Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/805 E. 2022/480 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1064 Esas
KARAR NO: 2022/482
DAVA: İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ: 04/02/2013
KARAR TARİHİ: 08/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan iflas (iflasın ertelenmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Müvekkili ——- iyileştirme projesinde ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle zora düştüklerini ve borca batık hale geldiklerini, bu borca batıklıktan kurtulmak için gerçekçi ve somut iyileştirme projesi hazırlayıp mahkemeye sunduklarını, —– yılında dünya çapında meydana gelen ekonomik krizin değil şirketleri ——- dahi iflasın eşiğine getirdiğini bu ekonomik krizin ——pazarına yansıması sonucu doğurduğu zararların nedenli büyük olduğunun tartışmasız olduğunu piyasada orta ölçekli bir çok şirketin iflas ettiğini, bir çoğunun da iflasın eşiğine geldiğini, nakit akışının durduğunu, sunulan iyileştirme projesi kapsamında müvekkili şirketlerin mali durumunun ıslahının mümkün olduğunu, borca batıklıktan çıkacağını belirterek İİK 179.maddesi gereğince iflaslarının ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekilinin iyileştirme projesi incelendiğinde;
—– kullanmış olduğu ——- kaynaklanan —- kefaletinin bulunduğu, bu nedenle borca batıklık bildiriminde bulunulduğu, sermaye artırımı şirketin satış durumu, şirketin karlılık durumu, işletmenin devamındaki ekonomik yararlar, mevcut borçları ödeme kabiliyeti ve tasarruf tedbirleri ile borca batıklıktan çıkılacağı, şirketin —-ödenmiş sermayesinin —- çıkarılacağı bildirilmiştir.
—- kullanmış olduğu kredi sözleşmelerinden kaynaklanan—tutarında kefaleti bulunduğu bu nedenle borca batıklık bildiriminde bulunulduğu sermaye artırımı, şirketin satış durumu, şirketin karlılık durumu işletmenin devamındaki ekonomik yararlar, mevcut borçları ödeme kabiliyeti ve tasarruf tedbirleri ile borca batıklıktan çıkılacağı, şirketin — ödenmiş sermayesinin —— çıkarılacağı bildirilmiştir.
Müdahil vekilleri davanın reddinin istemişlerdir.
Dava hukuki niteliği itibariyle; İİK 179 ve TTK.324.maddeleri gereğince iflasın 1 yıl süre ile ertelenmesi istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama önce Mahkememizin —— sayılı esasında görülmüş ve yapılan yargılama kapsamında;
Davanın açıldığı —– tarihinden itibaren kayyım heyetinden raporlar alınmıştır.
İflasın ertelenmesi isteyen ——-şirketlerinin borca batık durumda bulunması, ——–, fevkalade mühletten yararlanmamış olması ve sunacakları iyileştirme projesi kapsamında mali durumlarının ıslahının imkan dahilinde görülmesi gerekir. Gerek borca batıklığın ve gerekse iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tespiti özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bu değerlendirmelerin yapılması için bilirkişi görüşüne başvurulmalıdır. Mahkeme de bu raporda bu konudaki özel ve teknik bilgi ihtiyacını giderebilmeli ve raporun hukuka uygunluğunu denetlemelidir. Projenin ciddi ve inandırıcılığı öncelikle ve özellikle sermaye ve/veya karlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağı somut belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tespit edilmeli, diğer proje unsurları içinde bilimsel veriler değerlendirilmelidir.
Davacı şirketlerin borca batıklık durumunun tereddütte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi ve projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı ve süreç içindeki uygulamaların projede gösterilen iyileştirme unsurlarına uygun bulunup bulunmadığı hususunda konusunda uzman bilirkişi heyetinden raporlar alınmış, —- tarihli bilirkişi heyeti raporu gereğince —- rayiç değerlerinin —-olduğu, —- olduğu, — olduğu tespit edilmiştir.
