Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/815 E. 2022/599 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/616 Esas
KARAR NO : 2022/570
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2021
KARAR TARİHİ: 28/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı şirket tarafından, davacı şirket aleyhine,—– dosyasından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, işbu takip dosyasından gönderilen ödeme emrinin — tarihinde davacı şirkete tebliğ edilmiş olup, takibe konu borca, faize, ferilerine ve imzaya açıkça ve süresi içerisinde —- üzerinden itiraz edildiğini, takibe dayanak yapılan çekin lehdarı her ne kadar davacı —- görülmekte ise de, hiçbir zaman keşideci—- tarafından böyle bir çek keşide edilerek taraflarına teslim edilmediğini, aynı şekilde, davaya ve takibe konu böyle bir çekin müvekkili şirket tarafından da cirolanmamış ve edilmediğini, çekin ön yüzünde lehdar olarak —- arkasındaki ciroda ise ——İfadesinin yer aldığını, görüldüğü üzere bu iki unvanın birbirinden farklı olduğunu, ayrıca müvekkilinin unvanı da yukarıda belirtilen her iki unvandan farklı olup, müvekkilinin tam unvanının —- olduğunu, öncelikle unvanlar arasındaki farklılık nedeni ile dahi söz konusu çekin muhatabının müvekkili olmadığını, bu nedenle, —— sayılı dosyasından başlatılan icra takibinin HMK m. 392 hükmü uyarınca teminat alınmadan geçici olarak takibin durdurulmasına ve mahkemece aksi kanaatte olunması halinde İİK m72/3 uyarınca teminat karşılığı icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesine, müvekkili şirketin——- bedelli 1 adet çekten dolayı borçlu bulunmadığının tesbitine, -İİK m. 72/4 gereği toplam alacak üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının işbu davayı açmasında hukuki yararı bulunmadığını, bu sebeple de davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddi gerektiğini, zira, davacı tarafın taraflarınca —– Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine karşı takibin iptali istemi ile —- sayılı dosyası ile dava açtığını ve işbu davada takibin durdurulmasına karar verildiğini, —– sayılı dosyası ile görülen davanın derdest olduğunu, dolayısıyla davacı tarafın icra tehdidi altında olmadığı gibi işbu dava neticesinde elde edeceği menfaatinin de İcra Hukuk Mahkemesinde açtığı dava ile elde edildiğini, davacı tarafın dilekçesinde, taraflarınca ——- seri no’lu çek üzerindeki imzaların davacı şirket yetkililerine ait olmadığını, bu hususun bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, dolayısıyla işbu çekle ilgili borçlu olmadıklarını beyan ettiklerini ileri sürdüklerini beyanla öncelikle davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddini, esas yönünden davayı kabul ettiklerini belirtmekle birlikte müvekkilinin iyi niyetli olması, davaya konu çek üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olmaması, dolayısıyla yargılamaya sebebiyet vermemesi sebebiyle müvekkili aleyhine kötü niyeti tazminatı, yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; davacı şirketin—- dosyasında takip dayanağı olan —– bedelli çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı şirketin —— bedelli çekten dolayı borçlu bulunup bulunmadığı, davalıdan kötüniyet tazminatı talebinin yerinde olup olmadığı, davalı tarafça dava kabul edildiğinden davalının davanın açılmasına sebebiyet verip vermediğine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
— esas sayılı dosyası, —— soruşturma nolu dosyaları celp edilip incelenmiş, davacı tanıklarının beyanları alınmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre yapılan değerlendirmede; davacı tarafça davalının çeke dayalı başlattığı —- esas sayılı dosyasın kapsamında borçlu olarak göründüğü ancak çekteki lehtar imzasının kendisine ait olmadığı iddiasıyla eldeki menfi tespit istemli davanın açıldığı, —–sayılı dosya kapsamında imzaya itiraz davası sonucunda davalının davayı kabul etmesi nedeniyle kabul nedeniyle davanın kabulüne davacı yönünden icra takibinin durdurulmasına yönelik karar verildiği, eldeki davada da davalı tarafça sunulan cevap dilekçesinde esas yönden davanın kabul edildiği ancak imzanın davacı tarafa ait olmadığını bilebilecek durumda olmaması nedeniyle kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin talep edildiği, kabul nedeniyle 6100 sayılı HMK 308. Maddesi uyarınca davanın esastan kabulüne karar vermek gerektiği anlaşılmıştır. Davacının kötüniyet tazminatı talebinin incelenmesinde; 2004 sayılı İİK 72/5. Maddesine göre borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunun anlaşılması halinde talep üzerine tazminata hükmedilebileceğinin düzenlendiği, davalı tarafça takibin —- tarihinde başlatıldığı, davacı tarafça davalının aralarında bulunmadığı üç kişi hakkında resmi belgede sahtecilik suçunun işlendiği iddiasıyla şikayetçi olunduğu, soruşturmanın —dosyasından yürütüldüğü ve şüpheliler hakkında — tarihli takipsizlik kararı verildiği, —- havale tarihli şikayet dilekçesi ile davacı tarafın bu kez davalının da aralarında bulunduğu üç şirket hakkında şikayetçi olduğu, —— soruşturma numaralı dosyası üzerinden soruşturmanın yürütülmekte olduğu ve devam ettiği, soruşturma dosyasında alınan ifadelerde de davalının takibi haksız başlatmadığına yönelik tespitlerin bulunduğu, davalı tarafın hakkında şikayetçi olunmadan önce takip başlattığı, açıklanan gerekçelerle davalının açtığı takibin haksız ve kötü niyetli olduğuna ilişkin delil bulunmadığı anlaşılmış, yargılama gideri ile ilgili ise HMK 312. Maddesi 2.fıkrasında davalının, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemesi ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmesi halinde ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez düzenlemesinin bulunduğu, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davalının eldeki davanın açılmasına sebebiyet vermediği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABUL NEDENİYLE KABULÜ İLE; —– dosyasında takip dayanağı olan ——– bedelli çekten dolayı borçlu bulunmadığının tesbitine,
2-İİK m. 72/4 teki koşullar oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3- Harçlar Kanunu 22. Madde gereği alınması gerekli karar harcı 2.674,32 TL’den peşin olarak yatırılan 2.005,75 TL’nin mahsubu ile 668,57 TL eksik harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ——- Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/06/2022