Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/208 E. 2022/681 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.İstanbul Anadolu6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/208 Esas
KARAR NO:2022/681

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :22/03/2022
KARAR TARİHİ:29/09/2022
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız — Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; dava dilekçesinde, davacının—- numara ile kayıtlı olarak faaliyet yürüttüğünü, davacı şirketin —tarihine kadar faaliyet konusu kapsamında, trafik kazası mağdurlarının,— poliçe limitleri dahilinde alabilecekleri maluliyet ya da destekten yoksun kalma tazminatlarının başvuru ve tahsilat sürecine ilişkin olarak hizmet verdiğini, —-de yayımlanan 7251 sayılı Kanun’un 57. maddesi ile 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’na eklenen Ek Madde 6 ile hasar tasfiye firmalarının faaliyetlerine bu tarihten itibaren ileriye yönelik olarak son verildiğini, müvekkilinin bahsi geçen faaliyet alanı kapsamında, davalı — tarihli trafik kazasında yaralanan dava dışı — maluliyet tazminatının alınması hususunda hizmet verdiğini, hizmet bedeli olarak, ileride tahsil edilecek tazminatın—kendisine devredilmesi için — tarihli alacağın temliki sözleşmesi imzalandığını, davacı şirketin, sözleşmenin akdedilmesinin hemen ardından—tarihinde, sözleşme ile üstlendiği hizmet ifasına ilişkin gerekli müracaatla beraber, 6098 sayılı TBK’nın 186. maddesi hükmüne uygun olarak, tazminatın —- kendisine devredildiğini davalıya bildirdiğini, davacının hizmet sözleşmesi kapsamında tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, ücret almaya hak kazandığını, bu konuda dava dışı — ile müvekkili arasında herhangi bir anlaşmazlık bulunmadığını, işbu başvuru neticesinde davalının tazminat ödemesi yapmaktan kaçındığı için —- tarafından bahsi geçen müracaatın— taşındığını, —sayılı dosyası üzerinden verilen kararda, dosyaya davalı tarafından ibraz edilmiş olan temlikname gözetilerek,— tarafından müvekkiline devredilen tazminat alacağının— oranındaki kısmında— tasarruf yetkisi kalmadığı ve bu kısmın müvekkil şirkete ait olduğu gerekçesi ile temlik bedelinin mahsup edilmesi sonucu kalan tutar üzerinden maddi tazminata hükmedildiğini, bahsi geçen dosyada hesaplanan toplam tazminat tutarının — üzerinden karar dışında bırakılan temlik bedeli— bakiye hüküm miktarı ise — olduğunu, davalı şirketin dosyanın kesinleşmesi akabinde —tutarındaki tazminatı— ödediğini, davalı tarafından tahkim dosyasına sunulan ve başvurucuya ödenemeyeceği belirtildiği için karar dışında bırakılan temlik bedeli bu zamana kadar defalarca talep etmelerine rağmen taraflarına ödenmediğini, şu halde davalının temlik bedenlini ödemekten kaçınması ve halen uhdesinde bulundurmasının hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesi ekinde sunulan alacağın temliki sözleşmesi uyarınca müvekkiline devredilen— asıl alacağın, davalı şirkete başvuru tarihi olan— tarihinden yasal— işgünlük ödeme tarihinin sonuna tekabül eden — tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; cevap dilekçesinde, davacı şirketin anılan — poliçesi kapsamındaki sorumluluğu, poliçe tarihlerini kapsayan bir tarihte meydana gelen trafik kazasında malul kalan 3. Kişiye karşı olduğunu, bu kapsamda anılan — başvurusu ile mezkur olayda malul kalan— için hesaplanan ve yine hükme bağlanan tazminatın kendisine ödendiğini, bahsi geçen tahkim başvurusunda, davacı şirket bir taraf olmayıp, dava dışı — ile kendi aralarında akdedilen adi yazılı temlikname ile temlik alan konumunda olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin davacıya karşı, anılan tahkim başvurusunda herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, zira davalı sigorta şirketi aleyhinde yapılan tazminat başvurularında, — poliçesinin niteliği ile — Genel Şartları gereği yalnızca poliçe teminatı kapsamında kalan trafik kazalarında malul kalan 3. Kişiler yahut vefat edenlerin desteğinden yoksun kalanların talepte bulunabildiklerini,— müvekkili sigorta şirketi arasında sözleşmesel bir ilişki bulunmadığını, ayrıca anılan kanun maddesi hükmü gereği, davacının taraf olmadığı bir tahkim başvurusunda müvekkili şirketten tazminat talep etme hakkı bulunmadığını, aksine davacının ilgili Ek Madde Kanun kapsamına alındıktan sonra, temlikname ile hizmet vermesi de kendi sorumluluğunu doğurduğunu, Türk Borçlar Kanununun temlik hususunu düzenleyen ilgili hükümleri gereği, davaya dayanak gösterilen ilgili — başvuru dosyasına davacının temlik alan konumunda olduğu temlikname sunulduğunu, zira söz konusu başvuruda müvekkili şirket aleyhinde talepte bulunan, dava dışı— olmakla; davacının temlik alan konumunda herhangi bir talep hakkı olmadığı gibi başvuruya da taraf olmadığını, davalı şirketin davacı şirkete karşı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını beyanla açılan davanın reddini talep etmiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, temliknameye dayalı olarak, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.Dava dışı — tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı olarak yaralanması nedeni ile oluşan maddi tazminat alacağının — kısmının —- tarihli temlikname ile davacıya devir edildiği iddiası ve bu bedelin davalı sigorta şirketi tarafından ödenmemesi nedeni ile yargılama konusu dava açılmıştır.
Alacağın temliki 6098 sayılı TBK 184. maddesinde düzenlenmiş olup; alacağın devrinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlıdır. Alacağın temliki de bir sözleşme olup, tüm sözleşmeler gibi, sözleşmeye konu edimleri, tarafların birbirine uyan karşılıklı irade açıklamasıyla ortaya koyarak oluşturmaları gerektiği açıktır. Somut olayda, dava konusu temlikname; ” —- tarihli olayda ilgili olarak açılmış bulunan —Sayılı hasar dosyasında aşağıda adı ve imzası bulunan temlik eden/edenler adına tahakkuk etmiş olan alacağın (tazminat bedellerinin) — oranındaki — miktarını —‘ ye devir ve temlik ettiğimi/ettiğimizi.” şeklinde düzenlenmiş olup, kapsamı itibari ile neyin devir edildiği belli değildir. Dava dışı temlik edenin, davacıya hangi hasar dosyası üzerinden, hangi alacağını devir ettiği anlaşılamayan temliknameye dayalı olarak davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmaması yerinde olup, davanın reddine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken— maktu karar ve ilam harcı başlangıçta peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan —vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan — arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucuya ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanuna göre davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (—) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.