Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/743 E. 2023/951 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/743 Esas

KARAR NO:2023/951

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ:16/11/2021

KARAR TARİHİ:21/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkilinin uzun yıllardır——-altında —— alanında laboratuvar hizmeti verdiğini davalının müvekkili şirketten 9.720,00 TL tutarında —— yaptığını ancak bütün uyarılara rağmen ödeme yapmadığını bunun üzerine müvekkili tarafından alacağın tahsili amacıyla ———-sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini beyan ederek itirazının iptaline, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen % 16.75 avans faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin usulüz olarak tebliğ edildiğini müvekkilinin davalıdan —— hizmeti almadığını davacı tarafa herhangi borcunun bulunmadığını beyan ederek davanın reddine davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.——- müzekkere yazılarak alacağa konu faturaya ilişkin —— istenilmiş olup gelen yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.—— sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır. İncelemesinde; davacının davalı borçlu aleyhine —– tutarında takip başlattığı ödeme emrinin ———- tarihinde tebliğ olduğu davalının aynı tarihte borca itiraz ettiği itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edildiğine ilişkin tebligat parçasının icra dosyasında bulunmadığı anlaşılmıştır.Dosya taraf defter ve kayıtlarının incelenmesi için bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi hazırlamış olduğu raporda özetle; davacı yanın defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu lehine delil mahiyetinde olduğunu davacı defter kayıtlarına göre davalıdan 9.720,00 TL alacaklı olduğunu davalı yanın ise alacağa konu faturayı bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirmediğini beyan etmiştir.Davalı tarafa usulüne uygun ihtarat yapılmadığı anlaşılmakla 22/06/2023 tarihli duruşmada usulüne uygun ihtarat yapılarak defterlerini sunması istenilmiş akabinde dosya tekrar aynı bilirkişiye tevdi edilerek davalı defter kayıtları üzerinde inceleme yapılması istenilmiş olup bilirkişi hazırlamış olduğu ek raporda özetle; davalı defterlerinin VUK ve TTK hükümlerine uygun olarak tutulduğunu, takibe konu faturanın davalı defter kayıtlarında bulunmadığı gibi ——olarak bildirilmediğini belirtmiştir.Dava, hukuki niteliği itibari ile; —— sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Uyuşmazlık;——-sayılı takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı bu doğrultuda davacının davalıdan faturaya dayalı alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmıştır.İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.Davacı, davalıya mal/hizmet teslim ettiğini/ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.

6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle iki bin beş yüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir.
Bu cihette mahkememizce taraflara defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davalı taraf her ne kadar davacı defterlerinde alacağa konu fatura kayıtlı ise de davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı bu haliyle davacının faturaya konu malı teslim ettiğini başkaca delil ispatlayamadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilmiştir.İtirazın iptali davasının reddi halinde, İİK madde 67/2’ye göre takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, retolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinde düzenlenen ve uygulamada “kötü niyet tazminatı” olarak adlandırılan tazminat türü, sadece takibe girişmekte kötü niyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Alacağının varlığına maddi hukuk kuralları çerçevesinde inanarak icra takibine girişen, ancak bunu usul hukuku kurallarına uygun şekilde kanıtlayamadığı için itirazın iptali istemi reddedilen bir alacaklı, İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesi anlamında “haksız” ise de, kötü niyetli olarak kabul edilebilmesine ve dolayısıyla, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesini açıkça şart koşan söz konusu hüküm çerçevesinde tazminatla sorumlu tutulmasına hukuken olanak yoktur. ——-Dosya kapsamı ve somut olayın özellikleri göz önüne alındığında; davacı alacaklının, takibe konu alacağının varlığını usul hukuku kuralları çerçevesinde kanıtlayamadığı, keza icra takibine kötü niyetli olarak giriştiğini kabule elverişli herhangi bir delilin de bulunmadığı, davalı tarafından da davacı alacaklının icra takibinde kötü niyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlanamamış olup, dosya içeriğinde de kötü niyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır. Hal böyle olunca, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE-
2-Alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 117,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 152,45 TL harcın davacıdan alınarak hazineyi irat kaydına,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.720,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucuya Hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara bilahare tebliğ edilmek üzere miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/11/2023