Tespit edilen rayiç değerlere göre davacı şirketlerin borca batık olup olmadığı yönünden uzman bilirkişi heyetinden —- tarihli bilirkişi heyeti raporu alınmış,—- tarihi itibariyle ticari bilançosundaki öz varlığının ——- borca batıklık tutarının —- olarak hesaplandığı —sermaye artırımı kararının tescil edilmediği —– sermaye ödemesi yapılması gerektiği, iyileştirme projesinin mevcut hali ile yeterli olmadığı tespit edilmiştir.
—- ise şirketin borca batık durumda olmayıp varlıklarının borçlarından —- daha fazla olduğu ancak —– nedeniyle kefaletlerinin de dikkate alınması halinde borca batık durumda olduğu bildirilmiş, iyileştirme projesinin revize edilmesi bildirilmiştir.
—- ise borca batık olmayıp varlıklarının borçlarından—- daha fazla olduğu ancak —– borçları nedeniyle kefaletlerin dikkate alınması halinde borca batık durumda olduğu, iyileştirme projesinin revize edilmesi gerektiği bildirilmiştir.
Yargılama aşamasında davacı şirketler vekili revize proje sunmuş olup mahkememizce revize iyileştirme projesi kapsamında davacıların ara bilanço, defter ve kayıtları ile birlikte inceleme yapılarak iflas erteleme koşullarının mevcut olup olmadığı yönünde tedbir talebi için ön ek rapor istenmesi cihetine gidilmiş, bilirkişi heyetinin —– tarihli ek raporu gereğince;
Davacı —- tutarındaki kefaletleri dikkate alındığında —- borca batık durumda olduğu,
Davacı—- tutarındaki kefaletleri ————-batık durumda olduğu,
Davacı ——- ise; —-sermaye artırımı öngörüldüğü, nakit sermaye artırımı ile bedelsiz hammadde girişi yolu ile sermaye artırımı sonucu toplamda şirketin öz varlığının —–borca batıklıktan kurtulmuş olacağı, dolayısıyla bu şirkete kefaleti bulunan ve bu kefaletler nedeniyle borca batık olduğu kabul edilen —— borca batıklıktan kurtulmasının mümkün görüldüğü bu nedenle davacı şirketlerin ayrı ayrı iflas erteleme koşullarının mevcut olduğunun kabul edilebileceği bildirilmiş, —- tarihli ek rapor dikkate alınarak davacı şirketler hakkında iflasın ertelenmesine ilişkin ——- tarihinde tedbir kararları verilmiştir.
İİK 166.maddesi uyarınca gerekli ilanlar yaptırılmıştır.
Mahkememizce davacı şirketlerin defter ve kayıtlarının yeniden tetkik edilmek suretiyle müdahillerin itirazları değerlendirilerek tedbir kararlarının verildiği tarihten itibaren davacı şirketlerdeki olumlu yada olumsuz değişmeleri de tek tek belirleyerek şirketlerin borca batıklık durumunun devam edip etmediği, iyileştirme projesinin ciddi ve yeterli olup olmadığı, borca batıklıktan kurtaracak nitelikte olup olmadığı, iflas ertelemenin derhal iflasa karar vermeye göre alacaklıların lehine olup olmadığı ve sonuç olarak iflas erteleme koşullarının mevcut olup olmadığı konusunda ek rapor düzenlenmesi bakımından bilirkişi kurulu oluşturulmuş ve —— tarihli bilirkişi kurulu raporu alınmıştır.
—- tarihli bilirkişi raporu gereğince; —- sermaye artırım kararı aldığı, artırılan sermayenin —–denmemiş sermayesinin bulunduğu, iyileştirme projesinde belirtiği malzemeleri temin edemediğinden hedeflediği satışları gerçekleştiremediği, iyileştirme projesinde — dönem karı hedeflediği halde — dönem zararı gerçekleştiği, iyileştirme projesinin geçerliliğini yitirmiş durumda olduğu, — dönem zararı gerçekleştiğini, davacı—-dönem karı hedeflediği ancak —— dönem karı gerçekleştiği bu tablonun şirketin gayri faal olduğunu gösterdiğini böylece —- tarihi itibariyle her üç şirketinde iflasın ertelenmesi şartlarını yerine getiremedikleri tespit edilmiştir.
