Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/675 E. 2023/253 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/675 Esas
KARAR NO : 2023/253

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/10/2021
KARAR TARİHİ : 21/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalıya vermiş olduğu hizmet ve malların davalıya fatura ve irsaliyesi ile beraber teslim edildiğini, davalı borçlunun almış olduğu mal ve hizmeti kabul etttiğini, irsaliyeleri teslim aldığını, davalı tarafın toplam 2.593,14 TL tutarındaki, mal ve hizmet satımından doğan faturaya dayalı cari hesap alacağını ödememiş olması sebebi ile —— sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin takip borcuna dayanaksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, alacağın likit olduğunu ve davalı şirket tarafınca——. sayılı dosyasına yapılan itirazın kötüniyetli olması sebebi ile davalı şirket aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, arabuluculuk sürecinin de anlaşamama ile sonuçlandığından huzurdaki davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu belirterek delillerin kabulüne, davalı borçlunun —–sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, kötü niyetli itirazı ile takibi durduran davalının itiraz tarihinde geçerli olan mevzuat gereği alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davalı taraf yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalılardan —— 08.11.2021 tarihinde dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle; arabulucunun mahkememize verdiği dilekçede 26.07.2021 tarihinde saat 11:00 de toplantı yapıldığını ve görüşme yapılamadan anlaşamama sonucu yazıldığını, firmalarıyla ilgisi bulunmayan kişi ile görüşüldüğünü ve firmalarıyla alakası olmayan adresle iletişime geçildiğini, bu arabulucu ile sözlü veya görüntülü hiçbir şekilde görüşülmediğini, firmalarının davacı ile hiçbir alacak borç ilişkisinin bulunmadığını ve bundan dolayı ellerinde herhangi bir belge olmadığını, bahsi geçen iş ortaklığının 2 firmadan oluştuğunu, iş bitince ortaklığın ona erdiğini ve firmalarının iş ortaklığının %50’sine sahip olduklarını belirterek arabuluculuk son tutanağının dikkate alınmamasını, borca itirazlarının kabul edilerek açılmış olan icranın iptalini talep ettikleri görülmüştür.Diğer davalı —–usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; —— esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.——-esas sayılı dosyası celp edilip incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine 10/11/2020 tarihinde asıl alacak olarak toplam 2.593,14 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçlu —-19/11/2020, —- 14/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu —– tarafından 23/11/2020, —— tarafından 26/11/2020 tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —– tarafından düzenlenen 16/05/2022 tarihli rapora göre; inceleme günü olarak tayin edilen 18.03.2022 günü saat 10:15’de davalılardan —— hazır bulunmadığı, defterlerini dosyaya ibraz etmediği, dava dosyasında ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişi bildiriminde de bulunmadığı, kayıtlarını ibraz etmeyen tarafın defter ibrazından kaçınmış sayılacakları karşı tarafın delillerini kabul etmiş sayılacakları ve haklarında 28/07/2020 tarihli—– yayımlanan 7251 sayılı kanunun 23. Maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesinin 3. Fıkrası uyarınca ticari defterlerin sunulmaması halinde sunan tarafın kayıtlarına delil olarak dayanılacağı hususundaki takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu; davacı—– ile davalılardan —— defterlerinin, TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahipleri lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu; davacı —— ile davalılardan —— arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı, davacı tarafından davaya dayanak olarak sunulan faturaların —– İşletmesine düzenlendiği; davacı —–kayıtlarına göre, davacı——İşletmesi’den 5.593,63 TL alacaklı olduğu; davacı tarafından —– İşletmesi’ne düzenlenen toplam tutarı 3.714,08 TL olan faturalarda ödeme vadelerinin bulunmadığı, 13.04.2019 tarihli olan fatura haricindeki faturalara ilişkin irsaliyelerde teslim alan isimleri ve imzalarının bulunmadığı; davanın dayanağını oluşturan takibe konu edilen faturalarda yazılı malların davalıya teslim edilip edilmediği söz konusu irsaliyelerden anlaşılamayacağı,—- ve ——İşletmesi kayıtlarının incelenmesi ile söz konusu faturaların ortaklık kayıtlarında bulunduğu ile tespit edilebileceğinin Sayın Mahkememizin takdirinde olduğu; davanın dayanağını oluşturan takibe konu edilen faturalara davalı tarafların ve ortaklığın 8 gün içinde itiraz etmediği ve iade faturası düzenlemediği, itiraz ettiğine ve iade faturası düzenlediğine dair dosyada mevcut belge ya da bilginin bulunmadığı; —– İşletmesi kayıtlarının sunulmaması nedeniyle davacı firma kayıtları arasında fark bulunup bulunmadığı tespitinin ortaklık kayıtlarının incelenmesi ile tespit edileceğini takdirinin Sayın Mahkememize ait olduğu; davacı —— İşletmesi’den alacağı olan tutardan İş Ortaklığı Ticari İşletmesi ortaklarının sorumlu olduğu takdirinin Sayın Mahkemenize ait olduğu bildirilmiş, aldırılan ek raporda ise; kök raporda belirtilen sonuç ve kanaatin değişmediği bildirilmiştir.
