Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/663 E. 2023/516 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/34 Esas
KARAR NO : 2023/533

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/01/2016
KARAR TARİHİ : 20/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 27/05/2014 tarihinde araç yıkama sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre davalının müvekkiline ait araçları yıkayıp ve temizleyip hasarsız şekilde müvekkiline teslim yükümlülüğü olduğunu —–plakalı aracın yıkanması için davalıya teslim edildiğini ancak davalı çalışanı —– kullanımında iken 01/10/2014 tarihinde aracın maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, dava dışı —- plakalı araç ile —— plakalı araçların hasara uğradığını iş bu araçların zararının müvekkili tarafından karşılandığını, müvekkilinin işbu bedele ilişkin taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalıdan rücu hakkının bulunduğunu bu nedenle davalı hakkında —– İcra Müdürlüğünün —– Esas ve —–. İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı dosyaları ile takip başlattığını davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini beyan ederek itirazın iptaline takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın sözleşmenin ifası sırasında gerçekleşmediğini zira müvekkil çalışanı —— mesai saati dışında müvekkilinden talimat almaksızın olarak davacının talimatı ile kazaya karışan aracı havaalanına götürdüğünü ve kazanın bu esnada gerçekleştiğini kaldı ki sözleşme gereğince müvekkilinin sözleşme gereği vale hizmeti verme yükümlülüğünün bulunmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
—– İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır. İncelemesinde; davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine 12/06/2015 tarihinde 3.835,85 TL bedelli takip başlattığı ödeme emrinin borçluya 22/06/2015 tarihinde tebliğ olduğu borçlunun 23/06/20215 tarihinde borca itiraz ettiği takibin durduğu itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ olmadığı anlaşılmıştır.
—– İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır. İncelemesinde; davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine 19/06/2015 tarihinde 5.276,96 TL bedelli takip başlattığı ödeme emrinin borçluya 01/07/2015 tarihinde tebliğ olduğu borçlunun aynı tarihte borca itiraz ettiği takibin durduğu itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ olmadığı anlaşılmıştır.
Dosya rapor tanzim etmek üzere sigortacı bilirkişi ve makine mühendisi bilirkişiye heyet halinde tevdi edilmiş olup heyet hazırlamış olduğu raporda özetle; sürücü —– kazada %30 oranında kusurlu olduğunu, zararı karşılayan davacının rücu talebinde bulunabileceğini belirtmişlerdir.
Kusura ilişkin tespitin çelişkili olması nedeniyle dosya——Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş olup —–hazırlamış olduğu raporda özetle meydana gelen kazada sürücü—— meydana gelen kazada %20 oranında kusurlu olduğunu belirtmiştir.
—– Asliye Ticaret Mahkemesinin ——Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır. İncelemesinde; mahkememiz dosyası davacısının aynı kazaya ilişkin kendisine ait olan —— plakalı araçta kaza nedeniyle meydana gelen zararın tazmini için mahkememiz dosyası davalısına ve dava dışı Sürücü —– dava açtığı mahkemece mahkememiz dosyası davalı hakkında ret kararı verildiği —–Bölge Adliye Mahkemesi —–Hukuk Dairesinin —- Esas —- Karar sayılı ilamında mahkeme kararına karşı istinafları reddettiği anlaşılmıştır.
Dava, hukuki niteliği itibari ile; rücuen tazminatın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebinden ibarettir.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; —- İcra dairesinin —– esas sayılı icra takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
6098 sayılı TBK’nin 66. maddesinde; “Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz.” hükmü yer almaktadır.
Adam çalıştıranın sorumluluğu, kusursuz sorumluluk türlerinden özen sorumluluğudur. Kanun koyucu TBK m.66’da adam çalıştırana genel nitelikte objektif bir özen yükümlülüğü yüklemiştir. Sorumluluğun kaynağı, adam çalıştıranın özen yükümlülüğünü yani çalışanlar üzerindeki denetim ve gözetim ödevini yerine getirmemesine, kanun tarafından kendisine yükletilen bu tür objektif bir ödevi ihlal etmesine dayanmaktadır. Adam çalıştıranın sorumluluğu bir kusur sorumluluğu değildir. Zira burada adam çalıştıranın sorumluluğu, kendisinin veya emrinde çalıştırdığı kişinin kusurlu olup olmamasına bakılmaksızın kusurdan bağımsız olarak doğmaktadır. Gerçekten sorumluluğun doğması için objektif özen yükümlülüğünün ihlaliyle meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir (—–
Adam çalışanın sorumluluğunu düzenleyen TBK madde 66 düzenlemesinin lafzından da anlaşılacağı üzere çalışan kendisine verilen işin yürütülmesi sırasında, 3. kişilere verdiği zararlardan, istihdam eden kusursuz olarak sorumludur.
