Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/862 E. 2022/705 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/862 Esas
KARAR NO: 2022/705
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2021
KARAR TARİHİ: 06/10/2022
—- maddesine göre –adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız—–Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA :
Davacı vekili; dava dilekçesinde, davacı tarafın davalı tarafa —– verdiğini, taraflar arası akdedilen sözleşmenin —- tarihinde feshedildiğini, —- tarihinden önce doğan alacakların başka bir icra takibine konu edildiğini, davalının — tarihleri arasında doğan borcunu davacıya ödememesi üzerine, —- alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durdurulduğunu, İcra takibi sonrası davalının, davacı tarafından işçilere ödenmesi lazım gelen toplamda —- ödeme yaptığını, bu ödemenin takibe konu alacaktan düşülmesi ile kalan bakiye —- asıl alacak üzerinden itirazın iptali amacıyla huzurdaki davanın ikame edildiğini, davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmektedir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; cevap dilekçesinde, davacı ve davalı arasında —– imza tarihli —- akdedildiğini, akdedilen ——zamanında ve tam olarak yatırıldığına dair belgelerin bir örneğinin her ay davalı —- verilmesi gerektiğini, Davacı yanın hem —- kapsamındaki hem de mevzuatın kendisine yüklemiş olduğu yükümlülüklerine aykırı davranarak —-ödemediğini, davalı yana yapılan tüm talep ve uyarılara rağmen Davacı’nın, personelinin —- borçlarını ödediğine dair belgeleri davalı şirkete iletmediğini, —–maddesi uyarınca yapılacak kesinti sonucunda davalı şirketin değil borçlu, Davacı’dan alacaklı konuma geldiğini, Kaldı ki—– uğrayacağı zararların önüne geçilebilmesi adına davalı tarafından iyi niyetli olarak personellerin ücretlerinin ödendiğini, Huzurda görülmekte olan dava ikame edilirken —- tutarındaki personellere yapılan ödemenin davacı yanın kabulünde olduğu, yapılan ödeme tutarının bu tutarın üzerinde olduğunu, davacının kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmektedir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, fatura alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
—– tetkikinde;
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya yönelik —-alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren—— içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen —- tarihli raporda tarafların ticari fefterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, taraflar lehine delil vasfı bulunduğu, davacının takip tarihi itibari ile defterlerine göre —alacaklı olduğu, davalının ise defterlerine göre —- borçlu olunduğu, aradaki farkın —– faturanın davalının defterlerinde kayıtlı olmadığı belirtilmiştir.
Tüm Dosya Münderecaatı Kapsamında Yapılan Değerlendirmede;
Davacı vekili, taraflar arasında özel güvenlik hizmet alım sözleşmesi bulunduğunu, davalı tarafın akti haksız olarak feshettiğini, cari hesaptan kaynaklı alacak bulunduğunu, toplam alacağın —olduğunu takipten sonra—– daha borcun bulunduğunu iddia ederek bu miktar yönünden takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında— tarihli—- alım sözleşmesi bulunduğunu, davacı tarafın —–ilgili kurumlara yatırdığına dair davalıya bilgi vermesi gerektiğini, ancak bu cihette ödemelerin yapılmadığını, bu sebeple sözleşmenin feshedildiğini, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunmadığını, —– borcu kadar hakedişten davalının mahsup hakkı bulunduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Taraflar arasında — tarihli —- sözleşmesi imzalandığı hususunda bir ihtilaf yoktur, ihtilaf davacının çalıştırdığı işçilerin —– ödeyip ödemediği ve bakiye cari hesap alacağı bulunup bulunmadığı hususundadır.
4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir. 6100 sayılı HMK hükümlerine göre, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altındadır (HMK 190).
Bu cihette davacı, cari hesap alacağı bulunduğunu ispatlaması gerekmektedir.
Dosya kapsamında aldırılan Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen —- tarihli raporda tarafların ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, taraflar lehine delil vasfı bulunduğu, davacının takip tarihi itibari ile defterlerine göre — alacaklı olduğu, davalının ise defterlerine göre —- borçlu olunduğu, aradaki farkın —- adet faturanın davalının defterlerinde kayıtlı olmadığı belirtilmiştir.
Takipten sonra—— ödendiği, tarafların beyanları ile sabit olmakla, davacı vekili, cari hesaba dayalı olarak alacaklı olduğuna dair herhangi bir delil sunamadığı yine tarafların ticari defterlerine göre de davalının borçlu bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davasının reddi halinde, İİK madde 67/2’ye göre takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, red olunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Davada, dava konusu alacağın bir kısmı için yapılan takibin haksız olduğu anlaşılmışsa da, davacının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmemiştir.
IV.HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 825,12 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 765,82 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucuya ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanuna göre davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, —–Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/10/2022