Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/817 E. 2023/259 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/817 Esas
KARAR NO : 2023/259

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2021
KARAR TARİHİ : 21/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının —– “boyasız göçük ve kaporta tamiri” işi yaptığını, davacının 26.06.2021 tarihinde kaza yapan—- adına tescilli—— plaka nolu aracın hasarına ilişkin boyasız göçük ve tamir işlemini yaptığını, daha sonrasında söz konusu araç sigorta kapsamında bulunduğundan müvekkilinin—–nolu poliçeden kaynaklı —– hasar dosyasına ait hasar bedelinin kendisine ödenmesi için sigorta şirketine 27.08.2021 tarihinde —-Noterliği —— Yevmiye Numaralı ihtarnamesi ile ihtarname keşide ettiğini, ancak davalı borçlu sigorta şirketinin söz konusu faturaya ilişkin ödemeyi yapmaktan imtina ettiğini, bu sebeple —–İcra Müdürlüğü ——Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, 01.09.2021 tarihinde davalı(borçlu) şirket —— ödeme emri tebliğ edildiğini ve davalı şirketin 05.09.2021 tarihinde ödeme emrine itiraz ederek takibin durdurulduğundan bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulü ile davalının icra takibine vaki haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalı borçlu aleyhine takibe haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle %20’den az olmamak üzere “icra-inkar” tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, öncelikle KTK 97. maddesinde düzenlenen başvuru şartı yerine getirilmediğinden başvurunun usulden reddini, başvuran tarafından, dava konusu araç üzerinde oluşan hasarın müvekkili sigorta şirketine ihbar edilmeksizin ve ilgili araçta oluşan hasar bedeli ve değer kaybı bedeli sebebiyle müvekkili sigorta şirketine başvuru yapıldığını, hasar dosyası nezdinde taleplerinden feragat ettiğini, başvuranın hasar dosyasının kapatılmasını talep ederek taleplerinden feragat ettiği bir durumda sigorta şirketine hesaplama yapması için tekrar başvuru yapmadan Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde başvuru ikame etmesinin kabul edilemez nitelikte olduğunu, dava konusu aracı müvekkili sigorta şirketinin görevlendirmiş olduğu ekspertiz şirketi yetkililerine göstermeyerek, kötü niyetli olarak ekspertiz yapma hakkını engellediğini, sigortacının zarar görenden bilgi alma hakkı başlıklı 1479. maddede ise; sigortacının zarara sebep olan olayın ve zarar miktarının belirlenmesi amacıyla zarar görenden bilgi isteyebileceği, zarar görenin sağlanması ihtimali bulunan ve istenilmesi haklı görülebilecek ilgili tüm belgeleri sigortacıya vermek zorunda olduğunu, zarar görenin bu sorumluluğa uymaması halinde durumun zarar görene yazılı olarak bildirilmiş olması kaydıyla sigortacının sorumluluğunun zorunluluk yerine getirilmiş olsaydı ödemek zorunda kalacağı miktarla sınırlı olacağının düzenlendiğini, kabul anlamı içermemek kaydıyla, her durumda davacının tazminat taleplerinin miktar bakımından da kabulünün mümkün olmadığını, davacının faize ilişkin taleplerinin kabul edilebilir olmadığını, gerçekleşen rizikoyu doğru ve gerçeğe uygun bir şekilde ihbar etme yükümlülüğünün ihlal edilmiş olması nedeniyle haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; davalı nezdinde kasko sigortalı olan aracın karıştığı kaza sonrası tamirinin yapıldığı iddiası ile tamir bedelinin ödenmesine yönelik başlatılan takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; ——plakalı aracın onarımından kaynaklı davacının hangi tutarda alacağı bulunduğu, bu tutarın davalı kasko sigortacısından talep edilip edilemeyeceği, bu itibarla takibe yapılan itirazın yerinde olup olmadığının tespitine ilişkindir.Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.Bahse konu dava dışı sigortalı —– adına kayıtlı—-plakalı aracın davalı nezdinde —-numaralı, 05.11.2022-2021 vadeli, genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalı olduğu, işbu aracın karıştığı 26.06.2021 tarihli trafik kazası sonucu davalı nezdinde —– numaralı hasar dosyasının açıldığı, hasar dosyasının incelenmesinde; araç sahibi sigortalı—– tarafından 12.07.2021 tarihli dilekçe ile —– numaralı aracının hasar kaydını kendisi tarafından yaptırılmak istendiği gerekçesiyle kapatılmasının istenildiği,—– 07.07.2021 tarihli banka dekontuna göre sigortalı hesabından davalı hesabına 4.500,00 TL miktarlı,—– nolu dosya ödeme iade açıklamalı transfer işleminin yapıldığı görülmüştür.——. Sayılı takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından dava dışı araç maliki ile davalı-takip borçlusu aleyhine 23.08.2021 tarihinde asıl alacak + işlemiş faiz toplamı 5.343,55 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin davalı – borçluya 01.09.2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 7 günlük süre içerisinde 05.09.2021 tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde yetkiye, borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği, eldeki davanın yasal süresinde açıldığı görülmüştür.Davalı tarafça takibe itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkili olmadığı ileri sürülmüş ise de yetkili icra dairesinin gösterilmediği, bu haliyle usule uygun yetki itirazının ileri sürülmemesi nedeniyle işin esasında geçilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; oto tamir işi yaptığını iddia eden davacı tarafça dava dışı sigortalı araç maliki —-ait olup davalı nezdinde kasko sigortalı olan —– plakalı aracın karıştığı kaza sonrası aracın tamirini yaptığı gerekçesiyle tamir – onarım masrafının tahsili amacıyla davalı ve dava dışı araç malikine karşı genel haciz yoluyla takip yoluna başvurulduğu, eldeki itirazın iptali davasının sadece davalı aleyhine açıldığı, davacı tarafın öncelikle bahse konu aracı tamir ettiğini ispatlaması gerektiği, dosyaya davalı adına düzenlenen 13.07.2021 tarihli, KDV dahil 4.905,00 TL bedelli, boyasız göçük, kaporta tamiri, malzeme ve diğer işçilikler açıklamalı faturanın sunulduğu, faturanın davalının sigortaladığı araca ait olup olmadığının belirli olmadığı, açıklayıcı ve ayırt edici ibarelerin bulunmadığı, işbu fatura ile birlikte davalı yana davacı tarafça ——. Noterliği aracılığıyla 27.07.2021 tarihli ihtarname gönderildiği, davacının defterlerinin incelenmesi amacıyla inceleme günü tayin edildiği fakat davacı tarafça defterlerin sunulmadığı, mazerete dair somut delil, açıklama ibraz edilmediği, davalının BA formları celp edilmiş incelenmesinde davacıdan alım yaptığına dair bildirim olmadığı görülmüş, bu haliyle davacının iddia ettiği hizmet ifasını ispatlayamadığı kanaatine varılmıştır. Ayrıca ispat hususu yerine getirilseydi dahi davacının hizmet bedelini davalıdan talep edip etmeyeceği uyuşmazlık konusu olup davalı sigortacıdan ancak dava dışı sigortalının talep hakkının bulunduğu, bahse konu kaza sonrası araç malikinin başvurusu ile hasar dosyasının açıldığı fakat araç malikince hasarın kendisince yaptırılacağı açıklamasıyla hasar dosyasının kapatılmasının talep edildiği, bunun üzerine sigortaya almış olduğu ödeme tutarını iade ettiğinin görüldüğü, gerçek hak sahibinin talebinden feragat ettiği, davacının talep hakkının ancak gerçek hak sahibi tarafından yapılacak usule uygun ve geçerli alacağın temliki suretiyle mümkün olabileceği, somut olayda bu şekilde bir imkan bulunmadığı, davacının tahsilini istediği alacağı talep hakkının bulunmadığı kanaatiyle davanın reddine dair karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE
2-Alınması gerekli 179,90 TL karar harcından başlangıçta alınan 64,54 TL harcın mahsubu ile 115,36 TL kalan harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.343,55 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren ve davada haksız olduğu ortaya çıkan davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne davalı tarafın yokluğunda karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.