Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/135 E. 2023/133 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/135 Esas
KARAR NO : 2023/133
DAVA: 6493 Sayılı Kanundan Kaynaklanan Uyuşmazlıklar
DAVA TARİHİ : 17/02/2022
KARAR TARİHİ: 15/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan 6493 Sayılı Kanundan Kaynaklanan Uyuşmazlıklar davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA: Davacı vekilince dava dilekçesinde özetle; —– limitli —- yapıldığını,—– temlik ettiğini, sözleşmenin akabinde —–yapıldığını, kefalet sözleşmesine müteselsil kefil sıfatıyla müvekkilinin —- imza attığını, —– için bankaların uygulamada düzenlediği “banka teminat senedi” “munzam senet bonosu” düzenlendiğini, ekte sunulan bononun —- dayalı olduğunu, banka tarafından teminat şeklinde düzenlendiğini, banka bu senedi ——– yoluyla takip başlattığını, müvekkilinin ———numaralı dosyada borçlu sıfatıyla yer aldığını, müvekkiline yöneltilen takibin hukuki olmadığı, takibe konu senedin “bono” vasfı taşımadığı, müvekkilinin “bono” olduğu iddia edilerek takip konusu edilen senette ——– sıfatıyla yer aldığı, ancak takibe konu olan senedin “bono” vasfı taşımadığı , teminat senedi kambiyo vasfı taşımadığı için “kambiyo senetlerine özgü haciz yolu” ile takibe konu edilmesinin hukuk kurallarına aykırı olduğu, banka ile yapılan —– incelendiğinde senedin sebebinden soyut olmadığının görüleceği, senedin genel kredi sözleşmesine dayalı bir munzam senet vasfı taşıdıı, bu durumun genel kredi sözleşmesindeki —– açıkça görüldüğü, hemen ardındaki sayfada da—— Tutanağı bulunduğu, müvekkilinin, işbu senede imza atarken —– teminatı olduğunu bilerek imza attığı, müvekkilinin bu senetten dolayı —–olduğunu bilerek, bu iradeye yönelik imza atmamış olduğu, —- dayalı Müteselsil —- kefalet süresi olarak —–ibaresi yer aldığı, ancak kefalet sözleşmesinin süresiz olamayacağı, bankanın yaptığı —– ibaresinin sözleşmeyi hükümsüz kılacağı, sunulan—— kısmının boş bırakıldığı, kefalet sözleşmesini geçersiz olduğu, banka tarafından müvekkiline çekilen hesap kat ihtarnamesi usulüne uygun olmadığı, bonoya dayalı müvekkilinin borcu bulunmadığından bahisle davacının davalıya borcunun olmadığının tespitine, davalının %20 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesi ile özetle; Davacının icraya konu senedin banka teminat senedi olduğunu iddia ettiğini, bir senedin teminat senedi olabilmesi için üzerine yazılan teminattır ibaresinin tek başına yeterli olmadığını, bir senedin teminat senedi vasfını tasfını taşıyabilmesi için yas senet metninde açık olarak teminatın hangi hususta verildiğinin belirtilmesi ya da ayrı bir sözleşmeyle söz konusu teminat senedine atıf yapılarak senedin teminat senedi olduğunun belirlenebilir olmasının sağlanması gerektiğini, senet üzerine yazılacak olan “teminattır” ibaresinin tek başına senede teminat senedi olma hüviyetini kazandırmayacağını teminat senedidir, devredilemez, ciro edilemez ibarelerinin tek başına geçersiz, hiç yazılmamış kabul edildiğini, davacının kefaletin süresiz olmayacağından hükümsüz olduğunu iddia ettiğini, iddia edildiği gibi düşülmesi ihtimalinde dahi süresiz olmasının tek başına sözleşmeyi hükümsüz hale getirmeyeceğini ancak sözleşmenin yinelenmesi halinde 10 yıllık sürenin sonunda sona ereceğinin düşünülebilir, sözleşmenin kurulduğu tarihten itibaren 10 yıllık sürenin tamamlanmamış olup alacak ödenmediğinden takibe rızasının bulunmadığın iddia ettiğini, ——- numarası ile çekilen ihtarnamenin usulsüzlüğünün iddia edildiği, gönderilen ihtarnamenin usule uygun olduğunu hukuken geçerli olduğunu, ödeme için verilen sürenin az olduğu iddia edildiğini ancak bu süre geçtikten sonra da ödemenin yapılmadığını işbu nedenle iddianın reddi gerektiğini, davacının her hususa itiraz ettiği somut, hukuka uygun bir haklı gerekçesinin bulunmadığından açılan işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacının —— esas sayılı takibine konu bono ve kredi sözleşmesindeki kefaleti nedeniyle, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Esasen davacı vekilince işbu davada davacının davalıya hiçbir borcunun olmadığının tespiti talep olunmuş, dava dilekçesinde harca esas tutar bildirilmemiş, tevzi formunda dava değeri —— gösterilerek bu tutar üzerinden dava harçlandırılmıştır.
