Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1007 E. 2023/767 K. 10.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/1007 Esas
KARAR NO:2023/767
DAVA:5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ:09/12/2022
KARAR TARİHİ:10/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket —– müşteri numarasıyla davalı bankanın ——- Müşteri numarasıyla da—– imzalandığını, . Müvekkil bu sözleşmeye bağlı olarak çeşitli tarihlerde ticari kredi kullandığını, müvekkil şirket ödeme güçlüğüne girince kredilerini yapılandırmak istediğini, dava dışı ———kullandığı krediye ve çek borçlarına kefil olduğunu, dava dışı —– kullandığı kredi 48 ay taksitlendirilmiş , kefil olduğu şirket kredi taksitlerini ödemeyince müvekkil bu kredinin aylık 22.000 TL den 28 taksitini ödemiş kredinin 20 taksiti kaldığını, müvekkil kefil olduğu ——- borcunu da birlikte ödediğinden kendi ödemelerinde sorun yaşamaya başlamış ve borcunu ödeyemediğinden takibe düştüğünü, davalı banka müvekkil hakkında——- dosyasıyla icra takibi başlattığını, davalı banka o borç kapatılmasına rağmen alacağını icra dosyasından düşürmemiş böylece müvekkili ödenen borçtan da sorumlu tuttuğunu, tüm bu nedenlerle 450.000 TL borçlu olmadığının tespitine , davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile borçlu olmadığı miktarın % 20’si üzerinden kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; arabuluculuk şartının yerine getirilmediğini, dava konusu takibin hukuka uygun olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
———-sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Dava hukuki niteliği itibariyle, Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasıdır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının: taraflar arasındaki ve takip konusu edilen kredi çerçeve sözleşmesinden kaynaklı davacının kredi borcunun kapatılıp kapatılmadığı, davacı tarafın—– Sayılı dosyasında borçlu olup olmadığı, menfi tespit isteminin yerinde olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.Davaya konu kredi sözleşmesinin incelenmesi ve alacak borç ilişkisinin tespiti teknik incelemeyi gerektirdiğinden, dosyanın bilirkişiye tevdi hususunda 16.05.2023 tarihli duruşmada ara karar oluşturulmuş, bilirkişi ücretinin yatırılması için davacı vekiline iki haftalık kesin süre verilmiş ancak kesin süre içinde davacı tarafından bilirkişi ücreti yatırılmadığı ve bilirkişiye ücreti yatırmadığı takdirde tanık delilinden vazgeçmiş sayılacağının ihtar edildiği tespit edilmiştir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur. İspat yüküne ilişkin bu genel kural dikkate alındığında iş bu davada davacı taraf iddiasını ispatla yükümlüdür. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266. Maddesinde ”Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez.” düzenlenmesi mevcuttur. İş bu davada da kredi sözleşmesinde borcun ödendiğinden bahisle borçlu olmadığının tespiti talep edildiğinden bu hususlar mahkememizce resen hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan hususlardan olmayıp bilirkişi aracılığıyla teknik incelemeyi gerektirmektedir. Hal böyle olmakla ispat yükü kendisinde olan davacı tarafından bilirkişi ücreti yatırılmamış olup ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 7.684,88 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 7.415,03 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 69.000,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/10/2023