Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/104 E. 2023/278 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/104 Esas
KARAR NO: 2023/278
DAVA: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/08/2021
KARAR TARİHİ: 22/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Davacı vekilince sunulan dava dilekçesi ile özetle; davalının davacı şirkette 16.04.2015-30.09.2018 tarihleri arasında genel müdür olarak çalıştığı, davalının, genel müdür görevi ile çalıştığı dönemde işe giriş ve çıkışlardan sorumlu bulunduğu, davalının, 2 adet iç yönergenin ——– tescili ile birlikte ikinci derecede imza yetkilisi olduğu,——tescil edilen iç yönergelerin y bendi uyarınca davalının, “personel iş sözleşmelerinin, işe giriş ve çıkış işlemlerinin yapılması, personel bordrolarının düzenlenmesi, bunlarla ilgili resmi mercilere bildirimde bulunulması.” hususlarında sorumlu olduğu, davalının genel müdür olarak çalıştığı dönemdeki yetki ve sorumluluğu nedeni ilc tüm işe giriş ve çıkış kararlarından sorumlu olduğu ancak davalının dava konusu olan, davacı şirkette çalışmış personellerin işten çıkarma prosedürlerinde yanlış ve/veya gerçeğe aykırı beyanlarda bulunarak davacı şirketin eski çalışanlarına haksız yere tazminatlar ödenmesine neden olduğu, davalının genel müdür olarak çalıştığı dönemde çalışmış olan eski personel ——, açmış olduğu işe iade davasını kazanmış ve işe başlama isteğinde bulunmuş olmasına rağmen kendisinin işe başlatılmamış ayrıca işe iade davası sonucunda hak ettiği miktarlar kendisine ödenmemiş olduğu, personelin hak ettiği alacaklarını icraya koyduğunda ise davalı tarafından kötü niyetli olarak icra takibine itiraz edildiği, söz konusu eski personelin —– karar sayılı ilamı ile itirazın iptali davası açarak davayı kazanmış ve söz konusu alacağını ——–sayılı icra dosyası ile tahsil etmiş olduğu, davacının cebri icra tehdidi altında icra dosyasına 35.144,00 TL ödeme yapmak zorunda kaldığından bahisle icra dosyasına ödenen 35.144,00 maddi tazminat ve 17.500,00 TL manevi tazminat ve 5.000,00 TLkötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, eski personel —— karar sayılı kararıyla işe iade edilmiş olması dolayısıyla işe iadesinin işverence red veya kabulünün—— gerçekleşmiş olacağı, —– dosyasıyla alacaklarını tahsil etmiş olması yani tüm olayların — davalı davalının çalışması olmayan bir zamanda gerçekleşmiş olduğu, davacının talepleri hakkında zamanaşımı itirazları bulunduğu, ———-kararıyla şirketi zarara uğrattığının iddia edildiği, ancak kararın kesinleşmediği, bekletici mesele yapılması talepleri olduğu, müvekkili ile davacı şirket arasında, davalının 01.01.2015 tarihinde işe başlayacağının belirtildiği bir yönetici sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 7, 10/d ve 11/b-c açık şekilde İş Kanunu’na atıf yapılmış olduğu, davalının, şirketin ticari vekili ve/veya ticari temsilcisi ve/veya temsil yetkisine sahip olduğunu kabul anlamına gelmemek kaydıyla, mevzu bahis olaydan dolayı sorumluluğu olmadığı, davalının çalışmasını ——— yaptığı, davacı şirketin ——– şubesinin ve ayrı yetkilisinin olduğu, tazminat koşullarının oluşmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinde sunulan 16/12/2021 tarihli dilekçe ile davaya konu manevi tazminat ve kötü niyet tazminatı talebinden feragat ettikleri bildirilmiştir.
Dava önce ——- esas sayılı dosyasında görülmüş, anılan dosyada davaya konu manevi tazminat ve kötü niyet tazminatına ilişkin istemin dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydına dair karar verilmiş, yargılamasına anılan dosyada devam olunan maddi tazminat istemi yönünden ise görevsizlik kararı verilmiş, sonrasında yargılamaya Mahkememizin işbu esası üzerinden devam olunmuştur.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, rapor alınmıştır.

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
Dava, anonim şirkette yöneticinin sorumluluğu hükümleri gereğince tazminat istemine ilişkindir.
