Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/69 E. 2021/118 K. 08.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2021/69 Esas
KARAR NO : 2021/118

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 02/02/2021
KARAR TARİHİ : 08/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; davalı …dava dışı——– kredi kullandığını, kullanılan krediye davalılar borcun ödenmesinin temini maksadıyla bono verdiğini ——bunlara imza attıklarını, kredi kullanan dava dışı şirket yanında bankaya olan asıl borçtan asıl borçlu gibi sorumlu olan davalıların müvekkilinin zararını da karşılamaları gerektiğini, davalılar adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul malların mahkemece tespit edilerek ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiğini, davacının malvarlığındaki eksilmeye gidermeye yönelik tazminat niteliğindeki taleplerinin kabulüne, bu nedenlerle, davacının uğradığı zararın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 400.000 TL olmak üzere davalılar tarafından müteselsilen ve müştereken yasal faizi ile beraber tahsiline ve davacıya verilmesi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Dava, davalılardan—– kredi borcu için, davacıya ait mesken vasfındaki taşınmazın kredi veren banka lehine ipotek verildiği, davalı —– kullandığı krediyi geri ödememesi üzerine, davacı hakkında başlatılan icra takibi kapsamında, davacıya ait taşınmazın satıldığı, davacının maddi ve manevi zararının doğduğu, davacının zararının satılan evin değeri kadar, ayrıca dava ve yargılama masrafları ve ferilerine ilişkin olduğundan bahisle, bu zararın davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar;
“(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki —-, rekabet yasağına ilişkin —, — sözleşmesine dair —- kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen— komisyon sözleşmesine ilişkin —- ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan —, havale hakkındaki—, saklama sözleşmelerini düzenleyen — maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, —- ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: —.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanunu’nun havale hakkındaki 457-462 ve vedia hakkındaki ——–. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispi nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2.fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunun 3. maddesi ise, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” hükmünü içermektedir.
Bir hukuki işlemin veya fiilin Türk Ticaret Kanun’u kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Tüm dosya kapsamının ve yukarıda anılan yasal düzenlemelerin değerlendirilmesinde, davalılardan ikisinin tacir olmasına karşın, davacı tarafın tacir olmadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar kapsamında da bulunmadığı, bu itibarla davanın nispi ve mutlak ticari davalardan olmaması nedeniyle Mahkememizin görevli bulunmadığı, görev hususunun dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında resen nazara alınacağı gözetilerek davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1.Davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2.Dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli İSTANBUL ANADOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3.Yargılama gideri ve harcın görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.