Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/76 E. 2022/886 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/76 Esas
KARAR NO : 2022/886

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 04/02/2021
KARAR TARİHİ : 06/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan), İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı şirketin, internetten verdiği 3 katlı ——imalathanesinin 550.000,00 TL karşılığında devredilmesi yönündeki ilanını 2020 Ağustos ayında görerek şirketin sahipleri ile irtibata geçtiğini, bu tarihten sonra davalı şirket yetkilisi ——ve fiilen işleri onunla birlikte idare eden——- kendisini sürekli aradıklarını, kendisine ortak bulacaklarını ve indirim yapacaklarını söylediklerini, kendisinin özel bir hastanede sigortalı olarak çalışan bir sağlık çalışanı olduğunu, birikmiş sermayesinin olmadığını, —— ile ilgili teknik detayları bilmediği için karşı tarafın kendisine işi öğreteceğini, işleri öğrenene kadar yardım edeceklerini, birlikte çalıştıkları ——isimli kişinin de kendilerine yardımcı olacağını, müşterilerini ve çalışanlarını hazır bir şekilde kendisine devredeceklerini söylediklerini, bu süreçte yurtdışından çeşitli ülkelerden sipariş aldıklarına dair mesajları kendisine göndererek kendisini ikna etmek amacıyla iş hacminin oldukça büyük olduğunu gösterdiklerini; ayrıca davalının doğuştan ——-olduğunu söyledikleri bir akrabalarının kendi çalıştığı hastanede uygun koşullarda ameliyat olması için yardım istediklerini ve kendilerine uygun fiyata ameliyat ve tedavi olması için aracı olduğunu, davalı tarafın kendisine limited şirket kurması gerektiğini, üretim ve ithalat ve ihracat için sertifika belgeleri alınması gerektiğini söylediklerini, bu konuda kendilerine yardımcı olmalarını vadetmeleri üzerine, ilgili sertifikaları hazırlamak için önerdikleri şirkete 6.500 TL havale ettiğini, 06.11.2020 tarihinde davalı tarafla yapılan sözlü anlaşmaya göre imalathanede bulunan tüm makine ve demirbaş ekleri ile birlikte, kurulu çalışır halde, yerinde işçileri ile ve idari katta kullanılan malzemelerin alım-satımı için 370.000,00 TL’ye anlaştıklarını, peşinat olarak davalı aynı zamanda davalı şirket yetkilisinin bildirdiği ——adına kayıtlı —— IBAN no’lu hesaba kendi adına kayıtlı olan—–IBAN nolu banka hesabından iş yeri açılış kaparosu açıklaması ile toplam 9.000,00 TL gönderdiğini, aynı gün yakınından aldığı ——keşide edilen 20.02.2021 vade tarihli 60.000,00 TL miktarlı keşidecisi —— olan çeki——- imzası ile cirolayıp —–teslim ettiğini, borçlarını ödeyebilmek için 11.11.2020 tarihinde davalıların ——adresindeki ticari faaliyetini başlatmak amacıyla —–şirket kuruluşunu gerçekleştirdiğini; şirket kuruluş masrafları ile —— harcamaları için yaklaşık 20.000,00 TL masraf yaptığını; peşinat olarak verilen çek bedelini ve nakit para dışında kalan bakiyeyi ödemek için eşi —— adına —– Şubesi —– hesaptan 11.11.2020 tarihinde 91.100,00 TL ihtiyaç kredisi ve ——kayıtlı hesaptan 95.872,00 TL tüketici kredisi çektiğini, eşi adına kayıtlı—— marka arabayı 110.000,00 TL karşılığında borca karşılık devir ve tescil edileceği konusunda davalıyla sözlü anlaşma yapıldığını, davalı tarafın yazılı sözleşme yapmaktan ısrarla kaçındığını, karşı tarafın işyerini teslim etmekten kaçındığını, önce 12 Kasım’da teslim edeceklerini söylediklerini, sonra 15 Kasım’da teslim edeceklerini söylediklerini, mülk sahibi —– isteği üzerine 15 günlük kira bedeli olarak kendisinden 6.500 TL tutarındaki parayı bildirdikleri hesaba göndermesini söylediklerini, kendisinin eşi adına kayıtlı hesap üzerinden davalı —— hesabına 6.500,00 TL gönderdiğini, daha sonra mülk sahibi ——ile görüştüğünde kendisinin bundan haberinin olmadığını söylediğini, karşı tarafın yazılı sözleşme yapmaktan kaçındığını, kendisinin hazırladığı yazılı sözleşme üzerinde bazı maddelerde değişiklik yapmak istediklerini, kendisini