Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/855 E. 2022/750 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/855 Esas
KARAR NO:2022/750

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/12/2021
KARAR TARİHİ:25/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin, 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin — Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun çerçevesinde, —- ile —-tarihi yarımadadaki—- yapım ve işletmesi ile görevli olduğunu, proje süre sonunda —- devredileceğini, davalı adına kayıtlı araçlar ile çeşitli tarihlerde —ücret ödemeksizin geçişler gerçekleştirildiğini, işletme hakkı ve görevi müvekkili şirkette bulunan tünelden yapılan geçişler 6001 Sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5 maddesi kapsamında ücretlendirilmekte ve aynı düzenleme kapsamında ücret ödemeksizin yapılan geçişlerde; geçiş ücretinin— katı tutarında ceza uygulandığını, bununla birlikte geçiş tarihini izleyen —-günlük sürede geçiş ücretini ödeyenlere 6001 sayılı Kanun’un 30/7 maddesi uyarınca ceza uygulanmadığını, davalının maliki bulunduğu—plakalı aracın ücret ödemeksizin yaptığı geçişini gösteren ihlalli geçiş listesi ekte sunulduğunu, söz konusu ihlalli geçişler nedeni ile doğan müvekkili şirket alacağının —- Esas sayılı dosyasından icra takibine konu edildiğini, davalı tarafça, —-Esas sayılı dosyasına yasal süresi içinde, soyut ve gerekçesiz şekilde borca ve yetkiye itiraz edildiğini, davalı tarafça süresinde yapılan itiraz nedeni ile icra takibi durduğunu, müvekkili şirket ve davalı tacir olduğundan, işbu uyuşmazlık için 6102 sayılı Kanuna, 7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesi ile eklenen 5/A maddesi uyarınca arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, ancak ekte sunulan arabuluculuk son tutanağından da görüleceği üzere icra dosya borcunun ödenmesi hususunda anlaşmaya varılamadığını, bu nedenle haksız itirazlarının iptali için işbu davanın ikamesi zorunlu olduğunu,—- “—-” kurulu olduğunu, kullanıcılar, geçişin ücretli olduğunu bilmekte olduğunu, ücret ödemeden geçiş sağlayabilmiş olmaları geçişi ücretsiz hale getirmediğini, borç — geçiş itibari ile doğmakta olduğunu, kullanıcının —- kullandıktan sonra oluşan borcu bir para borcu olarak Türk Borçlar Kanunu md.89/1 maddesi gereği götürülecek borç olduğunu, bu bağlamda, borcun ifa yeri müvekkili şirketin faaliyet merkezinin bulunduğu yer olmakla, icra takibinin yetkili icra dairesinde başlatıldığını, —- Karar sayılı kararı ile işbu dava ile benzer uyuşmazlıkta Türk Borçlar Kanunu madde 89’a atıf yaparak para alacaklarında, alacaklının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğuna hükmettiğini, davalının, yetki itirazının bu nedenlerle reddedilmesi gerektiğini, davalının icra takibine yaptığı itiraz haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı mülkiyetinde bulunan araçların yaptığı ihlalli geçişlerin ücret ve buna yasa gereği tahakkuk eden cezadan sorumlu olmadığı iddiası kabul edilebilir nitelikte olmadığını, nitekim 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un Geçiş ücretini ödememe ve güvenliğin ihlali başlıklı 30. maddesinin 5. Fıkrası düzenlemesi aşağıdaki şekilde olduğunu, “(5) 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin— katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. “Yasanın düzenlemesinde de açıkça ifade edildiği üzere, geçiş ücret, ceza ve ferilerinin araç sahiplerinin sorumluluğunda olduğunu,—, araç sahiplerinin 6100 sayılı kanun uyarınca geçiş ücreti ve cezadan sorumlu olduğunu, bu sorumluluğun yasadan kaynaklandığına hükmedildiğini, ayrıca davalı da araç sahipliğini ve geçişlerin yapıldığını inkar etmemekte olduğunu, ödeme savunması da olmadığı için davalı borçlunun itirazında haksız olduğu açıkça anlaşıldığını, diğer yandan alacak yasadan kaynaklı olmakla likit olduğundan, müvekkili lehine alacağın— aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, açıklanan nedenler ve toplanacak deliller doğrultusunda, müvekkili şirketin fazlaya ilişkin ve başkaca tüm yasal talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davalarının kabulü ile; davalı tarafın —- sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına; davalının, asıl alacağın— aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalıya dava dilekçesi, tensip tutanağı ve ekleri usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermemiş ancak borca itiraz dilekçesinde özetle; her ne kadar alacaklı olduğunu iddia eden —- Esas sayılı dosyasında müvekkili şirket aleyhine icra takibi yapılmış ise de yetkili— dairesi ve mahkemelerinin müvekkili şirketin merkezinin bulunduğu —ve Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle yetkiye itiraz ettiklerini, ödeme emrinde talep edilen borcu kabul etmediklerini, borca itiraz ettiklerini, takibin durdurulmasını talep ettiklerini, söz konusu ödeme emrini kabul etmelerinin mümkün olmadığını, takip alacaklısının müvekkili şirketten hiçbir alacağı olmadığını, alacağın neye dayanarak istendiğinin belli olmadığını, müvekkili şirketin takip alacaklısına borçlu olmadığını, tebliğ edilen ödeme emrinde; takip konusu alacakla ilgili herhangi bir açıklama olmadığını, taraflarına takip konusu borçla ilgili hiçbir dayanak belge tebliğ edilmediğini, tebliğ zarfının üzerinde de yalnızca ödeme emri bulunduğu yazılı olduğunu, dayanak belge bulunmadığının da zarf üzerinden anlaşıldığını, ayrıca taraflarına gönderilen ödeme emrinin zarfında yalnızca mühürün basılı olduğunu, üzerinin —- tarafından imzalanmamış olduğunu, borcun sebebinin anlaşılmasının imkânsız olduğunu, yetkiye, borcun tamamına, faize, faiz oranına ve fer’ilerine itiraz ettiklerini, borcu kabul etmediklerini, itirazlarının kabulü ile, icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, davacı tarafından işletilen—–kullanan davalıya ait araçların ödenmeyen geçiş tutarları ve yasadan kaynaklı para cezası bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatına karar verilmesi talebidir.—- sayılı icra dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine— tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde—asıl alacak istendiği, takibin dayanağının geçiş listesi olduğu, ödeme emrinin davalıya —- tarihinde tebliğ edildiği, davalının —- tarihinde yetkiye, borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, davacının yasal süresi içerisinde itirazın iptali davasını açtığı ve dava dilekçesinde —- asıl alacak talep edildiği anlaşılmıştır.Davalının takibe yetki yönünden itirazının değerlendirilmesinde; yetkili icra dairesi İİK’nın 50. maddesinin yollamasıyla HMK’nun 6. maddesi uyarınca davalının yerleşim yerinin bulunduğu—-TBK’nın 89. Maddesi uyarınca davacının yerleşim yerinin bulunduğu —- ile taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulduğu gözetilerek HMK 10. Maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin bulunduğu —dairesidir. Sözleşmenin ifa yeri davacının hizmet aldığı—- bulunduğu yargı çevresi olmakla davacı, seçimlik haklarından TBK’nın 89. Maddesi uyarınca kendi yerleşim yerinin bulunduğu —- usulüne uygun takip başlattığından, davalının icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazı yerinde görülmedğinden yargılamaya devam olunmuştur.Dava konusu ücretli—- davacı tarafından işletildiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. İhtilaf, davalıya ait aracın ihlalli geçiş yapıp yapmadığı dava dilekçesinde belirtilen miktardan davalının sorumlu olup olmadığı ve geçiş ücreti ile para cezası miktarına ilişkindir.Uyuşmazlık konularının çözümü için dosya — tevdi edilmiş, HMK nın 266. Maddesi gereğince alınan— tarihli —raporunda; —–kayıtlarına göre bahse konu aracın ilgili tarih aralıklarında davalı taraf adına tescilli olduğunu, bu araçların —- geçiş yaptığına dair zaman mühürlü fotoğrafların mevcut olduğunun görüldüğünü,—- hesabının tanımlanmış olduğunu ancak ilgili tarihler arasında herhangi bir banka hareketinin bulunmadığını ve ilgili hesabın nakit hesap niteliğinde olduğunu, herhangi bir otomatik ödeme talimatının bulunmadığının belirtildiğini, davacı taraf Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30. Maddesinin 1. 5. ve 7. fıkraları uyarınca işlem yapmış ve geçiş ücretine ek olarak ceza uygulandığını ve Görevli —- adet cezalı geçiş ücreti —olmak üzere — gün içerisinde bakiye yüklemesi gerçekleşmediğinden toplamda— cezalı geçiş bedelini mevzuat hükümlerine uygun olarak tahakkuk ettiğinin anlaşıldığını bildirilmiştir. — müzekkere yazılarak; davaya konu araç için iddia edilen geçiş tarihinde — hesabında ne kadar bakiye olduğu, geçiş tarihinde o hesaplardan tahsilatın yapılıp yapılmadığı, belirtilen araç yönünden otoyol geçiş ücretlerinin ödenmesi için tanımlanmış otomotik ödeme talimatının olup olmadığı hususu sorulmuş yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.
