Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/783 E. 2022/878 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/783 Esas
KARAR NO: 2022/878
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2019
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ——- maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —– Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
I.İDDİA :
Davacı vekili; dava dilekçesinde, —– tarafından alan kiralamaya karşılık davacıya gönderilen faturaya göre davalı tarafa ——- kaynaklı yansıtma faturası düzenlendiği, fatura bedelinin davalı tarafından ödenmemesi üzerine davalı hakkında, —–Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, borçlunun takibe itirazı neticesinde takibin durduğuni,—- sayılı dosyaya yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalı taraf aleyhine takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra-inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerini davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi Sayın mahkemeden vekaleten arz ve talep edilmiştir.
ll. SAVUNMA :
Davalı vekili; cevap dilekçesinde, davacı yan ile davalı arasında takibe konu fatura muhteviyatı —–alanının kiralanmasına ilişkin ticari ilişkiye ait herhangi bir sözleşmenin davacı tarafından ibraz edilmediği, takibe konu edilen faturanın da davalı tarafa teslim veya ibraz edilmediği, davacının faturanın teslimini yazılı belge ile ispat etmesi gerektiği, davalı tarafın —– talep edildiğinde davalının davacıdan herhangi bir mal veya hizmet almadığının görüleceğini, davanın reddine, davacı taraf aleyhine takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerini davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi Sayın mahkemeden vekaleten arz ve talep edilmiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, fatura alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
—— sayılı dosyasının tetkikinde;
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya yönelik —— alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının davalıdan fatura alacağı bulunup bulunmadığı hususundadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen —– tarihli raporda, tarafların ticari defterlerin incelemeye tabi tutulduğu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, davaya konu faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı,—– olarak da bildirilmediği belirtilmiştir.
Tüm Dosya Münderecaatı Kapsamında Yapılan Değerlendirmede;
4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir. 6100 sayılı HMK hükümlerine göre, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altındadır (HMK 190). Buna göre, davacının cari hesap alacağı bulunduğunu ispatlanması gerekmektedir.
TTK 82.maddesi gereğince, kural olarak ticari defterler tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda delil olarak kabul olunur ——HMK madde 222/3’e göre de usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtları sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilir.
Bu cihette tarafların ticari defterleri bilirkişiye incelettirilmiş, her iki tarafında defterlerinin de örtüşmediği, davalı yanın ticari defterlerine göre borçlu olmadığı saptandığı, davacının ticari defterler dışında başkaca yazılı delil de sunmaması karşısında, davacı yanın faturadan kaynaklı alacağı bulunduğunu ispatlayamadığından, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İtirazın iptali davasının reddi halinde, İİK madde 67/2’ye göre takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, red olunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinde düzenlenen ve uygulamada “kötüniyet tazminatı” olarak adlandırılan tazminat türü, sadece takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir.
Alacağının varlığına maddi hukuk kuralları çerçevesinde inanarak icra takibine girişen, ancak bunu usul hukuku kurallarına uygun şekilde kanıtlayamadığı için itirazın iptali istemi reddedilen bir alacaklı, İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesi anlamında “haksız” ise de, kötüniyetli olarak kabul edilebilmesine ve dolayısıyla, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesini açıkça şart koşan söz konusu hüküm çerçevesinde tazminatla sorumlu tutulmasına hukuken olanak yoktur.——
Dosya kapsamı ve somut olayın özellikleri göz önüne alındığında; davacı alacaklının, takibe konu alacağının varlığını usul hukuku kuralları çerçevesinde kanıtlayamadığı, keza icra takibine kötü niyetli olarak giriştiğini kabule elverişli herhangi bir delilin de bulunmadığı, davalı tarafından da davacı alacaklının icra takibinde kötü niyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlanamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır. Hal böyle olunca, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı lehine kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 142,52 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 88,12 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ——– Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/12/2022