oyalayarak bu maddeleri değiştirmek istediklerini, 18 Kasım 2020 tarihinde işyerini teslim almak için anlaştıklarını, 18 Kasım günü işyerine gittiğinde kapıların kilitli olduğunu gördüğünü, uzun uğraşlar sonucunda iş yerine girdiklerinde teslim için hiçbir hazırlığın yapılmadığını, bir kısım demirbaş parçalarının söküldüğünü, ham madde indirmelerinin devam ettiğini, davalıların mal üretim siparişlerini sözleşmeye aykırı bir şekilde kendi adlarına almaya devam ettiklerinin görüldüğünü, davalıya sözleşme konusu malları sözleşmeye uygun şekilde teslim edilmesi ve müşterilerin ve üretim siparişi alınan tüm gerçek ve tüzel kişilerin iletişim bilgileri ve listelerinin ve çalışan işçilerin iş yeri kayıtları ve haklarının ödendiğine dair belgeler talep edildiğini, ancak davalıların bu belgeleri vermekten kaçındıklarını, davalıların 20 Kasım’a kadar beklenmesine rağmen iş yerini teslim etmediklerini, 24.11.2020 tarihinde —– Noterliği ——–yevmiye no’lu ihtarname ile “Temerrüt ve Sözleşmenin Gerçeğe Aykırı Beyanlarla Tanzim Edilmesi Sebebiyle Sözleşmeden Haklı Nedenle Cayma Hakkı” kapsamında ihtar çekildiğini, ——- Soruşturma sayılı dosyadan şirket yetkilileri hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan şikayette bulunduklarını, bunun sonucunda——-arabuluculuk dosyasından yapılan müzakerelerin sonuçsuz kaldığını, bu nedenlerle, sözleşmenin davalının kusuru ile ifa edilmemiş olması sebebiyle bağlanma parası ve iş yeri kira bedeli olarak verilen toplam 75.500,00 TL miktar kadar borçlu olmadıklarının tespiti ile bağlanma parası olarak verilen 60.000,00 TL miktarlı 20.02.2021 tarihli ——- seri numaralı çekin karşılığının ödenmemesi için teminatsız ya da mahkemece takdir edilecek bir teminat karşılığında tedbiren ödeme yasağı kararı konulmasını, akabinde çek aslının teslimine karar verilmesini, çek bedelinin ödenmesi halinde temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile istirdadına karar verilmesini, nakden verilen 9.000,00 TL’nin ve kira bedeli olarak verilen 6.500,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 18.11.2020 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere bilirkişi marifetiyle yapılacak inceleme sonunda uğranılan menfi ve müspet zararların ıslah edilmesi ile bu miktar paranın faizi ile ve sözleşmenin ifasından kaçınan karşı tarafın sözleşme uyarınca 50.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile tahsil edilmesine karar verilmesini iddia ve talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, usuli itirazlara ilişkin olarak dava konusu sözleşmenin —– arasında imzalandığını, bu nedenle davanın tarafı olmayan —– davalı,—– davacı olarak gösterilmesinin mümkün olmadığını, aktif ve pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin itirazlara ilişkin olarak, taraflar arasında 13.11.2020 tarihinde 370.000,00 TL bedelle —— mal devir sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasındaki yazılı sözleşmeye rağmen davacının işletmeyi devralmadığını, sözleşmeden haksız bir şekilde cayarak haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, davacı şirket ve yetkilisinin kiraya veren ile kira sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşme ile —–vergi açılışı yaptığını, bu nedenle 6.500,00 TL kira bedelinden kiraya verenin haberi olmadığı yönündeki iddiasının yersiz olduğunu, ilgili kira sözleşmesinin —— mahkemece celbini talep ettiklerini, davalı müvekkilinin davacıyı oyalamak gibi bir amacının olmadığını, davacının devir tarih olarak kararlaştırılan 11.11.2020 tarihinde kadar 370.000,00 TL bedeli hazırlayamadığını, bu nedenle sözleşmenin 13.11.2010 tarihinde akdedildiğini, davacının sözleşme maddelerinin kendi haberi olmadan değiştirildiği yönündeki iddiasının gerçek dışı olduğunu, sözleşmeyi şirket yetkilisinin okuyarak imzaladığını, davacının 6102 sayılı TTK m.18/2 uyarınca tacir kişilere “ticaretine