Mahkememizce —– esas sayılı dosyası sureti dosyamız için alınmış, alacaklısı —- tarafından davalı ve yanı sıra 4 kişi hakkında kambiyo takibi başaltıldığı, takip sebebinin yalnızca—— tutarlı bono olduğu, takibin —- bono, komisyon ve ihtiyati haciz vekalet ve harç kalmeler olmak üzere toplamda —ilişkin olduğu belirlenmiştir.
Dava değerine ilişkin yukarıda yapılan açıklama kapsamında davanın, —–esas sayılı dosyasına konu borç nedeniyle menfi tespit istemi olduğu Mahkememizce değerlendirilmiştir. Bu değerlendirme kapsamında, —– karar sayılı ilamında da vurgulandığı ve aynı kararda atıf yapılan —–sayılı ilamında da işaret edildiği üzere, banka tarafından icra takibinde bono bedelinin tamamının tahsilinin istenmemiş olduğu, talep edilmeyen kısım için menfi tespit davası açmakta hukuki yarar bulunmadığı Mahkememizce gözetilmiş, bu nedenle tüm senet bedeli yönünden harç ikmali gerekmediği değerlendirilmiştir.
Mahkememizce takip konusu senet tetkik edilmiş, —– ibaresi altında davacının isim, adres bilgileri, imzasının yer aldığı, bundan başka —– ibarelerinin yer aldığı belirlenmiştir.
Bu tespit karşısında davacı vekilinin, ——– olma yönünde davacının iradesinin bulunmadığı savunmalarının ———olmadığı değerlendirilmiştir.
Mahkememizce davaya konu icra dosyasından, alacağın dosyamız davacısına temlikine ilişkin kayıtların gönderilmesi talep olunmuş, 19/03/2019 tarihli temlik sözleşmesi ile diğerlerinin yanı sıra banka müşterisi —— esas sayılı takibine konu alacağın da davalı—– temik olunduğu belirlenmiştir.
Mahkememizce davaya konu istem yönünden, takip alacaklısı/temlik eden —— nezdinde yerinde inceleme yapılarak rapor sunulması talep olunmuş, sunulan rapor, dosya kapsamına, delil durumuna uygun, denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Bu kapsamda; temlik eden —– imzalandığı, anılamn şirketlerden herhangi birisinin ya da her ikisinin —- sözleşme limiti dahilinde kalmak kaydıyla ayrı ayrı kredi kullanabilecekleri yönünde ———- imzalandığı, yine banka ile davacı arasında —– limitli bağımsız müteselsil kefalet sözleşmesi imzalandığı, kefalet sözleşmesinde eş rızasına ilişkin kayıt olmadığı ancak davacının ——– ortaklarından olması itibariyle ve TBK’nun 584. maddesi gereğince eş rızası aranmayacağı gözetilerek davacı tarafın, kefaletin bu nedenle gereçersiz olduğu iddiası bu yönden yerinde görülmemiştir.
Kefaletin süresiz olması itibariyle geçersiz olduğu iddiası yönünden ise TBK’nun 598/3. maddesi kapsamında, bu durumda kefaletin 10 yıl için geçerli olacağı, anılan eksikliğin kefaletin geçersizliği sonucunu doğurmayacağı değerlendirilmiştir.
Yine alınan rapor ile yerinde inceleme neticesinde, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle hesabın 14/04/2015 tarihinde kat edildiği, kat ihtarının davacı ile aynı konutta oturduğundan bahisle ————- tebliğ edildiği belirlenmekle, ihtarın usulsüz olduğu iddialarının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Taraflarca sunulan ve bilirkişi tarafından banka nezdinde tetkik edilen dava malzemesi içinde takibe konu bonoya tarih, tutar, vadesi itibariyle atıf yapılıp, teminat için olduğu düzenlemesi yer alan bir kaydın varlığının tespit edilememiş olduğu, aynı rapor ile kredi sözleşmesi kapsamında dava tarihi itibariyle ödenmemiş kredi borcunun 2.169.711,69 TL olduğu belirlenmiş olmakla davacının gerek kredi sözleşmesine kefaletinden kaynaklı olarak, gerekse takip konusu borca ilişkin olarak dava tarihi itibariyle borçsuzluğunun tespiti isteminin sübut bulmadığı kanaatine davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE.
2Alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 20.552,73 TL harçtan mahsubu kalan 20.372,83TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 144.139,26 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5——- bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineyi irat kaydına,
6-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine, 15/02/2023