Kayyım raporlarında ise —– borç ve alacaklarına bakıldığında sürdürülemez durumda olduğu, firma stokları incelendiğinde firmanın faaliyetsiz olduğu, —– gayri faal olduğu, fiili imkansızlıklar nedeniyle aktif olarak faaliyetini sürdüremediği rapor edilmiştir.
Davacı şirketler vekilinin —– tarihli bilirkişi kurulu raporuna yapmış olduğu itirazları nedeniyle mahkemece aynı bilirkişi kurulundan ek rapor alınmış —— tarihli bilirkişi heyeti raporu alınmış, davacılar vekilinin dilekçelerinde belirtilen ve iddia olunan olumlu gelişmelerin sunulan mali tablolar ile uyumlu olmadığı iddia edilen olumlu gelişmelerin muhasebe kayıtlarına ve mali tablolara yansımamış olduğu bu nedenle davacı şirketlerin iflasın ertelenmesi için gerekli şartları yerine getirmediği bildirilmiştir.
Mahkememizce —– tarihli bilirkişi raporundan sonra davacı vekili tarafından sunulan dilekçe ve ekli belgeler ile müdahil vekillerince sunulan belgeler ve beyanlar değerlendirilmek üzere aynı bilirkişi kurulundan ek rapor alınması cihetine gidilmiş —– tarihli bilirkişi raporuna göre;
—– Yönünden şirket ortağı —- şirkete —alacaklı hale geldiği, —– ve diğer ortağın şirketten olan alacaklarından vazgeçtikleri, alacaklarının——- sermaye yedekleri hesabına aktarılması için karar aldıklarını böylece şirket öz kaynağının arttığını, davacı şirketin — zararla kapatmış olmasına rağmen—– raporlandığını bu şartlar altında davacı şirketin borca batıklıktan kurtulabileceğini, diğer şirketler——- gayri faal durumda olup borca batık durumda oldukları bildirilmiştir.
Mahkemenin —– tarihli celsesinde borç tutarı artırılan sermaye ve ortakların yaptığı fedakarlıkların iyileşmeye katkısının ne olacağının detaylı olarak tartışılmadığı iflas erteleme kurumundan beklenen borca batıklığın giderilmesinin yanında şirketlerin sürdürülebilir bir mali yapıya kavuşması, aktiflerini değerlendirmesi, istihdam sağlayarak üretime devam edebilmesi olduğundan davacıların —– için davayı bir arada açarken her üç şirketin organik bağ içinde oldukları, birbirlerini iyileşme yada kötüleşme yönünde etkileyecekleri iddiasında bulunulduğundan ve bu etkileşmenin ne oranda olduğu hususunda gerekçeli ve doyurucu açıklama bulunmadığı projede gösterilen gider ve maliyetlerde tasarruf edileceğine ilişkin hususlar üzerinde yeterince durulmadığı varlıklar arasında yer alan ve davacılar arasında mevcut ticari alacakların tahsili amacı ile süreç içinde girişimde bulunup bulunulmadığı ——- dışındaki iki şirketteki varlıkların azalma nedeninin yada kefalet nedenlerinin tasfiye ve mal kaçırma niteliğinde olup olmadığı hususunda yeterince üzerinde durulmadığı borca batıklığın tespitinden kastın varlıkların borçları ödemeye yetmemesi olduğuna göre varlıklar arasında bulunan taşınmazların satışının iyileştirme kaynağı olamayacağı varlıkların elden çıkarılmasının bir miktar borcu teminatsız bırakacağı hususlarıda değerlendirilerek tüm bu hususlar incelendikten sonra iyileştirme projesinin her üç şirket içinde ayrı ayrı ciddi ve inandırıcı olup olmadığı hususunda yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulmasına karar verilerek bilirkişi heyetinden —-tarihli rapor alınmış,—– borca batıklık miktarının artarak sürdüğü, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı,—— ise gayri faal durumda bulunduğu borca batıklık durumunun devam ettiği, davacı —— ise yine gayri faal durumda olup iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı bir proje olmaktan tamamen uzaklaştığı bu iki şirketin mali durumundaki iyileşme ümidinin tamamen —- şirketin mali durumundaki iyileşmeye bağlı hale geldiği,——— dışında kalan şirketlerin varlıklarındaki azalmanın mal kaçırma niteliğinde değerlendirilemeyeceği özetle her üç şirket yönünden de mevcut iyileştirme projelerinin ciddi ve inandırıcı olmadığı, davacı şirketleri borca batıklıktan kurtarmaya yeterli bulunmadıkları bildirilmiştir.
