Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1005 E. 2023/844 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/1005 Esas
KARAR NO:2023/844
DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/12/2022
KARAR TARİHİ: 31/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ——– adresinde bulunan taşınmazın/konutun maliki olduğunu, bu taşınmazın aynı zamanda müvekkilinin ailesi ile birlikte aile konutu olarak kullanmakta olduğunu, müvekkili, bilgileri paylaşılan taşınmazın iç yerleşiminin—–yenilenmesi için ——tarihinde ———-proje, proje yönetimi ve uygulama konulu ve yaklaşık bedeli 150 bin TL olan sözleşme akdedildiğini, bahse konu bu sözleşme uyarınca yüklenici tarafından sözleşme konusu işin, sözleşmenin imza tarihinden itibaren 45 iş günü içerisinde bitirilerek iş sahibine teslim edileceği taahhüt edildiğini, fakat 19/10/2022 tarihi itibariyle yüklenici tarafından işin %30’luk(tahmini bir oran olmakla birlikte) kısmı ancak bitirilebildiğini, bu tarihler arasında müvekkili, yapılan işin bedeliyle sınırlı olmaksızın sözleşme konusu bedelin tamamını nakit ve çek olarak yükleniciye ödediğini, bu süreçte müvekkili tarafından sözleşme bedelinin 110 bin TL’lik kısmı davalı tarafça iletilen banka hesabına gönderilmiş olduğunu, 50 bin TL’si de çek olarak şirket yetkilisi ——- teslim edildiğini, yüklenici firmanın sözleşme kapsamında yapmış olduğu işlerin bedelinin yapılan ödemelerden her hal ve şartta daha düşük olduğunun açık olması ve çekin kambiyo vasfından dolayı davalı tarafından icra takibine konu edilerek cebri icra yoluyla tahsili yoluna gidilmesi ihtimalinden dolayı tedbir talepli eldeki menfi tespit davasını açma zorunluluğu hasıl olduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, gözetilecek hususlar doğrultusunda yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı tarafa usulüne uygun tebliğ işlemi yapılmış ancak cevap sunulmamış, duruşmalara katılım sağlanmamıştır.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, eser sözleşmesi kapsamında davalı-yükleniciye verilen çek nedeniyle, yüklenicinin sözleşme gereği işi yapmamasından kaynaklı bedelsizlik nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, 5. maddesinde Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.Ticari davaları mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olması durumunda ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.6502 sayılı Kanun’un 3/1 maddesine göre;
k) Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
l) Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, ifade etmektedir. Somut olayda; davacı ile davalı arasında davacı asilin kendi ve ailesinin kullanımında olan konutun iç yerleşiminin——-yenilenmesi için 27/07/2022 tarihinde eser sözleşmesi aktedildiği, davacının tüketici olduğu, tüketici işlemi niteliğindeki eser sözleşmesi ücret ödeme borcu gereği davacının davalıya kambiyo senedi vasfında dava konusu çeki verdiği, —– sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 6502 sayılı Kanun’un amacı ve kapsamı ile 3. maddedeki tanımlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; kullanma ve tüketme amacıyla yapılan, basit nitelikli ———————-şeklindeki dar kapsamlı ve olağan tüketimi konu alan eser sözleşmelerinin, 6502 sayılı Kanun’un 3/l maddesi kapsamında kaldığı ve buna ilişkin davalara Tüketici Mahkemeleri’nce bakılması gerektiği sonucuna varılmaktadır——sayılı ilamında”… temel ilişkiye dayalı borçsuzluk iddiasında bulunulduğundan davanın kambiyo senedine ilişkin bir uyuşmazlık taşımadığı nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu sonucuna varılmakla;…” gerekçesine yer verildiği, ———–sayılı ilamında belirtildiği üzere temel ilişkinin dikkate alınması gerektiği, eldeki davada temel ilişkinin tüketici işlemi niteliğinde eser sözleşmesi olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca davacı tacir değildir. Yalnızca davalı tacir olup eldeki davanın ticari dava niteliği bulunmamaktadır.6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre özel ve sonra yürürlüğe giren bir Kanun’dur. Davaya konu eser sözleşmesi, -Türk Ticaret Kanunu’na göre özel nitelikte ve sonradan yürürlüğe giren bir kanun olan- 6502 sayılı Kanun’un 3/1-l hükmü gereğince mutlak bir ticari davaya konu olmayacaktır. Eldeki uyuşmazlıkta; davacı tüketici olup eser sözleşmesi ise bir tüketici işlemi niteliği taşıdığından; 6502 sayılı Kanun’un 73/1 maddesi uyarınca eldeki davada Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c maddesine göre, görev bir dava şartıdır. Yine aynı kanunun 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması, bulunamadığı takdirde davanın usûlden reddine karar verilmesi gerektiğinden, Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmakla görevli mahkemenin ——-Tüketici Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-Karar kesinleştiğinde ve süresinde başvuru olması halinde dosyanın görevli —— TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Yargılama ve harç giderlerinin HMK 323 ve 331. maddeleri uyarınca görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Dosyanın gönderilmesi için süresinde başvurulmazsa HMK 20/1 ve 331/2 maddeleri uyarınca dosya resen ele alınarak mahkememizce karar verilmesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle,—— Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/10/2023