——— kaydının ve dosyaya sunulan yönetici sözleşmesi başlıklı belgenin tetkikinden, davalının davacı şirkette genel müdür olarak görev aldığı, davacı şirket personel işlerinden sorumlu temsil ve ilzamda ikinci derecede yetkili kılındığı belirlenmiştir.
TTK 408/1 ve 479/3-c maddeleri gereğince şirket yöneticileri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için şirket genel kurulunda bu yönde karar alınmış olması gerekli olup, şirket tarafından açılan sorumluluk davaları yönünden bu husus özel dava şartıdır.
Mahkememizce yukarıda yapılan tespitler karşısında, dosyada sorumluluk davası yönünden alınmış bir karardan bahsedilmediği ve böylesi bir kararın da sunulmamış olduğu belirlenmekle, giderilebilir dava şartlarından olduğu da gözetilerek, Mahkememizin 20/04/2022 tarihli celse ara kararı ile davacı vekiline, davalı hakkında sorumluluk davası açılması yönünden genel kurul kararını sunması için kesin süre verilmiş, süresi içinde genel kurul kararı sunulmakla dava şartı yerine getirilmiştir.
Davalıya tazminat istemi kapsamında atfedilen eylem, davalının davacı şirkette çalışmış personellerin işten çıkarma prosedürlerinde yanlış ve /veya gerçeğe aykırı beyanlarda bulunarak davacı şirketin eski çalışanlarına haksız yere tazminatlar ödenmesine neden olması şeklinde açıklanmış, devamında davalının genel müdür olarak çalıştığı dönemde çalışmış olan eski personel —–, açmış olduğu işe iade davasını kazanıp ve işe başlama isteğinde bulunduğu halde işe başlatılmadığı, işe iade davası sonucunda hak ettiği miktarların ödenmediği, personelin hak ettiği alacaklarını icraya koyduğunda davalı tarafından kötü niyetli olarak icra takibine itiraz edildiği ileri sürülmüş olmakla tazminat istemi, eski personel ——- ilişkin bu ithamlar çerçevesinde incelenmiştir.
TTK’nunda “Kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğu” başlığı altında 553/1. maddesinde;
“Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar” hükmü getirilmiştir.
Anılan hüküm gereğince işbu davada tazminat talebi yönünden davalıya atfedilen eylemlere ilişkin sorumluluğun doğması için, davalının kusurlu eylemi, bunun neticesinde şirket malvarlığında bir zararın doğması ve kusurlu eylem ile zarar arasında illiyet bağının bulunması, anılan tazmin koşullarının sağlandığının da, ispat yükü üzerinde bulunan davacı tarafça usulünce ispat edilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar kapsamında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; davacı tarafça, davalının işten çıkarma prosedürlerinde yanlış ve /veya gerçeğe aykırı beyanlarda bulunarak davacı şirketin eski çalışanlarına haksız yere tazminatlar ödenmesine neden olduğu ileri sürülmekle birlikte davalının ne suretle, hangi yanlış/gerçeğe aykırı beyanı sunduğu somutlaştırılmadığı gibi keyfiyete ilişkin bir ispat vasıtası da sunulmamış olduğu, bundan başka —– işe iade hükmünün kesinleşmesi sonrası — süresi içinde —tarihinde —– aracılığıyla davacı şirketin —— adresine ihtarname göndererek işe yeniden başlatılması için başvurduğu, — davacı şirkete tebliğ edildiği, —– itibaren işleyen 1 aylık süre içinde davacı şirketten —— geri dönüş yapılmadığı; dolayısıyla, işe başlatılma talebinin zımnen reddedilmiş bulunduğu, sonrasında —- işe iade davasında hüküm altına alınan alacaklarının tahsili için icra takibine giriştiği, takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında —- sayılı dosyada —- icra inkâr tazminatı talebinin reddedildiği, dolayısıyla davalıya atfedilen, kötü niyetli olarak icra takibine itiraz edildiği iddiasının sübut bulmadığı, ayrıca davalıya sorumluluk atfedilme sebebi teşkil eden —— ilişkin dava ve takiplerde davalının ne suretle dahil olduğu, hangi kusurlu kararı aldığı, hangi ihmali suretiyle zarara yol açtığının davacı tarafça usulünce ispat olunamadğı kanaatiyle tazminat isteminin koşullarının oluşmadığı değerlendirilmiş davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Sübut bulmayan davanın reddine
2-Alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 984,42 TL harçtan mahsubu kalan 804,52 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı için takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 680,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
6-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/03/2023