Mahkememizce ——-tarihli celsede, davacı şirketler ait bir kısım taşınmazların rayiç değerlerinin tespitine karar verilmiş ve bilirkişi heyetinden —- tarihli rapor alınmış, bilirkişi heyeti raporu gereğince; —- bölümlerin rayiç değerleri tespit edilmiş ancak —–davacı şirkete ait bağımsız bölümün tespitinin yapılamadığı bildirilmiş, davacı şirketin bilirkişi heyeti tarafından talep ettiği kayıt ve belgeler ile defterler ibraz edilmediğinden iflasın ertelenmesi koşulları yönünden bilirkişi heyeti rapor düzenleyememiştir.
İflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için davacı şirketlerin borca batıklık durumunun tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi ve projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı ve süreç içerisindeki uygulamaları projede gösterilen iyileştirme unsurlarına uygun bulunup bulunmadığı yönünden dosyada birçok kez bilirkişi heyeti raporu alınmış, kayyım heyeti raporlarını ibraz etmişlerdir. Davacı her üç şirketinde borca batık olduğu tüm bilirkişi raporları ile sabit olup davacı —— gayri faal oldukları tüm bilirkişi raporları ile kayyım raporları ile sabittir. Davacı —- ise borca batık olduğu, dava dilekçesi ile sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı tespit edilmiş, revize proje üzerinde yapılan bilirkişi incelemeleri sonucu alınan raporlarda da şirketin borca batıklık halinin devam ettiği, mali durumunun ıslahının mümkün olmadığı, revize projenin ciddi ve inandırıcı olmadığı sabittir. —- tarihinden iflaslarına karar verildiği —– tarihine kadar davacı şirket/şirketlerin borca batıklık hallerinin devam ettiği, revize iyileştirme projeleri kapsamında yeterli olmayan sermaye artırımı dışındaki sermaye artırımı da şirkete tam bir nakit girişi ile olmamış, diğer hususlarda hiç bir somut adım atılmamış borca batıklıktan kurtulmayı sağlayacak hiç bir gelişme sağlanmamış aksine mali durumları süreç içinde giderek kötüleşmiştir. Davacı şirketler yönünden davanın açıldığı tarihten bu yana aradan geçen —- süre içinde iflasın ertelenmesi kurumundan beklenen sonuçlar alınamamış olmakla borca batıklığı kesin olarak tespit edilen ve sundukları iyileştirme projelerinin ciddi ve inandırıcı olmadığı, samimiyetten uzak olduğu görülmekle davacı şirketlerin iflaslarına karar verilmesi ” kanaati ile Mahkememizin —– tarihli kararı ile;
Davacı şirketlerin koşulları oluşmayan iflas erteleme taleplerinin reddine, —- itibariyle iflaslarına dair karar verilmiştir.
Mahkememizin yukarıda anılan kararının temyizen incelenmesi neticesinde;———
“(..)1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin —– temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacıların grup şirket oldukları anlaşılmaktadır. —— açısından kefalet ilişkisi borca batıklığın tespiti açısından kötüye kullanılabilmekte olup, bir borca ilişkin kefaletin birden fazla şirketin pasif hesabında gösterilmesi hâlinde şirketler o miktar borca batık olmasa da şeklen borca batık hale gelebilmektedir. Bu durumda, grup şirketlerde borcun asıl borçlu şirket üzerinde gösterilmesi ve kefalet veren şirketin pasifinde ayrıca yer verilmemesi ilkesine uygun belirleme yapılması gereklidir.