ait bütün faaliyetlerde basiretli bir iş adamı gibi hareket etme” yükümlülüğü getirildiğini, bu yükümlülüğe aykırı davrandığını, sözleşmede teslim için 18.11.2020 tarihinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin —– 11.11.2020 tarihinde kapanış bildiriminde bulunduğunu, bunun da müvekkilinin devir sürecini sürüncemede bırakmadığını ortaya koyduğunu, devir tarihinde davacının çeşitli bahanelerle yükümlülüğünü yerine getirmekten kaçındığını, davacının, müvekkilinin bir takım demirbaşları söktüğü, işletmeyi devretmekten kaçındığı yönündeki iddialarını ispatlayacak hiçbir delilinin olmadığını, davacının üzerine düşen edimleri yerine getirmeden müşterilerle ilgili bilgileri talep ettiğini, halen sözleşmeden cayma ihtimali varken müvekkilinin bu bilgileri paylaşmasının doğru olmayacağını, nitekim davacının 18.11.2020 tarihinde edimlerini yerine getirmemesi üzerine 20.11.2020 tarihinde ——Yevmiye No’lu ihtarnamesiyle ihtar çektiğini, taraflar arasındaki sözleşmeden çeşitli bahanelerle cayan tarafın davacı taraf olduğunu; edimin ifasından cayan tarafın davacı taraf olduğunu, davacının 18.11.2020 tarihinde yaptığı telefon görüşmesinde müvekkiline işi yapmaktan vazgeçtiğini söylediğini, “bu iş olmaz, almayacağım” şeklinde mesaj gönderdiğini, mesajlarda iş ile ilgili fikir paylaştığı—– isimli şahısla aralarında geçen konuşmaların ekran görüntüsünü müvekkiline gönderdiğini, ekran görüntüsündeki mesajlaşmalarda, —– isimli şahsa “Hocam o zaman bu iş olmaz, batarız” diyerek sözleşmeden cayma iradesini ortaya koyduğunu, daha sonra müvekkilinin davacıya cayma bedelini hatırlatması üzerine mesajları sildiğini, davacının eşine çektirmiş olduğu kredilerden müvekkilinin sorumlu olamayacağını ileri sürerek davanın reddine, dava konusu çek hakkındaki ödeme yasağının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; taraflar arasındaki ticari işletmenin devri sözleşmesi kapsamında davalı yanca teslim ediminin yerine getirilmemesi nedenine dayalı olarak borçlu olunmadığının tespiti ve zararların tahsiline yönelik açılan davadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taraflar arasında düzenlenen 13/11/2020 tarihli sözleşme kapsamında tarafların yükümlülüklerini yerine getirip getirmedikleri, sözleşmeye aykırılık bulunup bulunmadığı, var ise bundan dolayı tarafların birbirlerine karşı sorumluluğunun ne miktarda olduğuna ilişkindir.Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Bilirkişi rapor içeriğine göre; dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile taraf beyanlarından anlaşıldığı üzere, huzurdaki davaya konu uyuşmazlıkta taraflar arasındaki ilişkinin, (her ne kadar taraflarca sözleşmenin —-Satış Sözleşmesi” olarak adlandırılmış da olsa) davalı ——- tarafından satın alınmasına yönelik olmakla, ticari işletmenin devri niteliğinde olduğu, nitekim ticari işletme devri genel olarak TBK m. 202’de düzenleme altına alınmış ancak meselenin konuya bakan yönünün taraflar arasında bu manada yapılan sözleşmenin geçerli bir şekilde doğmuş olup olmadığı ile ilgili olduğu, zira tarafların dosyaya ibraz ettikleri belgeler arasında “—— Satış Sözleşmesi” başlıklı ve tarafımızca ticari işletmenin devri niteliği arz ettiği bir sözleşme mevcut olduğunu, ancak ticari işletme sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması bir geçerlilik şekli olmasının ötesinde, aynı zamanda bir tasarruf işlemidir ve ticaret siciline tescil olunması gerektiği (TTK m. 11/3), devrin de ancak bu tescil ile hüküm ifade edeceği (TSY m.133.3). bu açıklamaların ardından huzurdaki uyuşmazlığı incelemek gerekirse; dosyada mevcut belgeler arasında ve ticari işletmenin devri niteliği arz ettiği taraflarınca değerlendirilen bir sözleşme mevcut olmakla birlikte, dosyada bu sözleşmenin ticaret siciline tescil edildiğine dair bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, bu sebeple