Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/204 E. 2023/484 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/204 Esas
KARAR NO : 2023/484

DAVA : 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 10/03/2022
KARAR TARİHİ : 06/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili —-. İle banka müşterisi olan davalılardan—- şirketi ve müşterek/müteselsil kefiller olan diğer davalılar arasında 04/07/2017 ve 14/08/2018 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri tanzim edildiğini Genel Kredi Sözleşmesi çerçevesinde davalıların; 05/10/2021 tarihli hesap özetine göre 10.225,11 TL ana para, 469,45 TL faiz ve 11,97 TL BSMV olmak üzere toplamda 10.706,53 TL borcun ödenmesi ile ilgili olarak müvekkili şirket tarafından davalılara —. Noterliği’nin 06/10/2021 tarih—– yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi keşide edildiğini ihtara rağmen ödeme yapılmaması nedeniyle —- Banka Alacakları —-Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını davalıların takibe haksız itiraz ettiklerini beyan ederek itirazın iptaline takibin devamına davalıların %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinden —- ve —–karşı kefil olmalarına ve asıl borçlu ödeme güçlüğü içerisinde olmamasına karşın icra takibi başlatıldığını, itiraza konu icra takibinde uygulanan temerrüt faiz oranının aşırı ifa güçlüğüne sebebiyet verdiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.—- Banka Alacakları—– Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır. İncelemesinde; davacı alacaklının davalı borçlular aleyhine 07/01/2022 tarihinde 9.510,04 TL toplam alacak üzerinden takip başlattığını ödeme emrinin borçlulardan —- 05/02/2022 tarihinde tebliğ olduğu diğer borçlulara tebligat yapılamadığı ancak tüm borçluların 08/02/2022 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.Dosya rapor tanzim etmek üzere bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş olup bankacı bilirkişi raporunda özetle; —-. ile davalı şirket arasında 2 (iki) adet Genel Kredi Sözleşmesinin imzalandığını davalıların da, müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzaladığını, müteselsil kefaletin, geçerlilik şartlarına uygun olarak; yazılı şekilde yapıldığını, kefillerin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihlerinin, el yazısı ile düzenlendiğini, bankanın Genel Kredi Sözleşmesinin 4/2 maddesine dayanarak, davalı şirketin bankaya olan borcunu ödememesi nedeniyle, kredi hesabını 05.10.2021 tarihinde kat edildiğini, ihtarnamenin 06.10.2021 tarihinde keşide edilmiş, 08.10.021 tarihinde şirkete, 09.10.2021 tarihinde kefillere tebliğ edildiğini ihtarda belirtilen toplam borç ödenmediğinden, 07.01.2022 tarihinde —-Banka Alacakları İcra Müdürlüğü —-Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığın Genel Kredi Sözleşmesinin, Temerrüt Faizini düzenleyen 2/7.maddesi gereğince temerrüt faiz hesaplamasının ihtarnamede belirtilen Temerrüt Faiz Oranı olan %27,36 üzerinden yapıldığını yapılan inceleme ve hesaplamalar neticesinde, davalının davacıya, ihtarname masrafı dahil 8.971,54.-TL borçlu olduğunu beyan etmiştir. İtirazlar üzerine ek rapor aldırılmış olup bilirkişi ek raporunda itirazları değerlendiren bilirkişi kök raporda değişikliğe gitmemiştir.
Dava, hukuki niteliği itibari ile; düzenlenen genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebinden ibarettir.
Uyuşmazlık; —– Banka Alacakları İcra Müdürlüğü’nün —-Esas sayılı takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı, bu doğrultuda davacının davalıdan bankacılık işlemine dayalı olarak alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmıştır.TBK’nın kefalet sözleşmesinin şeklini düzenleyen 583. maddesinin ilk fıkrasında “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükmü getirilmiş ve kefalet sözleşmesinin geçerliliği bakımından şekli koşullar öngörülmüştür. Somut olayda her ne kadar kefiller sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihini kendi el yazıları ile yazmış iseler de müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiklerini kendi el yazılarıyla yazmadıkları anlaşılmakla kanunun aradığı şekil şartının yerine getirilmediği anlaşılmış olup bu kapsamda davalılar —– sorumluluklarının bulunmadığı kabul edilmiştir.
Davalı asıl borçlu şirket yönünden yapılan incelemede ise; —–ile davalı şirket arasında 2 (iki) adet Genel Kredi Sözleşmesinin imzalandığı şirketin borcu ödememesi nedeniyle bankanın usulüne uygun hesabı kat ederek borçluya ihtar çektiği ancak borcun ödenmediği hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda yapılan hesap doğrultusunda asıl alacak miktarının 7.534,12 TL olduğu İşl.Akdi Faizin 172,50 TL, İşl.Geck. Faizin 45,46 TL, temerrüt faizinin 781,57 TL, BSMV’nin 49,98 TL ihtar masrafı ile birlikte toplam alacağın 8.971,54 TL olduğu anlaşılmıştır.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede; İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. (Yargıtay—-.HD ——Bu kapsamda, alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının davalı şirket yönünden gerçekleşmesi nedeniyle, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı şirketten alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar —– yönünden davanın REDDİNE
2-Davalı şirket yönünden davanın KISMEN KABULÜ İLE; —– Banka Alacakları İcra Müdürlüğünün —–Esas sayılı takibine borçlu- davalıların yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 7.534,12 TL asıl alacak, 172,50 TL İşl.Akdi Faiz, 45,46 TL İşl.Geck. Faiz, 781,57 TL temerrüt faiz 49,98 BSMV olmak üzere toplam 8.583,63 TL alacak üzerinden üzerinden devamına, aşan istemin reddine,
3-Hükmolunan alacağın %20 si icra inkar tazminatının davalı —– tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli karar harcı 586,35 TL’den peşin olarak yatırılan 114,86 TL’nin mahsubu ile 471,49 TL bakiye harcın davalı şirkketten tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan toplam 114,86 TL harcın davalı şirkketten tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 92,20 TL ilk dava masrafı, 328,00 TL tebligat müzekkere gideri, 1.200,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam, 1.620,20 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre (%90 kabul) 1.462,37 TL’sinin davalı şirketten tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı taraflarca sarfedilen yargılama olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 8.583,63 TL nispi vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalılar—— kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 8.583,63 TL nispi vekalet ücretinin davacı şirketten alınarak anılan davalılara verilmesine,
10-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre kabul ve red oranına göre 1.191,41 TL’sinin davalı şirketten tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına, kalan 128,59 TL’sinin davacıdan tahsili ile ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Gerekçeli mahkeme kararının taraflara bilahare tebliğ edilmek üzere miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.