Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/10 E. 2023/467 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.Cİstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/10 Esas
KARAR NO:2023/467
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:05/01/2022
KARAR TARİHİ:01/06/2023

—- maddesine göre —-adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —– Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:Davacı vekili; dava dilekçesinde, Müvekkili firma tarafından borçlu firmaya bir takım ürün satışı ve servis hizmetleri sağlamış ise de borçlu firma tarafından sunulan hizmet ve satılan ürünlerin bedellerinin ödenmediği, sunulan hizmet ve satılan ürünler dolayısıyla kesilen faturaların borçlu firmaya teslim edildiği, borçlu firmadan ilgili faturalara herhangi bir itiraz bulunmadığı, borcun kesinlik arz ettiği, —— Sayılı dosya ile açılan takibe borçlu haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiği, takibin durduğu, alacağın likit olduğu, davalının kötü niyetli olduğu,ndan davalı aleyhine % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama, harç giderleri ve vekalet ücretini davalı tarafa tahmil edilmesini arz ve talep etmiştir.

ll.SAVUNMA:Davalı vekili; cevap dilekçesinde, Müvekkilinin ——— cari hesap üzerinden yürütüldüğü, 120 ila 180 gün vade ile çalışıldığı, davacının vade günü ,—— dosyası ile haksız icra takibi başlatıldığı, takip tarihi itibari ile muaccel olmuş bir borcun bulunmadığı, davanın reddine, ve lehlerine % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretini davacı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.

lll.İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, cari hesap alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.———- dosyasının tetkikinde;
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya yönelik 310.012,08 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.Uyuşmazlık, davacının davalıda cari hesap alacağı bulunup bulunmadığı hususundadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 10.01.2023 tarihli raporda, tarafların incelenen ticari defterlerine göre davalının takip tarihi itibari ile, davacıya 152.568,52 TL borcu bulunduğu tespit edilmiştir.
Tüm Dosya Münderecaatı Kapsamında Yapılan Değerlendirmede;4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir. 6100 sayılı HMK hükümlerine göre, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altındadır (HMK 190).
Davacının, davalıdan aralarındaki ticari ilişki kapsamında cari hesaptan kaynaklı olarak alacaklı olduğunu ispatlaması gerektiği, ticari defterlerin taraflar lehine delil olabileceği, zira uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olduğu yani iki tarafında defter tutma yükümlülüğü bulunduğu, uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari defterlerine geçirilmesi gereken bir işten doğmuş olduğu, davacının defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış olduğu bilirkişi raporu içeriğinden anlaşılmıştır.
TTK 82.maddesi gereğince, kural olarak ticari defterler tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda delil olarak kabul olunur. ——–
Mahkememizce tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme neticesinde davacının davalıdan 152.568,52 TL alacağı bulunduğu tespit edilmiştir. Bu kaspamda usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak 152.568,52 TL alacağın varlığına kanaat getirerek davanın kısmen kabulü cihetinde hüküm tesis edilmiştir.İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. —-Bu kapsamda, alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV.HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davalının ——-Esas sayılı dosyasında vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile,
2-Takibin 152.568,52 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Alacağın %20 sine tekabül eden icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 10.421,96 TL harçtan peşin alınan 3.744,18 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.677,78 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 23.885,28 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 24.616,53 TLvekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 3744,18 TL peşin harç toplamı: 3.824,88 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinden davanın red %50,79 ve kabul %49,21 oranına göre hesaplanan 806,12 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
11-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın red (%50,79 ) ve kabul (%49,21) oranına göre hesaplanan 649,62 TL’sinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili, 670,38‬ TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde———– Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/06/2023