işbu sözleşmenin, şekle aykırılık sebebiyle geçersiz olduğu, taraflar arasındaki ilişkinin de bu tespite göre tayini gerekeceği kanaatinde olunduğu, nitekim bahse konu sözleşmede şekil, Kanun ile düzenlenmiş olmakla, bu şekle uyulmaksızın yapılmış olmakla (her ne kadar doktrinde farklı görüşler de olsa) dava konusu sözleşmenin de butlanla geçersiz olduğu, dolayısıyla bu tespite bağlı olarak, dava konusu sözleşmeden ötürü baştan itibaren hüküm ve sonuç, özellikle hak ve borç doğmayacağı, buna paralel olarak işbu sözleşmeye dayalı olarak borçlanılmış olunan edimin ifasına gerek olmadığı gibi, sözleşmenin geçerli olduğu zannıyla yerine getirilen edimlerin de sebepsiz zenginleşme yahut istihkak hükümleri uyarınca iadesi gerektiği, diğer taraftan dosya münderecatından şekil noksanlığının taraflardan birinin diğerini aldatarak veya bu eksikliği bilerek kasten sebep olduğunu söylemek de mümkün görünmediğinden, davacı tarafında bu ana kadar yapılan ödemelerin iadesinin gerekeceği, buna karşılık davalı tarafın da bir tazminat sorumluluğunun söz konusu olmayacağı, taraflar arasındaki davaya konu “—— Satış Sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin niteliğinin ticari işletmenin devri olduğu, ancak tarafların işbu sözleşmeyi, kanunda aranan geçerlilik şekline uygun bir şekilde yapmamış oldukları ve bu sebeple dava konusu sözleşmenin başlangıçtan itibaren geçersiz olduğu, bu tespit ile bağlı olarak, dava konusu talep özelinde davacı tarafından sözleşmenin geçerli olacağı kanaatiyle yapılmış ifaların kendisine iadesinin gerekeceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli bilirkişi rapor içeriklerine göre; davalı —— ile davacı ——arasında 13.11.2020 tarihinde 370.000,00 TL bedel karşılığı ——- mal devir sözleşmesi olarak adlandırılan esasında ticari işletmenin devri sözleşmesinin düzenlendiği, taraflar arasında bu sözleşmenin kurulduğu hususunda ihtilafın bulunmadığı, ticaret sicil ve vergi kaydına göre davacı şirketin 11/11/2020 tarihinde işe başladığı, davacı tarafça 13/11/2020 tarihli sözleşmenin 6. Maddesine göre malların yerinde tam ve sağlam olarak teslim edilmesi gerekirken teslimin yapılmadığı, yine sözleşme gereği müşteriler ve çalışanlar ile ilgili bilgileri talep edilmesine rağmen paylaşılmadığı için kalan bakiyenin davalı tarafa ödenmediği 06/11/2020 tarihinde kapora olarak 9.000,00 TL gönderildiği, 60.000,00 TL lik çekin teslim edildiği, 12/11/2020 tarihinde kira bedeli olarak 6.500,00 TL ödeme yapıldığı,——imalathanesinin alım bedeli için eşi adına krediler çekildiği, yine işyeri ile ilgili çeşitli masraflar yaptığı ancak sözleşmenin değiştirilerek imzalatıldığı, sözleşmenin gereğinin yerine getirilmediği gerekçesiyle sözleşmeden caydıklarına ve kapora olarak ödenen 9.000,00 TL, kira bedeli olarak 6.500,00 TL ve 50.000,00 TL cayma bedelinin ödenmesi ve 60.000,00 TL lik çekin iadesinin yapılmasına dair —– Noteriliğinin—— yevmiye sayılı ihtarnamesinin gönderildiği, eldeki davanın da ihtarnamede belirtilen hususlar dahilinde yapılan bazı harcama kalemlerinin, cezai şartın, zararın ödenmesi ile davalı tarafa teslim edilen çek tutarı kadar borçlu olmadıkları ve iadesi amacıyla açıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin ticari işletmenin devri mahiyetinde olması nedeniyle 6098 sayılı TBK 202. ile Ticaret Sicil Yönetmeliği 133/3. Maddeleri kapsamında tescil edilmesinin gerektiği ancak tescil edildiğine dair belgenin dosya arasında bulunmadığı, bu haliyle sözleşmenin baştan itibaren geçersiz olduğu, bu nedenle tarafların geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tazminat ve sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedelini talep haklarının bulunmadığı, tarafların ancak verdiklerini isteyebilecekleri, bu kapsamda davaya konu sözleşmenin davacı ve davalı şirketler arasında aktedildiği, bu nedenle davacı ——- tarafından