Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/78 E. 2022/557 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/78 Esas
KARAR NO: 2022/557
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/02/2021
KARAR TARİHİ: 23/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından davalı şirkete satılan emtia bedellerinden ve cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla —– dosyası ile takip başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirtmiş; itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, davalının süresinde cevap dilekçesi vermediği görüldü. Süresinde cevap dilekçesi vermeyen davalı, Hmk. 128. maddesi gereği ileri sürülen tüm vakıaları inkar etmiştir.
Dava, tacirler arasındaki ticari alım satım ilişkisinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki bulunup bulunmadığı, davacı tarafından davalıya faturalara konu mal ve hizmetin teslim edilip edilmediği, teslim edilen mal ve hizmetler karşılığı bedelin davalı tarafından ifa edilip edilmediği, ifa edilen tutarın ne olduğu, davacının bakiye alacağı bulunup bulunmadığı, bu itibarla —- takip dosyasına yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
— sayılı takip dosyasının incelenmesinde; — tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı — borçlusunun davalı— olduğu, takip talebinde yazılı faturalara dayalı toplam — fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla icra takibi yapıldığı, örnek no: 7 ödeme emrinin borçluya — tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilince —– tarihinde verilen itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, hak düşürücü sürede davanın açıldığı görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
— yazılan yazıya cevap verildiği, davalının — tarihleri arasındaki—-mahkememize gönderildiği görüldü.
—- yazılan yazıya cevap verildiği, dava konusu uyuşmazlığa ilişkin —- mahkememize gönderildiği görüldü.
Bilirkişi — tarafından düzenlenen—- tarihli raporda; davalının ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği, davacının ticari defterlerine göre davalı şirkete farklı tarihlerde toplam — tutarında — fatura düzenlendiği, davalıdan — tahsilat yapıldığı, davacının — tarihi itibarıyla davalıdan — alacağı kaldığı,—fatura muhtevası ürünlerin davalı tarafından tescil ettirilen gümrük giriş beyannamelerinde yer aldığı, —- sırada yer alan faturaların davacı satıcının deposunda alıcının kendi taşıma işleri ——– teslim şeklinde olduğu, — göre davalının davacıdan ilgili aylarda alış faturaları toplamının — olduğu, iki fatura tutarı hariç tutulduğunda davacının davalıdan — alacaklı olduğu mütalaa edilmiştir.
Davacı, davalıya mal ve hizmet teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Teslim hususunun tanık beyanı ile ispatlanması da mümkün değildir —- Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir —İrsaliye veyahut teslim belgesi gibi dayanakları bulunduğu takdirde, davacının ticari defterleri tek başına mal teslimini ispatlamaya yeterlidir —
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222’nci maddesinin 2 ve 3 numaralı fıkralarında; ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için yasaya göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasının şart olduğu; bu şekilde tutulan defterlerin sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olmasının gerektiği ve fakat diğer tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı belirtilmiştir. Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde, ticari davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama sonucunda; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve hizmetin teslim edilip edilmediği hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için ticari defterlerin incelenmesi gerektiği —- davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle —alacaklı olduğu, inceleme gün ve saatinde ticari defterlerin davalı tarafından ibraz edilmediği, defterlerin ibraz edilmemesi nedeniyle davacı defterlerinin içeriğine delil olarak itibar edilebileceği, HMK. 221. maddesi gereği —- formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği —davalının ——- bildirimlerine göre takibe konu faturaların davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi halinde alacaklının HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği —- davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği ——davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, davacının ticari defterleri ile gümrük beyannameleri uyarınca alacağın sabit olduğu, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği ——-anlaşıldığından; aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne; —- dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına——
Asıl alacak niteliğindeki — takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca —-cinsi döviz için açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmasına,
2-Kabul edilen tutar üzerinden (takip tarihinde geçerli kur esas alınmak suretiyle) hesaplanan %20 oranında icra inkar tazminatı 89,506,14 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 30.551,43 TL karar ve ilam harcından 5.401,63 TL peşin harç ile 2.236,23 TL icra harcının mahsubuna, bakiye 22.913,57 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 39.412,34 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 5.401,63 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı ile 2.236,23 TL icra harcı toplamı: 7.705,66 TL ile 1.081,85 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucu —-Hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle ——Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
23/06/2022