiş olup bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Taraf ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 8. maddesinde düzenlenen medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Buna göre; medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi davada taraf ehliyetine sahip kabul edilmelidir.Dava ehliyeti ise, HMK’nın 51. maddesinde kişinin kendisinin veya yetkili kılacağı bir temsilci aracılığı ile bir davayı takip etme ve usul işlemlerini yapma ehliyeti olarak ifade edilmiştir. Dava ehliyeti, TMK’nın 9. maddesinde düzenlenen medeni hakları kullanma (fiil) ehliyetinin usul hukukundaki görünümü olup buna göre medeni hakları kullanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişinin dava ehliyeti bulunmaktadır. Taraf sıfatına bir başka deyişle husumet ehliyetine gelince, bu kavram dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, “aktif husumeti”, davalı sıfatı ise “pasif husumeti” karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukukî koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise def’î değil itiraz niteliğinde olması sebebiyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsa bile mahkemece re’sen nazara alınmasıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-d maddesinde açıkça düzenlendiği üzere dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Bu düzenlemeye göre husumet ya da bir başka deyişle taraf sıfatı dava şartlarından değildir. Dava şartının özelliği tıpkı taraf sıfatı gibi davanın esastan görülüp karara bağlanabilmesi için varlığı ya da yokluğu hâkim tarafından davanın her aşamasında kendiliğinden gözetilen ve taraflarca noksanlığı davanın her aşamasında ileri sürülen nitelikte olmasıdır (emsal mahiyette: ——Bu kapsamda, davacı vekili dava dilekçesinde —-ülkesinde bulunan ——-Büyükelçiliğini davalı olarak gösterdiği, büyükelçiliğin tüzel kişiliğinin ve taraf ehliyetinin bulunmadığı, yabancı ülke büyükelçiliği de olmamasından ötürü yargı muafiyeti de söz konusu olamayacağından, davanın dava şartları yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın taraf ehliyeti yokluğundan REDDİNE,
2- Davacı şirketin harçtan muaf olması ve harcın davacı üzerinde kalması nedeniyle harç tahsiline yer olmadığına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
6-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve —— tarafından karşılanan 1.560 TL arabuluculuk ücretinin —— tarafından ilgili arabulucuya ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanuna göre davası reddedilen davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde ——- Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.