Adam çalıştıranın sorumluluğu için:
-Zararın çalışanın kendisine verilen işin görülmesi sırasında doğmuş olması,
-Üçüncü kişinin zararı ile çalışanın yaptığı iş arasında illiyet bağının bulunması gerekir.
Davacı ile davalılardan … arasında düzenlenen ”Araç Yıkama Sözleşmesi”nin incelenmesinde; iş bu sözleşmenin davacının, tedarikçiye (davalı …) yönlendireceği araçlar ile ilgili sözleşmede belirtilen araç yıkama ve temizlik hizmetlerinin tedarikçi tarafından yerine getirilmesinin usul ve esasları ile karşılıklı hak ve yükümlülükleri belirlenmesini düzenlediği, tedarikçinin sözleşmede belirtilen hizmetleri —– yetkililerinin talimatları doğrultusunda ve sözleşmede belirtilen hükümlere uygun olarak yerine getirmeyi kabul ve taahhüt ettiği, tedarikçi tarafından yerine getirilen hizmetler esnasında, hizmet verilen araçların uğrayacağı her türlü kaza ve zararlardan bizzat tedarikçinin sorumlu olduğu,—– işbu zararları tedarikçiye rücu etmeye yetkili olduğu (madde 3.5), yıkama işlemi tamamlanan araçların —–personeli haricinde kimseye teslim edemeyeceği, aksi halde tedarikçi —— bu nedenle oluşan tüm zararlarını derhal gidermekle yükümlü olduğu, —— işbu zararlarının herhangi bir izne, hükme ve bildirme gerek olmaksızın tedarikçinin doğmuş ve/veya doğacak her türlü alacağından mahsup etmeye yetkili olduğu, —–sözleşmeyi haklı nedenle feshetme hakkının saklı olduğu (madde 3.8), tedarikçi ve personelinin, —– araçlarını tesisin dışına çıkaramayacağı ve (içerisinde oturmak, sigara içmek, uyumak, istirahat etmek gibi davranışlarla) kişisel olarak kullanamayacağı (madde 3.9), aracın tedarikçi tarafından fiilen teslim alındığı ve/veya tedarikçinin hakimiyetine girdiği andan —— teslim edildiği ana kadar maruz kalacağı ve/veya 3. kişilere vereceği her türlü zarar ve ziyandan tedarikçinin sorumlu olduğu (madde 3.10), sözleşmede belirtilen hizmeti gerçekleştirirken tedarikçi personelinin ——ve 3. kişilere verdiği her türlü zarardan bizzat tedarikçi sorumlu olup, tedarikçinin söz konusu zararı itirazsız olarak, herhangi bir hükme veya ihbara gerek kalmaksızın ilk talepte derhal tazmin etmeyi kabul ve taahhüt ettiği (madde 3.11) işbu sözleşmeden doğacak uyuşmazlığın çözümünde —–Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri’nin yetkili olduğu (madde 11) belirtilmiştir.
—–. Asliye Ticaret Mahkemesinin —- Esas sayılı dosyasında sürücü —- davacı firma personeli —– kendisine kazaya karışan aracı havaalanına götürmesini söylediğini kendisinin ise patronlarının izni olmadan yardımcı olmayacağını belirttiğini ancak ilgili personelinin tüm sorumluluk bana ait diyerek kendisini ikna ettiğini belirtmiştir. Mahkeme ise —– mahkememiz dosyası davalısının talimatı olmaksızın sürücü hareket ettiğinden —–yönünden davayı reddetmiş olup işbu karar istinaf incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. Özetle her ne kadar kazayı gerçekleştiren sürücü davalı çalışanı ise de aza sırasında davalı talimatı olmaksızın ve davalının bilgisi haricinde, iş yeri dışında meydana geldiği ve kazanın davalı çalışanın kendisine verilen işle ilgisi olmadığı gibi işin görülmesi sırasında da meydana gelmediği mahkeme kararı ile sabit olduğundan davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Son olarak davalı vekili kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de davacı yanın açıkça kötü niyetli olduğu davalı tarafından ispatlanamadığından talebin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 96,42 TL harçtan mahsubu ile bakiye 83,48 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineyi irat kaydına,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 8.307,89 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara bilahare tebliğ edilmek üzere miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.