Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1014 E. 2023/836 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/1014 Esas
KARAR NO:2023/836
DAVA:Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ:20/12/2022
KARAR TARİHİ:31/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı asıl borçlu müşteri ile banka arasında ——– imzalandığını, bu kapsamda kredi kullandırıldığını, ——müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile——— imzaladıklarını, kullanılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine icra takibine geçildiğini, takibe itiraz edildiğini, itirazın haksız, hukuka aykırı ve takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, kötü niyetli olduğunun yapılacak incelemede ortaya çıkacağını iddia ederek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalıların haksız ve kötü niyetli olarak —— dosyasında yapmış olduğu tüm itirazların iptali ile takibin devamına, itirazın haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle itiraz olunan kısım üzerinden en az %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı taraf usulüne uygun tebliğe rağmen cevap vermemiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:Dava hukuki niteliği itibariyle; ——– doğan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.— sayılı takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine 16/03/2020 tarihinde asıl alacak + işlemiş faiz + gider vergisi+ masraf toplamı 246.218,08 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçlu gerçek kişilere 20/03/2020, şirkete 18/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlular vekilince bila tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.Taraf delilleri toplanılmış, dosya hesaplama hususunda bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi rapor içeriğine göre; her türlü hukuki tavsif, nihai karar, taraf iddia ve savunmalarının takdirinin Mahkememize ait olmak üzere, dava dosyasındaki bilgi-belge gerekçelere göre; asıl borçlu müşteri ile bankanın —— imzaladığı, müteselsil kefillerin borçtan sorumlu bulundukları, —– uyarınca müşteriye 500.000,00 TL tutarında kullandırılan kredinin 25 taksit ödemesinden sonra bakiyesinin 178.336,29 TL’ye düştüğü, hesabın kat edilmesi ile muacceliyetin oluştuğu, keşide edilen ihtamamelerin tebliğ edilmesi veya tebliğ edilmiş sayılması nedeniyle temerrütün oluştuğu, icra takibinde talep yapılan her bir kalem itibarı ile talep edilen, incelemede tespit edilen tutarlar karşılaştırıldığında, taleple bağlılık ilkesi gereğince hesaplanan tutarların tabloda gösterildiği; takip talebine bağlı kalarak faizler ve fer’ileri dahil olmak üzere bankanın toplam alacağının %30 temerrut faiz oranı ile yapılan hesaplamada 194.505,06 TL, %48 temerrüt faiz oranı ile yapılan hesaplamada 198.347,42 TL olduğu, hangisinin esas alınacağının Mahkememizin takdirinde olduğu, dava tarihinden tahsil edileceği tarihe kadar asıl alacak tutarına yıllık % 30 oranından temerrüt faiz oranı hesaplanması kanaatinde olmakla birlikte Mahkememizin %48 oranından temerrüt faizi uygulanmasına karar verecek ise % 48 oranından temerrüt faizi hesaplanması gerektiği bildirilmiş, itiraz üzerine 31/08/2023 tarihli bilirkişi ek raporu aldırılmıştır.TBK’nın kefalet sözleşmesinin şeklini düzenleyen 583. maddesinin ilk fıkrasında “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükmü getirilmiş ve kefalet sözleşmesinin geçerliliği bakımından şekli koşullar öngörülmüştür. Somut olayda; kefalete ilişkin şekil şartlarının yerine getirildiği anlaşılmaktadır. Kefalet kabul beyanı sözleşmenin zorunlu unsuru değildir. Bu itibarla, kefaletin şekil şartlarının yerine getirilip getirilmediği hususunda esas alınamaz.
TBK’nın 586. maddesi uyarınca alacaklının müteselsil kefile başvurabilmesi için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.
6098 sayılı TBK’nın 88 ve 120. maddelerindeki faizle ilgili sınırlama tacirlerin ticari işleri hakkında uygulanmaz. Zira, 6102 sayılı TTK’nın 8/1. maddesi hükmüne göre “ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.”. Somut olayda; dayanak sözleşme “genel kredi sözleşmesi” olup, kullandırılan kredilerin ticari nitelikte olduğu, 6098 sayılı TBK’nın 88. ve 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağı, sözleşmede belirtilen oranda akti ve temerrüt faizi talep edilebileceği anlaşıldığından, ek bilirkişi raporu ile belirlenen faiz oranı hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan rapor içeriğine göre; davalı ——davacı banka arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiği, diğer davalıların müteselsil kefil olarak sorumluluk altına girdiği, davacı banka tarafından kullandırılan kredilerin davalılar tarafından ödenmediği, temerrüt faiz oranının, ——– açısından uygulanan akdi faiz oranının %24 olduğu iki katı %48 olarak kabulü gerektiği, davacı bankanın bakiye alacağının denetime elverişli bilirkişi raporu ile toplam 198.347,42 TL olarak tespit edildiği, davacının masraf alacağı kalemine ilişkin icra dosyasına yatan harçlar/ masraf ile ilgili belge sunulduğu, bunların masraf olarak tahsilinin mümkün olmayacağı, başkaca dava ve takip dosyasına masrafa dair belge sunmadığından reddi gerektiği, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşıldığından, açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; ——— sayılı takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %48,00 oranında faiz işletilmek suretiyle, 188.227,25 TL asıl alacak, 9.638,26 TL işlemiş temerrüt faizi, 481,91TL —- olmak üzere toplamda 198.347,42TL üzerinden devamına, aşan istemin reddine,
Hükmolunan alacağın %20 si icra inkar tazminatının davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli karar harcı 13.549,11 TL’den peşin olarak yatırılan 2.973,70 TL’nin mahsubu ile 10.575,41 TL bakiye harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 2.973,70 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 92,20 TL ilk dava masrafı, 2.600,00 TL bilirkişi, 183,00 TL tebligat müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.875,20 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre (% 80,55 kabul) 2.315,97 TL’ sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, arta kalanın davacı üzerinden bırakılmasına,
5-Davalı taraflarca sarfedilen yargılama olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 31.735,59 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.600,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ve red oranına göre (%80,55 kabul) 1.288,80 TL’ sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, (% 19,45 Ret) 311,20 TL’sinin davacıdan tahsili hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
9-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle,———– Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/10/2023