Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1004 E. 2023/256 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/1004 Esas
KARAR NO:2023/256
DAVA: 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ:29/03/2022
KARAR TARİHİ:21/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, temlik eden —– imzalanan sözleşme hükümlerine uyulmaması üzerine ———- sayılı icra dosyası ile borçlular ——–aleyhine icra takibi başlatıldığını, söz konusu banka alacağı icra takip dosyası davacı —– temlik edildiğini, borçlu ——– borcun doğumundan sonra kardeşi ——– tarihinde ortak olduğu———– üzerinden ancak borçluların hesabına çalışmaya başlandığını, bu ———-şirketi ile nam’ı müstear ilişkisi kurmak suretiyle alacaklılardan mal kaçırdıklarını, perdeli şekilde grup şirketleri aracı kullanarak kredilerden faydalandıklarını ve kurduklarını iç ilişki ile borcun ödenmesi yollarını engellediklerinin tespit edildiğini, borçlular alacaklılardan mal kaçırma saikiyle hareket ettiklerini, nam-ı müstear aracılığı ile ticari faaliyet esnasındaki işlerinin semerelerini başka bir kişiye/şirkete yaptırılmasını sağlandığını, borçlular ile davalılar arasında birinci derece akrabalık ve organik bağ olduğunu, ————–, borçlu —– kardeşi———– borcun doğumundan sonra ortağı olarak ve borçlu şirket ile birebir aynı faaliyet alanında olan bir şirket olduğunu, gerçekleştirilen haciz işleminde borçlular ile namı müstearların birlikte tek bir kişi gibi çalıştıkları tespit edildiğini, haciz zaptında” Adreste çalışan olduğunu söyleyen —– hazır geliş nedeni anlatıldığı, borçlu —— sorulduğunda——– buranın sahibi olduğunu ,şuanda burada olmadığını söyledi” şeklinde belirtildiğini, borçlu ———- borcun doğumundan sonra alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kardeşi —— ortağı olduğu namı müstear ———– faaliyetine devam ettiğini, borçlu ———— adına yakın tarihlerde birçok araç alım satımı yaptığını, davalılar ve borçluların muvazaa içerisinde hareket ettikleri, haklı davalarının kabulü ile 500.000 TL alacağın davalılar ———— tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı——-vekili cevap dilekçesinde özetle, davalının————-tarihinde %50 ortak olduğunu, davacı tarafın,———- yılında borçlular ———– aleyhine icra takibi başlatıldığını ve bu takibin kendilerince temlik alındığını belirttiklerini, müvekkili, diğer davalı ———–ortak olduktan sonra çok kısa bir süreliğine kardeşi———— çalışan olarak istihdam edildiğini ve fakat yeterli verim alınamadığından bir süre sonra istifa ederek işten ayrıldığını, hatta bu süreçte maaşına hacizler de gelmiş olup haciz yazılarının gereği şirket tarafından yerine getirildiğini, davacı ———— tarafından, bu durumdan yola çıkılarak —– yılında başlatılan icra takibinin borçlusu olan———–, müvekkili tarafından ———yılında ortak olunan bir firmada kısa süreliğine istihdam edilmesini muvazaa iddiasıyla bağdaştırılarak işbu dava açıldığını, müvekkili hakkında pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın esasa girilmeden reddi gerektiğini, borçlu ——— üzerinden borçlular hesabına çalıştığı iddiası akla ve mantığa aykırı olduğunu, davanın esastan reddini talep etmiştir. Diğer davalılar ———– vekili vasıtası ile verdiği cevap dilekçesinde, öncelikle davacının mahkemece verilen süre içinde taraf teşkilini sağlamadığı için HMK 115/2 maddesi gereği davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, müvekkili —– yönünden yetki itirazının kabulü ile ———Mahkeme ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar—————karşı dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilinin işyerine haksız yere gelerek mallarını kaldırdığını, müvekkilinin istihkak davası açmak zorunda kaldığını, bu nedenle maddi zarara uğradığını, davacı tarafından talep edilen aleyhlerine ihtiyati haciz talebinin şartları oluşmaması sebebiyle reddine, her halükarda yargılama sonunda davalı karşı davacının haksız ve mesnetsiz davanın ve diğer taleplerinin reddine, HMK 329. maddesindeki kötü niyetli dava açılmasına ilişkin hükmün uygulanmasına, müvekkili ile aradaki vekâlet sözleşmesi gereğince tarafına ödenmesi gereken vekâlet ücretinin davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini, HMK 329/2 gereğince para cezası kararının da hem davacı asil hem de vekilleri yönünden uygulanmasına karar verilmesini, mukabil dava ve taleplerinin kabulünü, fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak şimdilik kaydı ile belirsiz alacak davası olarak, —— maddi, ——– manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:Esas dava, hukuki niteliği itibari ile muvazaa iddiasına dayalı olarak açılan alacak davası, karşı dava ise maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.İşbu dava öncelikle ———– sırasına kaydedilmiş, Mahkemece ———– sayılı kararı ile mahkemelerinin görevsizliğine dair karar verilmiş, kararın istinaf incelemesi sonucunda asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilmiş, dava Mahkememizin işbu esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.Eldeki esas dava alacak, karşı dava tazminat davası olduğundan 7155 Sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.18/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7155 Sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesinde; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
Ayrıca, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığı ile 18/A maddesi eklenmiş olup, 6325 sayılı HUAK’nın 18/A maddesinin 2. fıkrasında; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucuk tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.Eldeki dosyada dava şartının yerine getirilip getirilmediğine dair yapılan incelemede;———- açılan esas davanın dava tarihi——-, karşı davanın dava tarihi ——- olup davacı ve karşı davacı tarafça arabuluculuğa başvurulmamıştır.
Dosyanın görevsizlik kararıyla Mahkememize gönderilmiş olması davanın açılış tarihine etkili olmayıp görevsizlik kararıyla dosya kendisine gelen Mahkeme yargılamaya kaldığı yerden devam edeceğinden, her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilmesi esas olduğundan ve 6325 sayılı HUAK’nın 18/A maddesinin 2.fıkrasında yer alan “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucuk tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü gereği arabuluculuğa başvuru tamamlanabilir dava şartı olmadığından ———- görevsiz Mahkemede davanın açıldığı tarihte arabulucuğun yürürlükte olmasına rağmen dava tarihi itibariyle ve en azından görevsizlik kararından sonra dosya Mahkememize tevzi edilmeden önce arabuluculuk dava şartı yerine getirilmiş olmadığından esas davanın ve karşı davanın usulden reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl dava ile davalılar ———vekilinin açmış olduğu karşı davanın ayrı ayrı arabuluculuk dava şartı yoluna başvurulmadığından usulden reddine,
2-Asıl davada alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin ve tamamlama harcı adı altından alınan toplam 17.077,50 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 16.897,60‬ TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana——– iadesine,
3-Asıl davada davalılar ——— davalı ————– kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak anılan davalılara verilmesine,
4-Asıl davada davacı-karşı davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karşı davada alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, yatırılan 3.415,50 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 3.235,60 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana (davalı————–iadesine,
6-Karşı davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacı (davalı —— taraftan alınarak davacı-karşı davalıya———- verilmesine,
7-Karşı davada davalı -karşı davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle,———–dliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin, davalı ——vekili ve davalı/Karşı Davacı ————– yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/03/2023