Davaya konu araç trafik tescil kayıtları dosya arasına celbedilmiş, incelenmesinde dava konusu araçların davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.Davanın dayanağını oluşturan 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5. maddesinde “(5) 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin—- katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir.” hükmü düzenlenmişken — tarih ve 30431 sayılı —yayımlanan — tarih ve 7144 sayılı Kanunun 18. maddesi ile birinci ve beşinci fıkralarında yer alan “—” ibareleri “—-” şeklinde değiştirilmiştir. Aynı Kanunun 19. maddesi ile 6001 sayılı Kanuna geçici 3. madde ilave edilmiştir.6001 sayılı Kanuna eklenen Geçici 3. madde de ise “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden yapılmış olan geçişlerde araç sahiplerine bu Kanunun 30. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca tahakkuk ettirilen ancak bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla tahsilatı yapılmamış olan para cezaları hakkında bu Kanunun 30. maddesinde yer alan oranlar uygulanır.” düzenlemesi yapılmıştır.Kanunun 30. maddesinin, — tarihli ve 6639 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişiklik yapılan (7) numaralı fıkrasında, geçiş ücreti ödenmeden geçiş yapılması hâlinde ödemesiz geçiş tarihini izleyen — gün içinde geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere bu maddenin (1) numaralı ve (5) numaralı fıkralarında belirtilen cezaların uygulanmayacağı öngörülmektedir.— Asliye Ticaret Mahkemesince 6001 sayılı Kanunun 30/7 maddesinin— aykırılığı iddiası ile açılan davada, –Mahkemesi —- tarih,—Karar sayılı kararında “. İşletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücreti ödenmeden geçiş yapılması hâlinde yaptırım uygulanmasına sebebiyet veren eylem ücret ödemeden geçiş yapılması anında tamamlanmış olacaktır. Bu durumda, kuralda belirtilen ödemesiz geçiş tarihinden itibaren —gün içinde geçiş ücretinin ödenmesi hâlinde cezanın uygulanmayacağına ilişkin düzenleme oluşan neticeyi ortadan kaldırılmakta olup ihlalli geçiş eylemini gerçekleştirenler lehine getirilmiş bir düzenlemedir. kuralda, cezasızlık hâlinin kapsamı, eylemin sonucu olarak öngörülen yaptırımın hangi hâlde uygulanmayacağı, ödemenin hangi süre içinde yapılması gerektiği açık, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olarak belirlenmiştir. Geçiş ücretinin ödenmesi şekil ve yöntemlerinin tümünün önceden öngörülmesi ve kanun koyucu tarafından tek tek belirlenerek kanun metninde ifade edilmesi oldukça güçtür. Geçiş ücretinin tahsili yöntemlerinin zaman içinde değişip gelişebileceği ve otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerinin tahsili yöntemlerinin benzerlik arz ettiği hususları dikkate alındığında kuralda belirlilik ilkesine aykırılık bulunmamaktadır.” yönünde karar vermiştir. Bu durumda davalının ihlali sebebiyle davacının, davalıya ayrıca bir bildirim yapmasına gerek bulunmadığı anlaşılmaktadır.(—)
Davacı taraf ticaret şirketi, davalı taraf da bir ticaret şirketidir. Davacı,—- bir yönüyle idare hukuk diğer yönüyle özel hukuk hükümlerine göre işlettiğine, davacı ve davalı birer tacir olduğuna ve uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden kaynaklandığına göre; huzurdaki davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesinde usûl ve kanuna aykırı bir yön yoktur. Bu açıdan değerlendirildiğinde Mahkememiz işbu davada görevlidir.— uygulamasında, araç sahiplerinin plaka numaralarıyla birlikte — veya —- aboneliği aldıkları (her araç plakasına ait ayrı bir abonelik), tünel, köprü, otoyol ve bağlantı yollarından geçiş sırasında araç sahibinin —-hesabında yeteri kadar bakiye bulundurması gerektiği, yeterli bakiye bulundurmayan aracın plakasının geçişten sonra her gün belli aralıklarla sistem tarafından kontrol edildiği (bakiye sorgulamasının belirli saat aralıklarıyla otomatik olarak yapıldığı), yeterli bakiye olduğunda geçiş bedelinin tahsil edildiği, bu sorgulamanın geçişten sonraki —- gün boyunca devam ettiği, —- günün sonunda hâlen hesabında -yeteri kadar- geçiş ücretini karşılar bakiye bulundurmayan aracın geçişinin ‘cezalı geçiş’ statüsüne dönüştüğü bilinmektedir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının özel hukuk hükümlerine tabi ticari şirket olduğu, davacıya, 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için farklı hukuki rejim ve usulleri düzenleme yetkisi verildiği, davacının ihlal sebebi ile davalıya ayrıca bir bildirim yapmasına gerek bulunmadığı, ihlalli geçiş halinde geçiş ücretinin mutlaka geçişi izleyen—gün içerisinde sadece — şubelerine ödenmesi gerektiği, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan — plakalı araç için— adet cezalı geçiş ücreti — plakalı araç için — adet cezalı geçiş ücreti — olmak üzere —gün içerisinde bakiye yüklemesi gerçekleşmediğinden toplamda —alacaklı olduğu anlaşılmış, her iki tarafın tacir ve araçların davalının ticari işletmesi ile ilgili olduğundan avans faizi işletilmesine karar vermek gerekmiş, İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerektiği, bu nedenle alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hüküm altına alınan asıl alacağın —- oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davanın KABULÜ ile, — Esas sayılı dosyasında davalı/borçlunun — asıl alacak yönünden itirazının iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi ile birlikte icra takibinin DEVAMINA,
2)İptaline karar verilen — asıl alacağın —oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı (maktu)—- peşin olarak yatırılan — mahsubu ile —- eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan —peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan — ilk dava masrafı, —-tebligat-müzekkere gideri, —- bilirkişi ücreti olmak üzere toplam —- yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan — davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan —- arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair; miktar itibari ile kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne, davalı tarafın yokluğunda karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.