Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/146 E. 2023/1001 K. 05.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/146 Esas
KARAR NO: 2023/1001
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/02/2022
KARAR TARİHİ: 05/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 31/10/2021 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı bulunan, maliki —- olan ve kendi sevk ve idaresindeki —– plakalı aracın, müvekkiline ait —— plakalı araca çarparak maddi hasarlı trafik kazasına sebep olduğunu, kazanın meydana gelmesinde karşı yan araç sürücüsünün yüzde yüz kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle müvekkilin aracında değer kaybı oluştuğunu, müvekkilin aracında meydana gelen değer eksilmesinin tanzimi için davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, olumlu sonuç alınamadığını, bunun üzerine arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, anlaşamama ile sonuçlandığını, müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybının bilirkişi marifetiyle belirlenmesini talep ettiklerini, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000,00TL nin davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, dava konusu alacaklarını sigortaya başvuru tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirkette sigortalı bulunan —– plaka sayılı araç ile davacı yana ait ——plaka sayılı aracın karıştığı kaza sonucu davacı yan aracının hasarlandığı ve söz konusu kazaya istinaden araçtaki hasar nedeniyle ortaya çıkan değer kaybının iş bu dava ile talep edildiğini, belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı yan tarafından yapılan ödeme taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu ve reddi gerektiğini, meydana gelen kazada müvekkilinin bir sorumluluğunun olmadığını, basit kaporta, plastik tampon/parça onarımları, cam, lastik, hava yastığı vs. oluşan hasarların değer kaybı hesaplaması dışında olduğundan davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketin kusur oranında sorumlu olduğunu ve bu nedenle kusur durumunun tespit edilerek yargılamaya devam edilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla olayda trafik sigortası genel şartlarına göre hesaplama yapılması gerektiğini, bütün bu nedenlerle, haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasını talep ettiği beyan etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedenine dayalı araç değer kaybı istemine ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Taraf teşkili sağlanmış, taraf delilleri celp edilmiş, uyuşmazlığın çözümü için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi —– kök rapor içeriğine göre; davacı —, maliki ve sürücüsü olduğu —- plaka nolu otomobil sürücüsü —-%100 (Yüzdeyüz) oranında kusurlu olduğunu, davalı —- trafik sigortalı —- plaka nolu — sürücüsü —- kusursuz olduğunu, davacı tarafa ait —– plaka nolu otomobilin kaza nedeniyle toplam değer kaybının 25.630,00 TL olduğunu, davalı tarafa trafik sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğundan, davalı sigorta şirketinin bu bedelden sorumlu olmayacağını bildirmiştir. Kök rapora kusur yönünden davacı tarafın itirazı üzerine tanık olarak bildirdikleri —– duruşmada ” davacı —– eski iş arkadaşımdı, tam olarak hatırlamamak ile birlikte geçtiğimiz yıl bu zamanlarda plakasını hatırlamadığım davacı —- ait olan araç ile ikimiz birlikte —- yolu üzerinde —– dogru kahvaltı için trafikte idik, biz en sol şeritte seyir halinde iken orta şeritte bulunan plakasını hatırlamadığım otomobil cinsi emin olmamamak ile birlikte rengini beyaz olarak hatırladığım bir araç herhangi bir sinyal vermeden birden sol şeride bizim aracın önüne kırdı, bu nedenle davacının aracı diğer araca arkadan çarptı, diğer araç hiç durmadan yoluna devam etti, bir süre sonra bizde arkalarında idik ve sağa çektiler, araçtan inip gerekli konuşma yapıldı, araçtan üç kişi indi, üzerlerinde bulunan kıyafetlerde —– amblemi vardı, ben ilk başta korktuğum için araçtan inmedim, daha sonra ise karşılıklı konuşmada yanlarında tutanak olmadığı için tutanak düzenlenmedi, daha sonra biz kahvaltıya gideceğimiz yerde tutunak temin edilebileceği belirtilirek o kişileri davet ettik, sonrasında benim aklıma onlıne tutanak düzenleyebileceğimiz geldi, onlıne tutanak düzenlendi ve imzalarda o şekilde atıldı.” şeklinde beyanda bulunmuştur. Tanık beyanı da değerlendirilerek ek rapor düzenlenmesi amacıyla dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi —- ek rapor içeriğine göre; davacı —- maliki ve sürücüsü olduğu —- plaka nolu otomobil sürücüsü —- %100 (Yüzdeyüz) oranında kusurlu olduğunu, davalı—–trafik sigortalı —- plaka nolu otomobil sürücüsü — kusursuz olduğunu, davacı tarafa ait — plaka nolu otomobilin kaza nedeniyle toplam değer kaybının 25.600,00 TL olduğunu, davalı tarafa trafik sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğundan, davalı sigorta şirketinin bu bedelden sorumlu olmayacağını bildirmiştir.Tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli bilirkişi rapor içeriklerine göre; 31/10/2021 tarihinde davalı nezdinde zmms poliçesi ile sigortalı — plakalı araç ile dava dışı —– plakalı aracın karıştığı trafik kazasının meydana geldiği, davacının 01/11/2021 tarihli alacağın temliki sözleşmesi kapsamında eldeki davayı açma ehliyetinin bulunduğu, kazaya karışan araç sürücülerinin yaşanan kazada kusur durumunun tespiti için aldırılan bilirkişi raporlarında davacı – sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu, davalı sigortalı araç sürücüsünün ise kusursuz olduğunun tespit edildiği, davacı tarafın gösterdiği ve Mahkememizce dinlenilen tanığın tarafsız tanık olmadığı, davacının eski iş arkadaşı olduğu, kaza tespit tutanağında davacı “anayolda giderken —–plakalı araç bir anda sağ şeritten sol şeride geçti” şeklinde beyanın bulunduğu, karşı araç sürücüsünün ise ——-otoyolu bağlantısında orta şeritte seyir halinde iken sola sinyal verip, sol şeride geçtim ve sonrasında —- plakalı araç arkadan benim —-plakalı aracıma çarparak hasar verdi ” şeklinde beyanın bulunduğu, bu beyanın aksinin ispat yükü üzerinde olan davacı tarafça ispatlanamadığı, davacının tespit tutanağındaki beyanında sinyal durumuna dair ifade bulunmadığı ancak tanık ifadesinde ileri sürüldüğü, tanığın tarafsız olmaması nedeniyle aksi beyanlara itibar edilemeyeceği, kaldı ki sinyal verilmediği iddiası üzerinde durulsa bile davacı sürücünün takip mesafesini koruyup etkili fren hareketinde bulunması gerektiği, 2918 sayılı KTK 84/1-d bendi kapsamında arkadan çarpma halinde araç sürücüsünün asli kusurlu sayılacağı, davacının davalı sigortalı araç sürücüsünün kusurunu ispatlayamadığı, davalının ise sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olmaması nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine dair karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE
2-Alınması gerekli 269,85 TL karar harcının başlangıçta alınan 80,70 TL harçtan mahsubu ile 189,15 TL kalan harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı sigorta kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı sigortaya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ———dliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/12/2023