Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/860 E. 2022/788 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/860 Esas
KARAR NO : 2022/788

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2021
KARAR TARİHİ : 08/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasındaki ticari ilişki sonucunda verilen makine siparişlerinin teslimedilmemesi ve bu siparişe istinaden 11.07.2012 tarihinde 5.000 EURO, 03.05.2013 tarihinde 15.000 EUROolmak üzere ödenen toplam 20.000EUR’nun iade edilmemesi üzerine—— sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, ancak davalı borçlunun takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu, tarafların banka hesapları üzerinde yapılacak incelemede davacı tarafından yapılan ödemelerin açıkça görüleceği, söz konusu incelemede davalı firmanın eski unvanının——-olarak dikkate alınması, davacı tarafından yapılan 03.05.2013 tarihli 15.000 EURO bedelli ödemenin dekontunun ekte sunulduğu, 11.07.2012 tarihli ödeme dekontunun ise Mahkememizce—— yazılacak müzekkere ile elde edilebileceği, yukarıda açıklanan ve Mahkemece re’sen dikkate alınacak sair hususlar doğrultusunda; davalı borçlunun, icra takibine yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline, takibin devamına yapılan icra takibine haksız ve
kötü niyetli olarak itiraz eden davalı borçlunun takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının,
dava dilekçesinde hiçbir açıklama yapma gereği duymadan “yaklaşık 10 yıl önce 20.000 EUR vermiştik, şimdi iadesini talep ediyoruz” diyerek hayatın olağan akışına aykırı bir talepte bulunduğu, davacı ortada geçerli bir sebep yokken davalıdan 2012 ve 2013 yıllarında toplam 20.000 EURO tutarında ödeme yaptıysa davalı açısından sebepsiz zenginleşme hükümlerine müracaat edilmesi gerektiği ve 2 yıllık TBK Md. 82 zamanaşımı hükümlerinin uygulanması gerektiği, en geç 2015 senesi itibariyle zamanaşımına uğradığı, davalının son derece—— ve biçimlendirme makineleri ticareti ile iştigal ettiği, davacının 2012 yılında davalıya müracaat ederek 295.000 EUR bedelli “—— makinesi almak istediği ve taraflarca 20.07.2012 tarihinde sözleşme imzalandığı, ilk sözleşmenin 4.maddesinde belirtildiği üzere 11.07.2012 tarihinde 5.000 EURO tutarında cayma akçesi ödemesi yapıldığını, yine aynI madde uyarınca 27.07.2012 tarihinde ikinci cayma akçesi ödemesinin yapılacağının ve 20.000EUR tutarında bir bononun davalıya verileceğinin, ilk sözleşmenin
4. maddesinin 4. paragrafında açıkça “Alıcı’nın makinayı tek taraflı olarak iptal ettiği durumlarda veya sevk öncesi ödemeyi yapmadığında pey akçesi iade edilmeyecek ve 20.000 EURO tutarındaki senet satıcı tarafından tahsil edilecektir.” şeklinde bir düzenlemenin bulunduğu, davacının akdi ifa edeceğine
güvenerek davalının makinenin üreticisi ——şirketine alım siparişi gönderildiği, bu sipariş
çerçevesinde teknik özelliklere haiz makinenin üretimi tamamlanmış ve sevke hazır olduğu bildirilmiş bakiye ödemesini göndermesi halinde makinenin tesliminin gerçekleşeceği, 295.000 EUR tutarlı makine için 5.000 EUR dışında ödeme yapmamış olan davacının bu bildirime yanıt vermediği, davacının ilk sözleşmeye riayet etmemesi nedeniyle 18.01.2013 tarihli ihtarnamenin davacıya gönderilerek akdi yükümlülüklerini yerine getirmesi için yeniden çağrıda bulunduğu, davacının ilk sözleşme kapsamında gerekli finansmanı sağlayamadığını beyan etmesi üzerine projenin askıya alındığı, ancak işbu ilk sözleşmenin ifa edilmemesi sebebiyle davalının en az proje bedelinin %20’si nispetinde (14.750 EURO)
kazanç kaybı yaşadığı, davacı temsilcisi —— ile 2013 yılında düzenlenen fuarda yapılan