davalı şirket aleyhine açılan davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, davacı —— tarafından davalı ——- aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine dair karar vermek gerektiği, sözleşmenin tarafı olan davacı ——tarafından karşı taraf – davalı şirket —— aleyhine açılan davaya konu taleplerin incelenmesinde ise; 9.000,00 TL iş yeri alış kaporası açıklaması ile davalı şirket yetkilisi diğer davalının adına davacı şirket yetkilisi davacı tarafça para gönderildiği, bu işlem davacı gerçek kişi ile davalı gerçek kişi arasında gerçekleşmiş ise de yetkilisi oldukları şirket lehine ve adına olduğunun anlaşıldığı, bu ödemenin geçersiz sözleşme kapsamında davacı şirkete iadesinin gerektiği, 6.500,00 TL kira bedeli ödemesinin de davacı tarafa iadesinin gerektiği, —– hesabına kayıtlı, 20.02.2021 vade tarihli, 60.000,00 TL miktarlı, keşidecisi ——olan çekin akıbetinin sorulduğu, yazı cevabından hamil olarak —— tarafından 22/02/2021 tarihinde ibraz edildiği, davalı vekilince bu çekin müvekkili tarafça teslim alındığının beyan edildiği, çekin ticari hayatta işlem gördüğü, davacı gerçek kişi tarafından hatır çeki ödemesi açıklamalı alacaklı —— olan 60.000,00 TL miktarlı dekont sunduğu görülmekle çek bedelinin de davalı tarafça davacı tarafa ödenmesinin gerektiği anlaşılmış, davacı tarafın davalı gönderdiği ihtarnamenin 26/11/2020 tarihinde tebliğ olduğu, + 7 gün sonrası olan 04/12/2021 günü temerrütün oluştuğu, taraflar tacir olduğundan ticari avans faizine hükmedilmesi gerektiği kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı ——-tarafından davalı şirket aleyhine açılan davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan REDDİNE,
2-Davacı ——tarafından davalı ——- aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan REDDİNE,
3-Davacı —— tarafından davalı şirket —— aleyhine açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE; 60.000,00 TL çek bedeli, 9.000,00 TL kapora için havale edilen bedel ve 6.500,00 TL kira bedeli olmak üzere toplam 75.500,00 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine, 75.500,00 TL nin 04/12/2020 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile davalı şirketten alınarak davacı şirkete verilmesine,50.000,00 TL cayma bedeli ve 500,00 TL menfi ve müspet zarar isteminin tahsili talebinin REDDİNE,
4-Dava konusu ——–seri nolu 20/02/2021 keşide tarihli, 60.000,00 TL bedelli çeke ilişkin verilen 11/02/2021 tarihli ödemeden men yasağı şeklinde tedbirin kararın kesinleşmesine kadar devamına. kesinleşme ile birlikte KALDIRILMASINA,
3-Karar harcı 5.157,41 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.151,77 TL harcın mahsubu ile 3.005,64 TL bakiye harcın davalı şirket —— tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı —– tarafça yatırılan 2.151,77 TL peşin harcın davalı şirket ——- alınarak davacı şirkete verilmesine,
5-Davacı——tarafça sarfedilen 59,30 TL ilk dava masrafı 159,90 TL tebligat müzekkere gideri, 1.000,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.219,20 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%60 kabul) 730,55 TL’sinin davalı şirket ——-tahsili ile davacı şirkete ödenmesine, kalanın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı taraflarca sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7- Davacı—— esaslara göre belirlenen —– davalı şirket —–taraftan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı şirket —— kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—— esaslara göre belirlenen ——davacı —— alınarak anılan davalıya verilmesine,
9- Davacı —— tarafından davalı şirket ve davalı ——aleyhine açılan dava reddedildiğinden —— davacı ——- alınarak davalılara verilmesine,
10-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre 792,00 TL sinin davalı şirketten, 528,00 TLsinin davacı şirketten tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.