Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/139 E. 2022/961 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/139 Esas
KARAR NO: 2022/961
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 20/10/2016
KARAR TARİHİ: 15/12/2022
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız ———– Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA: Davacı vekili; davalı şirkete——- günü sürücü — yönetiminde ——yönünden —– seyrederken —- önünde bulunan yaya geçidine geldiğinde —- yönünden karşıya sahil tarafına karşıdan karşıya geçen yaya —— asli ve tamamen kusurlu olarak çarpması sonucu tek taraflı ve ölümlü kazanın meydana geldiğini, sürücü—- asli ve tamamen kusurlu olduğunun —— dosyasında bulunan kamera görüntülerinden açıkça belli olduğunu, davacının olay nedeniyle üzüntü duyduğunu, kazadan sonra —- tarihinde davalı şirkete başvurduklarını, davalı şirketin bir ödeme yapmadığını, davalı şirketin davanın açılmasına neden olduğunu belirtmiş ve şimdilik —davalı şirketten —– olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı tarafın davaya cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Davacı vekili dava dilekçesi ile Davalı sigorta şirketine —- tarihinde sürücü— sevk ve idaresinde—- istikametinden— ilçesi istikametine seyir halinde iken —-bulunan yaya geçidine geldiğinde —- önünden —- sahil tarafına doğru karşıdan karşıya geçmekte olan yaya —- asli ve tamamen kusurlu olarak çarpması neticesinde tek taraflı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza sebebiyle müvekkilinin eşi —-vefat ettiğini, kaza sebebiyle gerçekleşen ölüm neticesinde müvekkilinin eşinin desteğinden yoksun kaldığını, —- plakalı araç sürücüsü —- kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğunu, kazadan sonra—— tarihinde davalı sigorta şirketine başvurulmuş ise de davalı sigorta şirketi tarafından bir ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, tahkikat sonucunda davacının maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik —— destekten yoksun kalma tazminatının (davalı sigorta şirketi azami poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) olay tarihi olan —- tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı ıslah dilekçesi ile talebini —– yükseltmiştir.
Davalı taraf davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda,—–destekten yoksun kalma tazminatının poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere —– tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Kararın istinafı üzerine mahkememiz dosyasını inceleyen—– sayılı ilamı ile;
“Dosya kapsamından —- tarihinde dava dışı sürücü —— sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketine ——–çarpması neticesi ölümlü trafik kazasının meydana geldiği, davacının bu kaza nedeniyle maddi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır.
Kaza tespit tutanağında, yayanın, yaya geçidinin —— tarafında tespiti yapılarak kusur belirlemesinde yayanın yaya geçidinden geçmeme asli kuralını ihlal ettiği, sürücünün de hızını yaya geçitlerine yaklaşırken azaltmamak kusurunu işlediği belirtilmiştir.
Soruşturma aşamasında —- alınan kusura ilişkin, Bilirkişi —–tarihli bilirkişi raporunda yaya—- asli, sürücü —- tali kusurlu olduğu,—– tarihli raporda, sürücü — ve yaya ——– eşdeğer derecede kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Çelişkili raporlar nedeniyle —- oluşan üçlü bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Raporda yaya —– asli, sürücü —- tali kusurlu olduğu belirlenmiştir. Ceza Mahkemesince bu rapora itibar edilerek hüküm kurulduğu, HAGB kararı verildiği görülmüştür. İlk Derece Mahkemesince trafik uzmanı bilirkişiden alınan raporda yaya—-asli %75, sürücü ——– tali %25 oranında kusurlu olduğu belirlemesi yapılmıştır. İtiraz üzerine ——– mühendislerinden oluşan üçlü bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti yaya ——— asli %75, sürücü ——- tali %25 oranında kusurlu olduğunu belirlemiştir. Davacı vekili tarafından Bilirkişi —- tarafından kaleme alınan ve sürücü—- asli ve tam kusurlu, yaya —-kusursuz olduğunu belirten —— tarihli özel mütaala raporu sunulmuştur. İlk Derece Mahkemesince bu kez —— yayanın, yaya geçidini takiben geçiş yapmakta iken mi kazaya karıştığı yoksa yaya geçidi dışından geçiş yaptığı sırada mı kazaya karıştığı hususunda kesin bir kanaate varılamamış olduğu” açıklanarak iki ihtimale göre kusur belirlemesi yapılmış, buna göre 1. ihtimalde davacı yakını yaya ——, karşıdan karşıya geçişini yaya geçidini takiben yaptığı sırada, dava dışı sürücü —- idaresindeki kamyonetin sadmesine maruz kalması ile kaza meydana gelmiş ise, dava dışı sürücü —– asli derecede kusurlu olduğu (% 100 oranında kusurlu olduğu), yaya —– atfı kabil kusuru bulunmadığı; 2.ihtimalde davacı yakını yaya —- karşıdan karşıya geçişini yaya geçidi dışından (yaya geçidine 14 mt mesafeden) yaptığı sırada, dava dışı sürücü yönetiminde —– sadmesine maruz kalması ile kaza meydana gelmiş ise sürücü —- % 50 oranında, yaya ——- % 50 oranında kusurlu olduğu tespit edilerek bildirilmiştir.
Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinden hukuk hakimini bağlayan kesinleşmiş bir maddi olgunun varlığından bahsedilmeyecektir. Dosya kapsamında bulunan ağırlıklı raporlar ve kaza tespit tutanağı sürücü —- ve yaya ——– kusurlu olduğu yönündedir. Olay yeri görüntülerinde yayanın yaya geçidi üzerinde geçiş yapıp yapmadığının belirli olmadığı hususu bilirkişi raporlarında ——— ortaya konulmuştur. Bu durumda İlk Derece Mahkemesince sürücünün tam kusurlu olduğunun kabulü ile düzenlenen tazminat miktarına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Ancak davalı vekilinin———- raporuna göre iki seçenekli olarak hazırlanan aktüerya raporu ve ek raporlarına itirazında ” Yaya, Karayolları Trafik Kanunu madde 68 ve bağlı yönetmelik’in 138. maddesi uyarınca kusurludur. Yaya karşıdan karşıya geçerken yaya geçidini kullanmamıştır. Bu nedenle dikkatsiz ve tedbirsiz davranmıştır. Hesaplamada 2. seçeneğin esas alınması maddi vakıaya uygun olandır.” beyanında bulunduğundan davacı yararına oluşan usuli kazanılmış hak da gözetilerek ——- kusur raporundaki 2.ihtimale göre yapılan değerlendirme kaza tespit tutanağı ve olayın oluşuna uygun düştüğünden sürücü ve yayanın kazanın oluşumunda %50 kusurlu olduğunun kabulü ile tazminat hesaplaması gerektiği kanaatine varılmıştır. Somut uyuşmazlıkta, —- başlangıç tarihi —– tarihidir. Mahkemece hükme esas alınan aktüerya raporunda davacının kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresinin belirlenmesinde—- ikinci tercih olarak da —- faiz esas alınarak hesaplama yapılmıştır. Ancak yukarıya aktarılan emsal ———– esas alınması gerekmektedir. O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken, aktüer bilirkişiden, sigortalı araç sürücüsünün % 50 kusur oranı esas alınarak, muhtemel bakiye yaşam süresinin belirlenmesinde —— kullanılarak ve——— uygulanarak ilk rapor tarihi itibariyle tazminat miktarının hesaplanması için ek rapor alınması ve sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi olmalıdır. ” gerekçeleriyle mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Kaldırma kararı doğrultusunda, dosya yeni esasa kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.Haksız Fiile İlişkin Kusur Sorumluluğu Yönünden Yapılan Değerledirmede;—— sayılı ilamı ile belirtilen hususlar kapsamında, davalı tarafın kaza kapsamınsa sorumluluğunun % 50 oranında olduğu kabul edilmiştir.
DYKT Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacı vekilince, —– destekten yoksun kalma tazminatı,—– tarihli ıslah dilekçesi ile, dava değeri ———–olarak ıslah edilmiş, olay tarihinden itibaren itibaren avans faizi ile tahsili talep edilmiştir. Destekten yoksun kalma tazminatı Türk Borçlar Kanun’un 53.maddesinde düzenlenmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumların korunmasıdır——-
Davacı, trafik kazasında ölenin eşidir. Bu nedenle davacının, eşinin ölümü ile desteğinden mahrum kaldığı açıktır.
Davacının zararının tespiti için istinaf kaldırma kararından sonra, istinaf kaldırma kararında belirtilen hesaplama yöntemine göre hesap uzmanından rapor aldırılmıştır.
Hesap uzmanı tarafından hazırlanan——— tarihli raporda, davacının zararının —- olduğu hesaplanmıştır.
Mahkememizce, bu rapor usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek hükme esas alınmıştır.
Bu cihette açıklanan nedenlerle, davanın kısmen kabulü ile —– destekten yoksun kalma tazminatının davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Faiz Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Sigorta Şirketleri Açısından; Haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısı bakımından; 2918 sayılı KTK’nın 99/1. maddesi ile—–. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalı sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir. ——-
Somut olayda; davacının poliçe kapsamında ödeme yapılmasını sağlamak için, davalıya —- tarihinde başvuru yaptığı, 2918 sayılı Kanunu’nun 99/2. maddesi uyarınca sekiz iş günü sonunda ——- tarihinde davalının temerrüde düştüğü anlaşılmakla bu tarihten itibaren tazminat miktarına yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.
Davacının gerçek kişi, aracın da ticari olmayan araç olması nedeniyle yasal faiz işletilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
67.941,13 TL destekten yoksun kalma tazminatı, poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere 13/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 4.641,06 TL harçtan peşin alınan 518,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.122,86 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 10.870,58 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 10.870,58 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 547,40 TL harç ile 3.719,00 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.743,98 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 60,50 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 32,13 TL ‘sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, —- Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/12/2022