görüşmelerde, ticari ilişkiye devam edilmesinin kararlaştırıldığı, bu karar çerçevesinde 29.04.2013 tarihli ikinci bir sözleşme imzalandığı, bu sözleşme uyarınca davacı tarafça satın alınması kararlaştırılan makinenin bedelinin 465.000 EURO olarak belirlendiği, davacının 11.07.2012 tarihinde ilk sözleşme için yapmış olduğu 5.000 EURO tutarlık ödemenin de iyiniyetli olarak burada değerlendirildiği, ancak makinenin artan bedel de dikkate alınarak bu sefer 65.000 EURO tutarında cayma akçesi düzenlemesi yapıldığı, ilk sözleşmenin 4. maddesine göre davacının en geç 03.05.2013 tarihine kadar 65.000EURO
cayma akçesi ödemesi gerektiğinin kararlaştırıldığı, davacının bu yükümlülüğe de riayet etmediğini,ancak 06.05.2013 tarihinde 15.000 EURO gönderebildiği, ilk sözleşmede olduğu gibi ikinci sözleşmede de cayma akçesi düzenlemesi yapıldığı, ikinci sözleşmenin 4.maddesi 5.paragrafında açıkça “Alıcının makineyi almayı tek taraflı olarak iptal ettiği durumlarda veya yükleme öncesi ödemeyi yapmadığında pey akçesi iade edilmeyecektir.” şeklinde kararlaştırıldığı, davacının davalıya sözleşme gereğince yaptığı ödemelerin cayma akçesi olduğu ve peşinen takas mahsup definde bulunduklarını belirtmiş davanın zamanaşımı ve dahi esastan reddini, takas mahsup defi kapsamında davanın her halükarda
reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; 2004 sayılı İİK 67. Maddesi uyarınca itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin davadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taraflar arasındaki özel sipariş makina satımı konusundaki 2012 ve 2013 yıllarında düzenlenen anlaşmalara davacının aykırı davranıp davranmadığı, makinaların teslim edilmemesinin tarafların hangisinin eyleminden/ eylemsizliğinden kaynaklandığı, davacının iki farklı tarihte davalıya yaptığı ödemeleri davalıdan tahsil etme imkanının bulunup bulunmadığı, takibe itirazın haklı olup olmadığı ve icra inkar tazminatı talebinin yerinde olup olmadığına ilişkindir.Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
29/05/2022 tarihli heyet
bilirkişi rapor içeriğine göre;”
I. Davacının, taraflar arasındaki özel sipariş makine satımı konusunda 2012 ve 2013
yıllarında düzenlenen anlaşmalara aykırı davranıp davranmadığı; makinaların teslim
edilmesinin tarafların hangisinin eyleminden, eylemsizliğinden kaynaklandığı
hususunda Borçlar mevzuatı yönünden değerlendirme yapıldığında:
A. Davacı ile davalı (eski unvanı olan——arasında adi yazılı
şekilde, 20.07.2012 tarihinde, sözü edilen makinanın KDV hariç 295.000EURO bedelle
satımı konusunda anlaşmaya varıldığı, taraflar arasında TBK m. 207 hükmüne göre taşınır
satış sözleşmesinin kurulduğu, buna göre davacının alıcı, davalının ise satıcı sıfatını haiz
olduğu,
B. Davacı ile davalı (eski unvanı olan——arasında adi yazılı
şekilde, 29.04.2013 tarihinde, sözü edilen makinanın KDV hariç 465.000EURO bedelle
satımı konusunda anlaşmaya varıldığı, taraflar arasında TBK m. 207 hükmüne göre taşınır
satış sözleşmesinin kurulduğu, buna göre davacının alıcı, davalının ise satıcı sıfatını haiz
olduğu,
C. Dosya kapsamı incelendiğinde bazı delillerin yabancı dilde sunulduğunun görüldüğü, bunlara ilişkin değerlendirmenin yapılamadığı, taraflar arasında kurulan taşınır satış sözleşmeleri uyarınca davalı satıcı tarafından davacı alıcıya satıma konu edilen makinaların teslim edilmeme sebebinin ve hangi tarafın sözleşmeye aykırı davranması, kusuru sebebiyle
makinaların teslim edilmediğinin açık bir şekilde anlaşılamadığı, bu konuda teknik bilirkişi
incelemesine gerek olup olmadığı hususunu takdirin, münhasıran Mahkeme’ye ait