Bu durumda, grup şirketlerde borcun asıl borçlu şirket pasifinde gösterilmesi, ayrıca borca kefil olan grup şirketin pasifinde kefil olunan bu borca yer verilmeden borca batıklığın hesaplanması gerekli olup, diğer iki davacı şirket açısından belirlenen ilke de dikkate alınarak borca batıklık unsurunun gerçekleşip,gerçekleşmediğinin değerlendirmesi yapılmak üzere bilirkişiden denetime elverişli rapor alınıp sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde iflaslarına karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu davacılar yönünden bozulması gerekmiştir. ” şeklindeki kanaat ile Mahkememizin yukarıda anılan kararının davacılar ——–yönünden bozulmasına dair karar verilmiştir.
Bozma üzerine yargılamaya Mahkememizin işbu esası üzerinden devam olunmuş, Mahkememizce bozmaya uyulmuştur.
Mahkememizce bozma sonrası güncel değerlemeye esas olmak üzere —- tarihli rapor alınmıştır. Bu rapor sonrası eksikler giderilerek yine değerlemeye esas olmak üzere —— tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizce bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılmak üzere dosya mali bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, —-tarihli rapor ile özetle ; —— ortaya çıkardığı sorunlara da dayalı olarak—– geçici vergi döneminin sonu olan —- sonu itibarıyla ve beyanname döneminin sonu olan——– yarısından itibaren kayıt ve belgelerin sunulması için iletişim sağlanması çabalarına devam edilen davacı şirketler ile olarak, bu bağlamda olumlu bir sonuca ulaşılamadığı; davacı şirketlerin finansal durumtlarında ortaya çıkan gelişmelere ilişkin olarak, muhtemel karar tarihine en yakın bir tarih itibarıyla güncel tespit ve analizlerin yapılmasına olanak bulunmadığı gibi, iki davacı şirketin borca batık olup olmadıklarına ilişkin olarak güncel durumları ile ilgili hesaplamaların TTK md. 376 anlamında gerçekleştirilmesinin de söz konusu olamadığı; davacı iki şirketin borca batıklık durumlarının, dava dosyası üzerinde ulaşılabilen —– tarihleri itibarıyla raporlanmış finansal verilerden hareketle irdelenmesi suretiyle aşağıdaki sonuçlara ulaşıldığı; davacı —— kalemlerinden oluştuğu; bu şirketler ile ilgili olarak Mahkemece verileri “iflas” kararından sonra geçen süreç sonrasında ve gelinen aşama itibarıyla, —— borca batık durumda bulunup bulunmadığının net olarak değerlendirilebilmesinin, Şirket adresi, faaliyetlerinin devam edip etmediği, anılan maddi duran varlıklarının en azından ayrıntılı mizan ile karşılaştırmalı olarak mevcudiyetleri ve tüm varlık ve kaynak kalemlerine ilişkin olarak; davacı şirketçe karar tarihine yakın bir tarih itibarıyla ibraz edilmesi gereken güncel finansal kayıtları ile dayanağı belgeler üzerinde yapılacak tespitler yanında şirket merkezinde teknik uzmanlarınca yapılacak analizlere ve değer takdirlerine muhtaç bulunduğu; davacı ———-a göre ve ——-olarak bulunmasında anahtar nitelikte görünen aktif kalemlerin işe ——- içerisinde raporlandığı görülen —— kalemlerinden oluştuğu; bununla birlikte bilirkişi kurulumuzca Mahkeme kararından önce sunulu kök rapor aşamasında olmak üzere,—- tarihi itibarıyla yapılan incelemede ise, satıldıkları anlaşılan bu varlık kalemlerinden elde edilen satış bedellerinin müflis — şirketinin borçlarının ödenmesinde kullanılması nedeniyle bu davacı şirket aktifinde — alacak olarak raporlandığının anlaşıldığı; dolayısıyla da iflas kararasından sonra geçen süreç sonrasında ve gelinen aşama itibarıyla, —- şirketinin borca batık durumda bulunup bulunmadığının net olarak değerlendirilebilmesinin ise, ———, faaliyetlerinin devam edip etmediği ve anılan uzun vadeli Ticari Alacak kalemi başta olmak üzere tüm varlık ve kaynaklarına ilişkin olarak; davacı şirketçe karar tarihine yakın bir tarih itibariyle ibraz edilmesi gereken güncel finansal kayıtlar ile dayanağı belgeler üzerinde yapılacak tespitlere muhtaç bulunduğu şeklinde kanaati bildirilmiştir.
