Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/861 E. 2022/980 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/861 Esas
KARAR NO : 2022/980

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 11/05/2020
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil sigorta şirketi tarafından—– poliçesi ile sigortalanan, iş yerinin bulunduğu —— yangın çıkması sonucunda hasar meydana geldiğini, yangın sonucunda —–içerisinde yoğun bir is oluştuğunu, sigortalının sarf malzemelerinde, emtiasında, demirbaşında ve dekorasyonunda islenmeye bağlı olarak hasarlar oluştuğunu, yangın nedeniyle sigortalısında toplamda 11.243,51 TL hasar meydana geldiğini, meydana gelen hasar, davacı-sigortacı tarafından 10.01.2019 tarihinde sigortalıya ödendiğini belirterek 11.243,51 TL asıl alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsilini, alacak tutarının %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki kira sözleşmesi devam ederken müvekkil şirket tarafından mağazada 09/11/2018 tarihinde yargın çıktığını, yaşanan yangın sebebiyle müvekkil şirketin mağazasının neredeyse tamamen yandığını, alışveriş merkezinde işyeri bulunan davacı yan sigortalısının bahse konu yangında oluşan hasar nedeniyle davacı sigortacısına başvurduğunu, huzurdaki bu davanın yetkisiz bir mahkemede açılmış olduğunu, yetkili sıfatıyla —— asliye ticaret mahkemelerine gönderilmesinin gerektiğini, husumet itirazları nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, huzurda görülmekte olan davanın sulh hukuk mahkemelerinde görülmesinin gerektiğini belirterek mahkemenin yetkisizliğini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın dava şartı yokluğundan reddini, % 20 den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkememizin —– Karar sayılı kararı ile yetkisizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davalı vekilince istinaf edilmiş olup——- Karar sayılı ilamı ile 6102 Sayılı TTK’nun 5/A maddesinde belirtilen zorunlu arabuluculuk dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediğini öncelikle incelenmesi gerektiğini beyan ederek mahkememiz kararını kaldırmıştır.Dosya mahkememizin—— Esasına kaydedilerek açık yargılamaya devam olundu.İstinaf kararı doğrultusunda icra dosyası dosyamız arasına alınmıştır. İncelemesinde; ——Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı dosyada yetkiye itiraz edildiği takibin durduğu akabinde davacının talebi ile icra dosyasının yetkili icra dairesine gönderildiği —— Esas sayılı takip dosyası ile takibin devam ettiği anlaşılmıştır. anlaşılmıştır.Arabulucu —– mahkememize sunmuş olduğu beyan dilekçesinde özetle; arabuluculuk tutanağında—–yazıldığını bu durumun tarafların bilgileri dahilinde parafla düzeltildiğini beyan etmiştir.Arabulucudan gelen cevap doğrultusunda davacının —— Esas sayılı takip dosyasındaki alacak için arabuluculuğa başvurduğu anlaşılmış olup iptale konu dosyanın ise iş bu dosyada alınan yetkisizlik kararı sonrası yetkili icra dairesinin dosyası olduğu anlaşılmıştır. Burada tartışılması gereken husus davacının yetkisizlik kararı sonrası yeniden arabulucuya başvurması gerekip gerekmediği noktasında olup her iki icra dosyasının taraflarının ve alacak konusunun aynı olduğu göz önüne alındığında tarafların ilk arabuluculuk başvurusunda söz konusu alacağa ilişkin anlaşmama yönünde irade gösterdikleri sabitken davacının yeniden arabuluculuğa başvurması usul ekonomisi ilkesine aykırı olacağı kanaatiyle mahkememizce arabuluculuk şartının yerine getirildiğine karar verilmiştir.
Eldeki dava sigorta poliçesine dayalı olarak sigortalısına yaptığı hasar ödemesinin davacı şirket tarafından davalı şirkete TTK 1472 Maddesi uyarınca rücu istemine ilişkindir.Tarafların ve davacının halefi olduğu sigortalısının tacir sıfatları gözetildiğinde mahkememizin görevli olduğu anlaşılmış fakat taraflar arasındaki rücu ilişkisinde temel olan hukuki ihtilafın bir haksız fiilden kaynaklandığı ve kesin yetki kurallarının bulunmadığı anlaşılmıştır. Kesin olmayan yetki itirazı bir ilk itiraz hükmünde olup ancak cevap dilekçesi ile birlikte ileri sürülebilmeli ve usule uygun şekilde yetkili olduğu belirtilen mahkemenin seçenek tanınmaksızın belirtilmesi gerekmektedir. Davalı tarafça süresinde sunulan cevap dilekçesinde kesin olmayan yetki itirazında bulunulduğu görülmüş olup yetkili mahkeme olarak —– mahkemelerinin gösterildiği anlaşılmıştır. HMK 16. Maddesi uyarınca haksız fiilden kaynaklanan davalarda haksız fiilin gerçekleştiği yer mahkemeleri de yetkili olarak gösterilmiş olup davalı tarafın yetki ilk itirazının kabulü gerekmiş ve mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi kararda açıklandığı üzere
1-Davacının davasının yetki yönünden REDDİNE ,
2-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
3-Karar kesinleştiğinde dosyanın talep halinde yetkili ve görevli —–Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Aksi halde davanın açılmamış sayılmasına.
5-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında yetkili mahkemece karar verilmesine.Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya kendilerine en yakın Asliye Ticaret mahkemesine verecekleri dilekçe ile—— Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yoluna gidebilecekleri uyarısıda yapılmak suretiyle açıkça okunup usulen anlatıldı.