olduğu,
II. Davacının iki farklı tarihte davalıya yaptığı ödemeleri davalıdan tahsil etme imkânının
bulunup bulunmadığı; takibe itirazın haklı olup olmadığı ve icra inkâr tazminatı talebinin
yerinde olup olmadığı hususunda:
A- Ticari Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden Yapılan Mali
İnceleme Neticesinde: Tacir olan davalı tarafın 2012 ve 2013 yıllarına ilişkin ticari
defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının süresinde yapıldığı T.T.K ve V.U.K
hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu,davacı şirketin ticari merkezinin —— ilinde olması sebebiyle Talimat ile görevlendirilecek bilirkişi incelemesi neticesinde tespit edilebileceği,
B- Davacının Alacak Talebi Yönünden: Davacı tarafından “makine siparişlerinin teslim
edilmemesi sebebiyle davalıya 11.07.2012 tarihinde ödenen 5.000EURO ile 03.05.2013 tarihinde ödenen 15.000EURO’nun iade edilmemesi sebebiyle 20.000EURO alacaklı
olduğu” iddia edilmiş olup borçlar mevzuatı yönünden değerlendirme yapıldığında:
1. Eğer davacı tarafından bu ödemelerin yapılmadığı kanaatine varılacak olur ise bu
takdirde davacının, TBK m. 77/son hükmüne göre sebepsiz zenginleşme kapsamında
ödenenin iadesini davalıdan isteyemeyeceği;
2. Davalı taraf söz konusu ödemenin pey akçesi/bağlanma parası niteliğinde olduğunu
beyan etmiş olduğundan, davacı tarafın sebepsiz zenginleşmeye dayalı iade talep
edebileceği,
3. Eğer davacı tarafından davalıya 11.07.2012 tarihinde 5.000EURO ile 03.05.2013
tarihinde 15.000EURO ödendiği ve bu ödemelerin TBK m. 77/son hükmünce sebepsiz
zenginleşme kapsamına girdiği kabul edilir ise bu takdirde de davacı tarafından davalı
aleyhine 01.06.2021 tarihinde —–sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde “borcun sebebi” olarak “toplam alacak 20.000EURO” ifadesine yer verildiği, takipte 20.000EURO’luk asıl alacağın ödenmesinin talep edilmekle 20.000EURO yönünden davacının alacaklı olarak kabul edilebileceği, bu kapsamda TBK m. 82/I hükmüne göre zamanaşımı def’ine ilişkin
olarak 2 yılın geçmesi nedeniyle sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkının
zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususundaki değerlendirmenin münhasıran
Mahkeme’ye ait olduğu,
C- Faiz Talebi Yönünden Mali Değerlendirme Yapıldığında: Mahkeme’nin
kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; (tarafların tacir olması, işin
ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle)
miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere, davacının 20.000,00 Euro`luk alacağına
3095 SK. Md.4/a hükmü uyarınca, Kamu Bankalarının 1 yıllık Euro mevduatlarına
uyguladıkları faiz oranına göre döviz faizi de yürütülebileceği,Mahkemenin gerek savunmalarının tümü ve gerekse faize hasren tamamen davalı şirketin
müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz—-bulunduğu, icra inkâr tazminatı ve sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı yönünde görüş bildirilmiştir.Davacı şirket ticari defterlerinin incelenmesi için yazılan talimat sonucu—–tarafından talimat yolu ile alınan bilirkişi raporu sonuç kısmında; davalıya; 11.07.2012 tarihinde 5.000.-Euro, 03.05.2013 tarihinde 15.0000.-Euro olmak üzere ödenen toplam 20.000,00 Euro ödendiği herhangi bir fatura düzenlenmediği yönünde görüş bildirilmiştir.Tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli bilirkişi rapor içeriklerine göre; taraflar arasında 20.07.2012 tarihinde —– model —–menşeli——kontrollü—— işleme tezgahının satın alınması konusunda KDV dahil 295.000,00 Euro karşılığı sözleşme imzalandığı, ilk sözleşmenin 4.maddesinde 11.07.2012 tarihinde 5.000 EURO tutarında