Sonraki süreçte, davacı şirketlerin mali ve fiili durumlarının tespitine yönelik olarak Mahkememizce ilgili vergi dairelerine ve ——başkanlıklarına yazılar yazılmış gelen cevabi yazılar da değerlendirilmek üzere mali heyetten —-tarihli ek rapor alınmıştır.
Alınan ——- tarihli raporda özetle; her iki davacı şirketin de borca batık olup olmadıkları çerçevesinde güncel durumları ile ilgili tespit ve hesaplamaların TTK mad.376 anlamında gerçekleştirilmesinin bu aşamada da söz konusu olamadığı; bizzat davacı şirketlerce sunulu herhangi bir kayıt, dayanağı belge, mali tablo ya da mali yönden objektif denetime elverişli bir açıklamaya rastlanmadığı gibi, ilgili—– gelen yazılar ve eklerinde yer alan belgeler çerçevesinde davacı şirketlerin faaliyetlerinin en azından ——-itibariyle durmuş durumda olduğunun da anlaşıldığı, bu veriler ile sınırlı olarak davacı şirketlerin borca batıklıklarının tespitinin mümkün olmadığı şeklinde kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce yukarıda anlatılan safahatte, davacı şirketlerin batıklık iddiasına yönelik güncel rayiç değerler de incelenmek suretiyle inceleme yapılamamış davacı tarafça ileri sürülen borca batıklık iddiası denetlenememiştir.
İflasın ertlenmesi yargılaması kapsamında borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu/ olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir. Ne var ki davacı vekilinin istifa etmiş olması, davacı şirketlerin ——- ise herhangi bir kimseye ulaşılamaması, sunulan raporlar ile de davacı şirketlerin borca batıklıklarının tespitinin mümkün olmadığının bildirilmiş olması Mahkememizce gözetilmiştir.
Bundan başka İİK nun 179/b maddesinin 4.fıkrası gereğince, erteleme ile uzatma süreleri toplam —- geçemeyecek oluşu, iflas ertelemenin sağladığı sonuçları doğuran ilk ihtiyati tedbir kararının Mahkememizin işbu dosyası kapsamında—— tarihinde verilmiş olup, bu tarihten itibaren —- sürenin de dolmuş olması, anılan yasa hükmü ve ———- işaret edildiği üzere, artık iflas erteleme kararı verilmesinin mümkün bulunmadığı, bunun sonucu olarak da davacı şirketlerin son mali durumu itibariyle borca batık olup olmadığı yönünde inceleme yapılarak sonucuna göre karar verileceği, bu kapsamda borca batıklık hali devam ediyor ise iflasa karar verileceği, borca batıklık durumu sona ermiş ise yada borca batık değil ise iflas erteleme talebinin reddine ve borca batıklık koşulu bulunmadığından bunun sonucu olarak da iflas karar verilemeyeceğinden iflas kararı verilmesine yer olmadığına karar verileceği Mahkememizce dikkat alınmıştır.
Bu açıklamalar çerçevesinde davacı şirketler hakkındaki ilk tedbir tarihinden itibaren —— sürenin dolmuş olduğu, bozma kararı sonrası yapılan incelemeler çerçevesinde davacı şirketlerin borca batıklıklarının tespitinin mümkün olmadığı da dikkate alınarak davanın reddine ve red sebebine göre iflas verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın her iki davacı şirket yönünden reddine
Red sebebine göre davacı şirketler hakkında iflas kararı verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 21,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 59,55 TL nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Resen suçüstü ödeneğinden karşılanan 150,00 TL posta gideri ve 4.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.650,00 TL ‘nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacılar ve asli müdahiller tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, hazır olan müdahil vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren10 gün içinde—— temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.08/06/2022