Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/758 E. 2022/249 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/758 Esas
KARAR NO : 2022/249

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2018
KARAR TARİHİ : 15/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan şirket ile davalı şirket arasında husule gelen ve müvekkil şirketin satıcı/sağlayıcı konumda alacaklı olduğunu; davalı şirketin ise hizmet/satın alan konumda borçlu sıfatı ile dâhil olduğu ticari ilişki dâhilinde, nihai aşamada müvekkil şirketin davalı uhdesinde mevcut 30.894,00 TL alacağı bulunduğunu,
Müvekkil şirketin davalı uhdesinde mevcut alacağı,—— faturalardan kaynaklandığını,
Davacı alacaklı müvekkil şirket ile davalı borçlu şirket arasında müvekkil şirketin davalı borçlu şirket uhdesinde mevcut işbu alacağının varlığı ve miktarı noktasında 10/08/2018 tarihinde mutabakata varıldığını ve cari mutabakat imzalandığını,
Davalı borçlu şirket tarafından müvekkil şirketin mevcut alacağı tüm taleplere rağmen ödenmeyince borçlu şirket hakkında—- numarası ile kayıtlı dosya üzerinden genel haciz yolu ile takip başlatıldığını, söz konusu icra takibinin; davalı/borçlular tarafından yapılan HAKSIZ İTİRAZ ile durduğunu, Davalı-borçluların, itiraz dilekçesi ile borca ve tüm fer’ilerine itiraz ettiklerini, Davalı-borçluların itirazlarının ve iddialarının hukuki dayanaktan yoksun, yersiz ve mesnetsiz iddialar olduğunu, reddi gerektiğini,
Davalı/borçlular tarafından borca ve fer’ilerine ilişkin olarak yapılan itirazların, takibi uzatmaya yönelik olarak yapıldığını, talep edilen faizin, taraflar arasındaki ilişkinin mahiyetine ve mevzuata uygun olduğunu, Davalı borçlu tarafından faize ve faiz oranına karşı dermeyan olunan itiraz, hukuki temelden yoksun olmakla reddi gerektiğini,
Müvekkil şirketin alacağının varlığının, likit bir alacak olduğunu ve davalının itirazındaki haksızlığı yapılacak yargılama işlemleri sonucunda ortaya çıkacağını, asıl amacı alacağın tahsilini geciktirmek olan davalıların nakit alacak üzerinden icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesi gerektiğini belirtmiş, bu nedenlerden dolayı; Davalı-borçluların —— Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptalini ve takibin takip talebindeki şartlarla devamını, Davalı-borçluların nakit alacak üzerinden % 20’den az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalı-borçlulara yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilin, davacı şirketten araçlarına takılmak üzere — siparişi verdiğini, müvekkilin, davacı şirket tarafından gönderilen —- sorunlu olduğunu tespit ettiğini ve durumu hemen davacıya bildirdiğini, bunun üzerine davacının, uzun bir süre sağlayıcı olarak edimini yerine getirmediğini —- ayıpsız olanları ile ilgili- ve müvekkili zor durumda bıraktığını, davacının, edimini tam yerine getirmediği gibi müvekkile —– ücretlerine ilişkin düzenlediği faturaların takibe tabi tutarak tahsilini istediğini, haksız ve yasal dayanaktan uzak işbu davanın reddini talep ettiklerini,
Müvekkil aleyhine —- sayılı dosyası ile yapılan icra takibine dayanak gösterilen faturaya ilişkin olarak takipte faiz işletilmesinin haksız ve yasal dayanaktan uzak olduğunu, çünkü; takibe dayanak faturaya ilişkin olarak; davacının, dava tarihinden önce ihtarname keşide ederek davalı müvekkilimi usulen temerrüde düşürmediğini, fatura tarihinden icra takibi tarihine kadar geçen süre için faiz işletilmesi yasal olarak mümkün olmadığını, uyuşmazlık konusu alacak, likit olmayıp belirlenmesi yargılamayı gerektirdiğinden; %20 icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, taraflar arasındaki alacak davası likit olmadığından, icra takibine tabi tutularak istenmesi yerine alacak davası açılması gerektiğinden, haksız işbu davanın reddini, dava konusu alacak likit olmadığından, alacağının miktarının tespiti mahkemece belirleneceğinden, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddini, masraf ve ücreti vekaletin de davacıya yüklenmesini karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Mahkememizce yapılan yargılamada—–sayılı ilamında sehven davanın feragat nedeni ile reddine dair karar verilmiş ancak —-Karar sayılı ilamı ile “…HMK’nın 331. maddesi uyarınca, dava açıldıktan sonra davanın konusuz kalması halinde, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve yargılama giderlerine, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumlarına göre karar verilmelidir.
Somut olayın incelenmesinde, dava tarihi —- tarihinden sonra davalı şirkette—- tarihinde yapılan haciz sırasında şirket yetkilisi olduğu anlaşılan —— tarafından icra takibine yapılan itirazdan vazgeçildiğinin bildirildiği ve haciz tutanağına geçtiği anlaşılmaktadır. Bu durumun davacı şirket vekilince 12.10.2018 tarihli dosyaya sunulan beyan dilekçesiyle mahkemeye bildirildiği, mahkemece iş bu dilekçenin davacı vekilinin feragat beyanı olarak değerlendirilerek karar verildiği anlaşılmaktadır.
Oysa, davacı vekilince 12.10.2018 tarihli beyan dilekçesinde feragat beyanı bulunmadığı gibi, davalı yan yetkilisinin icra takibine vaki itirazından feragat ettiğine dair beyanda bulunarak, gerekli kararın verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Buna göre takibe sıkı sıkıya bağlı olan itirazın iptali davasında, davalı yanın icra dairesine yaptıkları beyanın ne anlama geldiği, takibe vaki itirazın ortadan kalkıp kalkmadığı, bu beyanın davayı konusuz bırakıp bırakmadığı değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken,…” denilmek sureti ile mahkememiz kararının kaldırıldığı görülmüştür. Kaldırma kararına binaen mahkememizce dosya tekrar ele alınmış ve icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazdan feragat edilmesi nedeni ile eldeki itirazın iptali davasının da konusuz kaldığı anlaşılmış ancak başlangıçtaki haklılık durumuna göre aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KONUSUZ KALMASI NEDENİ ile ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
KARAR HARCI
2-Alınması gerekli 2.150,34 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 537,59 TL’nin harcın mahsubu ile kalan 1.612,75 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
3-Başlangıçtaki haklılık durumuna göre davacı tarafından sarfedilen 130,63 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Başlangıçtaki haklılık durumuna göre—–göre davacı vekili için takdir olunan —- maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 573,59 TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yokluğunda karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.