Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/94 E. 2023/177 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/94 Esas
KARAR NO : 2023/177

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 18/08/2020
KARAR TARİHİ : 28/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ——- şirketi nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan davacıya ait aracın 27/04/2020 tarihinde karıştığı tek taraflı trafik kazasında hasarlandığını, davalı —— şirketinin tazminat taleplerini, hasarın poliçe teminatı dışında kaldığı gerekçesiyle reddedildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL’nin temerrüt faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile akdedilen sigorta sözleşmesine aracılık eden acentenin —–bulunduğu, davalı —–şirketinin yerleşim yerinin——olduğunu yetkili mahkemenin—— Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, kusur dağılımının tespiti için dosyanın alanında uzman bilirkişilerden oluşturulacak heyete tevdii gerektiğini, aracın beyan dışı kullanıldığını bu nedenle zararın teminat dışı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte faizin dava tarihinden başlaması gerektiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.—–Asliye Ticaret Mahkemesinin ——Esas sayılı dosyası ile yetkisizlik kararı verilmiş olup karar kesinleşmiştir.Dosya mahkememizin ——- Esasına kaydedilerek açık yargılamaya devam olunmuştur.——- Birliğine müzekkere yazılarak aracın kasko poliçesi, hasar kaydı ve ihtiyari poliçesi istenilmiş olup gelen yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.——Müdürlüğüne müzekkere yazılarak aracın tescil bilgileri istenilmiş olup gelen yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.Davalı——Şirketine müzekkere yazılarak poliçe istenilmiş olup gelen yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.Dosya kusurun ve zararın tespiti için bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi hazırlamış olduğu raporda özetle; meydana gelen kazada —— plakalı araç şoförünün %100 kusurlu olduğunu, aracın ağır hasarlı pert olması nedeniyle değer kaybının oluşmayacağını aracın hasarlı halinin sovtaj bedelinin 81.800,00 TL olduğunu aracın piyasa rayiç değerinin ise 152.000,00 TL olduğunu beyan etmiştir.Dosya alacağa ilişkin sigortacı bilirkişiye tevdi edilmiş olup sigortacı bilirkişi hazırlamış olduğu raporda özetle; davalının poliçe kapsamında doğan zarardan sorumlu olduğunu, davaya konu aracın 45.000,00 TL bedelle ——- 45.000,00 TL bedelle satıldığını bu kapsamda davalının sorumlu olduğu tutarın 107.000,00 TL olduğunu beyan etmiştir.Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; 10.000,00 TL olan (müddeabihin) talep miktarını 107.000,00 TL olacak şekilde 97.000,00TL miktarda artırılmasına yönelik talebin kabulü ile 107.000,00 TL bedelin 27.04.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasıdır.
Uyuşmazlık;27/04/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının aracında meydana gelen hasarın davalı—–şirketinden tahsili isteminin haklı olup olmadığı noktalarında toplanmıştır.
Davacı firma adına kayıtlı ——plakalı —– model —– plakalı aracın davalı —–şirketinin 27/02/2020-27/02/2021 vade tarihli —– nolu —–Kasko Poliçesi ile kapsam içinde olduğu tespit edilmiştir.
“TTK’nun 1282. maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı yasanın 1281. maddesine göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A. 5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. Bu ilkeler bu şekilde olmakla beraber, sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki oluşan rizikonun teminat içinde imiş gibi ihbar ederse yapılan ihbar yanlışlığının rücu hakkını engelleyecek ise ispat külfeti yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat külfeti sigortacıya geçer.”——-TTK. 1409. maddesi uyarınca da, rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekir. Sigortanın kapsamı belirleyen TTK 1409. maddesinde; “Sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur. Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir.” denilmiştir. Diğer taraftan TTK’nun 1282. maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı Kanun’un 1281. maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına dair iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir.Davalı firmanın dava konusu olay sonrası davacının tazminat talebinin söz konusu aracın poliçede belirtilen “Beyan dışı kullanım klozu” (Poliçenin ön yüzünde belirtilen araç, hiçbir şekilde kargo aracı, havaalanı sahası içinde (—- kullanılan tüm araçlar, kiralık araç (——–) sürücü kursu aracı, uzun vadeli kiralama, taksi/dolmuş, hatlı minibüs ve hatlı otobüs, belediye temizlik aracı, ilaç firmaları aracı, ecza depolarına ait araç, iddia, ralli ve hız yarışlarına katılan araç, tüp taşıyan kamyon ve kamyonet kullanım tarzındaki araçlar ve test aracı olarak kullanıyor ise iş bu poliçe teminatları geçersizdir.) gereği reddedildiğini bildirdiği 02.06.2020 tarihli yazısının dosya münderecatında olduğu görülmüştür.İştigal konusu açıkça belli olan davacı firmanın mülkiyetinde bulunan davaya konu aracın davalı tarafından “Hafif Ticari” şeklinde adlandırılan poliçe ile kapsama altına alındığı görülmektedir. Dava konusu trafik kazasının da apronda veya bir yarış esnasında meydana gelmediği, davacı firmanın ilaç taşımacılığı işiyle, tüp taşıma işiyle, sürücü kursu işletmeciliğiyle, kargo taşıma işiyle, taksi, dolmuş veya otobüs işletmeciliğiyle, belediyelere temizlik hizmeti verilmesiyle, araç satış veya bu kapsamında test aracı sağlanması işiyle veya araç kiralama işiyle iştigal etmediği da açıkça anlaşılmaktadır. Kazanın da davacı firmanın iştigal konusu kapsamında meydana geldiği de açıkça dosya kapsamında bulunan aracın olay sonrası çekilen fotoğraflarından anlaşılmaktadır. Bu durumun aksini ispatlar herhangi bir bilgi dosya münderecatında bulunmamaktadır. Ayrıca davalı firmaya göre 02.06.2020 tarihli red yazısı da göz önüne alındığında dava konusu aracın hangi şartların teminata dahil olduğu da net olarak anlaşılamamıştır.Tüm bu hususlar muvacehesinde; davalı tarafından dava konusu olayda oluşan tazminatın teminat dışı olduğunu ispat edemediği, oluşan masraflardan poliçesi kapsamında sorumluluğu bulunduğu kanaatine varılmıştır.Mahkememizce hüküm kurulmaya elverişli kabul edilen teknik bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere aracın rayiç bedelinin 152.000,00 TL olduğu sovtaj bedelinin ise 81.800 TL olduğu aracın 45.000,00 TL ile üçüncü bir kişiye satıldığı bu kapsamda araç hasar bedelinin 107.000,00 TL olduğu anlaşılmakla davacının davasında haklı olduğu kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE; 107.000,00 TL tazminatın, 11/05/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 7.309,17 TL karar ve ilam harcından 170,78 TL peşin harcının mahsubu ile bakiye 7.138,39 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 17.050,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvuru harcı ve 170,78 TL peşin harcı toplamı:225,18 TL ile aşağıda dökümü yazılı 1.957,45 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucu ——- Hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.