Davacı, davalıya mal/hizmet teslim ettiğini/ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir. Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82. maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Davalı—– cevap dilekçesinde arabuluculuk sürecinin usule uygun yürütülmediği, firmalarına ait olmayan telefon numarası bilgisinin yazılı olduğu belirtilerek ekte telefon faturasının sunulduğu ancak —— kayıtlarında yazılı olan telefon numarasının davet mektubunda ve posta gönderi evrakında yazılı olduğu anlaşılmakla bu itiraz yerinde görülmemiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçluları hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlularının tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın davacı ile davalıların oluşturduğu ortaklık arasında sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıların oluşturduğu ortaklık olan —– İş Ortaklığı Ticari İşletmesi ‘nden 5.593,63 TL alacaklı gözüktüğü, iş ortaklığının durumu hakkında yazılan müzekkere cevabında vergi dairesince—- vergi kimlik numaralı ——Ticari İşletmesinin 24/10/2018-31/12/2020 tarihleri arasında mükellefiyet kaydının olduğunun bildirildiği, dosyaya sunulan alacak dayanağı fatura tarihlerinde iş ortaklığının aktif kaydının bulunduğunun anlaşıldığı, iş ortaklığını oluşturan davalı şirketlerin davacının alacak talebinden müşterek- müteselsil sorumluluklarının bulunduğu, davacının alacağını ispat etmesi halinde davalılardan tahsil yetkisinin bulunduğu, yargılamaya katılan davalı —–firmasının incelenen defter kayıtlarına göre davacı ile arada ticari ilişkinin bulunmadığı, takip konusu faturanın davacı tarafından —– Ticari İşletmesi adına düzenlenmiş olduğu, davalılardan ——- firması ile iş ortaklığının adresinin şeklinde ortak olduğunun görüldüğü, uyuşmazlığın esası için ortaklık kayıtlarının incelenmesinin gerektiği, yargılamaya katılan davalı ——ortaklığın ticari kayıtlarını ibraz etmek üzere kesin süre verildiği ancak kayıt sunulmadığı, bu durumun 7251 Sayılı Kanun ile değişik HMK’nın 222/3. Maddesi gereği davalı taraf aleyhine durum oluşturduğu, İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerektiği, bu nedenle alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE ; —–. İcra Müdürlüğü’nün ——- takip sayılı icra dosyasına davalının 2.593,14 TL asıl alacak yönünden yaptığı itirazın iptaline; 2.593,14 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal işletilmek suretiyle aynı koşullarla devamına,
2-Kabul edilen asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 177,14 TL’den peşin olarak yatırılan 59,30 TL’nin mahsubu ile 117,84 TL bakiye harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 67,80 TL ilk dava masrafı, 1.250,00 TL bilirkişi, 209,00 TL tebligat müzekkere gideri olmak üzere toplam, 1.526,80 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı taraflarca sarfedilen yargılama olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.593,14 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.