Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/8 E. 2021/1116 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/8 Esas
KARAR NO: 2021/1116
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/01/2021
KARAR TARİHİ: 19/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında —– tarihinde hizmet sözleşmesi akdedildiğini, davacının —– üstlendiğini, davacı şirketin sözleşme gereği üstüne düşen hizmeti vermesine rağmen aylık fatura bedellerinin ödenmediğini, davalı şirket hakkında icra takibi başlatıldığını, takibin itiraz üzerine durduğunu, alacağın likit olduğunu, davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığını belirtmiş, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın sözleşmeyi—— yaptığını, davalının sözleşmenin tarafı olmadığından husumeti bulunmadığını,—- tarafından yerine getirildiğini, davacının üstlenmiş olduğu edimi yerine getirmediğini, edimi ifa ettiğini ispat edecek herhangi bir delil sunulmadığını, davalının davacıya hiçbir borcu olmadığını belirtmiş, davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; tacirler arasındaki hizmet alımından kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, faturalara konu mal ve hizmetin davalıya teslim edilip edilmediği, teslim edilen mal ve hizmetler karşılığı bedelin davalı tarafından ifa edilip edilmediği, ifa edilen tutarın ne olduğu, davacının bakiye alacağı bulunup bulunmadığı, bu itibarla —– dosyasında takibe yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
—- sayılı takip dosyası içeriğine göre; — tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı —- borçlusunun davalı — olduğu, toplam —- tutarındaki alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi yapıldığı, —tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen —– havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, hak düşürücü süre içerisinde işbu davanın açıldığı görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
— tarihli yazı cevabı ile davalı şirketin—–aylarına —– mahkememize gönderildiği görüldü.
—- tarihli yazı cevabı ile davacı şirketin ——- aylarına ait —– mahkememize gönderildiği görüldü.
Bilirkişi — tarihli bilirkişi raporu içeriğine göre; davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacının ticari defterlerinde icra takip tarihi itibariyle davalıdan —– alacağı bulunduğu, davalı adına düzenlenen toplam — tutarındaki —- formu ile beyan edildiği, davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, davalının davacıdan satın aldığı —-bildirdiği tespit edilmiştir.
Davacı, davalıya hizmet teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca, faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir —–
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ve teslim olgusu ispatlanabilir.
———— numaralı fıkralarında; ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için yasaya göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasının şart olduğu; bu şekilde tutulan defterlerin sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olmasının gerektiği ve fakat diğer tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı belirtilmiştir. Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde, ticari davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Somut olayda, — tarihli oturumun —- numaralı ara kararı ile ticari defterlerin ibraz edilmesine karar verilmiş, huzurdaki taraf vekillerine ara kararın sonuçları ihtar edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama sonucunda; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu hizmetin teslim edilip edilmediği hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle —-alacaklı olduğu, inceleme gün ve saatinde ticari defterlerin davalı tarafından ibraz edilmediği, defterlerin ibraz edilmemesi nedeniyle davacı defterlerinin içeriğinin delil olarak değerlendirilebileceği, —-resen dosyaya kazandırılması gerektiği —- davalının — bildirimlerine göre takibe konu faturaların davalı tarafından — bildirildiği, bu halde davalının — aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi halinde alacaklının — —— uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği —- davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği —– davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, davalı tarafından ödeme savunmasında da bulunulmadığı, bu itibarla takibe yapılan itirazın yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
—– “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne, göre red veya hükmolunan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmünü içermektedir. Dava konusu faturaların davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, dava konusu edilen davacı alacağının miktarının davalı yönünden bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu, %100 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini gerektirir bir halin ise bulunmadığı anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne;
—– takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanmasına,
Asıl alacak olan —- icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan —- karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.016,96 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı ve 571,18 TL peşin harç toplamı: 630,48 TL ile 914,75 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucu — hazine tarafından ödenen — arabuluculuk ücretinin davalıdan —- yargılama gideri olarak tahsili için hazineye müzekkere yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/10/2021