Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/22 E. 2022/733 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/22 Esas
KARAR NO : 2022/733

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/01/2022
KARAR TARİHİ : 20/10/2022
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —- Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; dava dilekçesinde, davacı şirket, 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin —- Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun Çerçevesinde, —- tarihi yarımadadaki —- birleştiren—-yapım ve işletmesi ile görevli olduğunu, Projenin süre sonunda —Genel Müdürlüğü’ne devredileceğini, davalı adına kayıtlı araçların çeşitli tarihlerde —- ücret ödenmeksizin geçiş yaptığını, ücret ödenmeksizin yapılan geçişlerde geçiş ücretinin dört katı tutarında ceza uygulandığını, bununla birlikte geçiş tarihini izleyen 15 günlük sürede geçiş ücretini ödeyenlere ceza uygulanmadığını, davalının maliki olduğu —- plakalı aracın ücret ödenmeksizin yaptığı ihlalli geçişi ile davacı şirketin alacağı —–esas sayılı dosyasında icra takibine konu olduğunu, yasal süre içinde davalı tarafından borca ve yetkiye itiraz edildiğini ve bu nedenle takibin durduğunu, duran takibin devamını, itirazın iptalini, davalının asıl alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmektedir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; cevap dilekçesinde, davacı tarafından davalı şirkete karşı—-esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından süresinde itiraz edildiğini, davalıya ödeme emri gönderildiğini ve gönderilen ödeme emrinde takip konusu alacakla ilgili herhangi bir açıklama olmadığını, davalı tarafça takip konusu borçla ilgili hiçbir dayanak belge tebliğ edilmediğini, tebliğ zarfının üzerinde de yalnızca ödeme emri bulunduğu yazılı olduğunu, dayanak belge bulunmadığı da zarf üzerinden anlaşıldığını, bu muğlak ifadelerden, borcun sebebinin anlaşılması imkânsız olduğunu, bu nedenle de söz konusu icra takibinin iptali gerektiğini, davalı şirketçe geçişi yapan müşteriye ulaşılması mümkün olmadığını, bu nedenle davalı tarafça takibe itiraz edildiğini, , davanın reddedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmektedir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava—-Genel Müdürlüğü Teşkilat Yasasının 30/5 ve 7. maddesi uyarınca geçiş ücretinin ve cezanın ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Uyuşmazlık, davacının işlettiği otoyoldan davalıya ait aracın ihlalli geçiş yapıp yapmadığı geçiş ücreti ve eklenen cezadan davalı tarafın bir sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasındadır.İcra dosyası tetkikinde, davacı alacaklı şirket tarafından otoyol kullanım ücreti ve ceza bedeline ilişkin alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, süresinde takibe itiraz neticesinde takibin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.Davacının İhlalli Geçiş Ücreti ve 4 Katı Tutarındaki Ceza Bedeli Talebi Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
—Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5. maddesine göre; 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında cezanın, genel hükümlere göre tahsil edileceği,
Davalıya ait —-plaka sayılı aracın/araçların 25.02.2021 tarihinde davacı şirketin işlettiği otoyoldan geçiş yaptığının, davacı vekilince sunulan ihlalli geçiş listesi ve kamera görüntüleri ile sabit olduğu,Davalının, ödemesiz geçiş yaptığı gün ve devam eden on beş gün içerisinde, otoyol kullanımına dair borcunu davacı şirkete ait —- bulunan hesaplara yatırdığına dair herhangi bir delil sunmadığı, keza ihlalli geçişten sonra, davalının ihlalli geçiş tarihinden sonraki 15 gün içinde —-hesabında yeterli bakiye bulundurmadığı anlaşılmakla,Davalı şirkete ait aracın, davacının işletmekte olduğu otoyoldan ihlalli geçiş yaptığı,—18/01/2018 tarihli —- Esas,— Karar sayılı kararı dikkate alındığında davacı tarafından ihlalli geçiş bildiriminde bulunulmasının zorunlu olmadığı, ihlalli geçiş bildiriminde belirtilen geçiş ücret(ler)inin — Müdürlüğünce yayınlanan köprü ve otoyollar ücret tarifesine uygun olduğu, davalı araç sürücüsünün otoyolda ödemesiz geçiş yaptığı ve devam eden 15 gün içinde de geçiş ücretini ödemediği anlaşılmakla, geçiş ücreti ve 6001 sayılı kanunun 30/5.maddesine göre tahakkuk ettirilen geçiş ücretini dört katı tutarındaki cezanın yerinde olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. —–Bu kapsamda somut olayda, alacağın likit olduğu ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi şartları gerçekleştiği anlaşılmakla, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının —– Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin aynen devamına
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 31,42 TL karar ve ilam harcından 80,70 TL peşin harçtan mahsubu ile fazla alınan 49,28 TL’nin talep halinde yatıran tarafa iadesine,
davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—- vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı ve 80,70 TL peşin harç toplamı: 164,40 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 59,55 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar miktar yönünden kesin olmak üzere verilen karar okunup usulen anlatıldı.