cayma akçesi ödemesi yapıldığı, yine aynı madde uyarınca 27.07.2012 tarihine kadar ikinci cayma akçesi olarak 5.000,00 Euro ödemesinin yapılacağının ve siparişin işleme alınması için 20.000EURO tutarında bir bononun davalıya verileceği, makinanın bakiye 285.000,00 Euronun satıcı hesabına geçmesiyle yükleneceği kararlaştırıldığı, ilk sözleşmenin
4. maddesinin 4. paragrafında açıkça “Alıcı’nın makinayı tek taraflı olarak iptal ettiği durumlarda veya sevk öncesi ödemeyi yapmadığında pey akçesi iade edilmeyecek ve 20.000 EURO tutarındaki senet satıcı tarafından tahsil edilecektir.” şeklinde bir düzenlemenin bulunduğu, davalı satıcı tarafından davacı alıcıya 18/01/2013 tarihli, makinanın sevke hazır olduğu ve sözleşme şartlarının yerine getirilmesi amacıyla ihtar yazısının gönderildiği, akabinde 29.04.2013 Tarihinde —–model —– menşeli, —— kontrollü——işleme tezgahının satın alınması konusunda KDV dahil 465.000,00 Euro karşılığı sözleşme imzalandığı, ödeme şartlarının yine 4. Maddede düzenlendiği, 65.000.00 Euro pey akçesinin 03/05/2013 tarihine kadar, 400.000,00 Euronun yükleme zamanından 3-4 hafta önce satıcı hesabına transfer edileceğinin kararlaştırıldığı, davalının satıcı olarak makinanın teslimi için gerekli adımları attığının dosya kapsamından anlaşıldığ, birinci sözleşme kapsamında ödenen 5.000,00 Euronun iadesinin de kararlaştırıldığı, davacının defter kayıtlarına göre; 11/07/2012 tarihinde 5.000,00 Euro, 03/05/2013 tarihinde 15.000,00 Euro davalı satıcıya ödeme yaptığı, ikinci sözleşme yapıldığından ilk sözleşmenin ayakta olmadığı zira tarafların iradesinin de bu yönde olduğu, davacının yaptığı ödemelerin taraflar arasında kararlaştırılan bedeller ile örtüşmediği sözleşmenin yerine getirilmemesinde davacının kusurlu olduğu, kararlaştırılan pey akçesinin TBK kapsamında bağlanma parası olduğu, esasında davacının talep edebileceği ancak davacı açısından sebepsiz zenginleşme durumunun oluştuğu kabulüne göre ise davacının sözleşmeye aykırı davranarak basiretli tacir olarak sözleşme kapsamında yükümlülüğünü yerine getirmeyip 8 yıl beklenilmesinin ticari teamül ve hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacı tarafça taraflarınca sözleşmenin aksadığı ancak halen ayakta olduğunu düşündüklerini ve karşı tarafın edimini yerine getireceğini düşünerek inançlarını yitirmediklerini, takipten kısa bir süre önce sözleşmenin gereğinin yapılmayacağını fark ettiklerini belirtmiş iseler de, ikinci sözleşmede ilk sözleşmeye göre verdikleri 5.000,00 Euronun iade edileceğinin yazılı olduğu, bu miktar yönünden 2 yıllık zamanaşımı süresinin her halükarda dolduğu, diğer meblağ açısından da az önce belirtildiği üzere sözleşmeye aykırı davranarak basiretli tacir olarak sözleşme kapsamında yükümlülüğünü yerine getirmeyip 8 yıl beklenilmesinin ticari teamül ve hayatın olağan akışına aykırı olup hiç kimsenin karşı tarafın yükümlülüğünü yerine getirmediği sözleşme ile 8 yıl bağlı tutulamayacağı, aksinin Türk Medeni Kanunu 2. Maddede düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olacağı, davacının ünvan değişikliği durumunun da edimi yerine getirmemede haklı sebep sayılamayacağı kanaatiyle talep zamanaşımına uğradığından davacının davasının reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL karar harcının başlangıçta alınan 2.279,48 TL harçtan mahsubu ile 2.198,78 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan —— nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6—–bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.