Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/62 E. 2022/734 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/62 Esas
KARAR NO : 2022/734

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/01/2021
KARAR TARİHİ : 20/10/2022

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre ——— adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —-, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
I.İDDİA :
Davacı vekili; dava dilekçesinde, Davalı———— konusunda mutabakata varılmış olduğunu, Söz konusu mutabakat gereğince taraflar arasında müzakereler yapılmış,—– uygun —— başlanmış, gerekli tüm — müvekkili şirket tarafından yapılmış olduğunu, Davalı şirket sürekli olarak taraflara arasında mutabakata varılan —— sözleşmesini imzalayacağını beyan etmesi üzerine müvekkili şirketin gerekli tüm çalışma ve yatırımlar ile ilgili hukuki yükümlülüğünü yerine getirmiş olduğunu, davacı şirket——- davalı şirkete yönlendirmiş ve bu hususta taraflar arasında da —–başlamış olduğunu, —– markanın —- uygun faaliyette bulunması için davalı şirket personellerine—-Davalı şirket — —–kullanarak ———– ayında faaliyete başlamış olup, bu hususta müvekkili şirketten ve— ürün alımlarına da başlamış olduğunu, davalı şirket fiilen faaliyete başladığı—– ilgili taraflar arasında mutabakat varılan sözleşmeyi imzalama sürecini sürekli uzatarak sürüncemede bırakmış, taraflar arasında mutabakata varılan ve icra takibine konu — tutarlı —- isim hakkı bedelini ve faaliyete bulunduğu döneme ilişkin kesilen —– ödememiş olup, Davalı şirkete —- tarihinde davacı şirket tarafından ödeme yapılmasına dair yazı gönderilmiş olduğunu, akabinde ——– icra takibine başlanmış, Davalı şirket borca haksız ve dayanaksız olarak itiraz etmiş olduğunu, Dava konusu alacak ile ilgili —– görüşmesinde de anlaşmaya varılamamış olduğunu ,Davalı şirket—- mutabakat çerçevesinde ——– —– kullanarak faaliyet başlamasına rağmen ödemesi gereken mali bedelleri tüm taleplere rağmen ödememiş olduğunu iddia ederek, Davalının Vaki İtirazının İptaline ve Takibin Devamına, davalı aleyhine en az %20 İcra İnkâr Tazminatına Hükmedilmesine, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
ll. SAVUNMA :
Davalı vekili; cevap dilekçesinde, Davacı taraf dilekçesinde, taraflar arasında —-sözleşmesi yapılması konusunda mutabakata varıldığını iddia etmekte olup, Taraflar arasında herhangi bir sözleşme veya mutabakat yapılmamış olduğunu, Müvekkili şirket ile davacı şirket arasında —– akdedilmesi için—– yapılmış olup, bu hususun davacının da kabulünde olduğunu, Taraflar bu görüşmelerde, ——- bedelinin ödenmesi, ilk sene için ——- ödenmemesi ve ——- isim hakkı ücretinin ise indirimli olarak kullandırılması hususlarında müzakerelerde bulunmuşlar, Davacı taraf, —- yıl için ——– alınmayacağını belirtmiş ancak özellikle —– üzerinden yapılacak indirimin ne kadar olacağı hususunda taraflar arasında —- devam etmiş olduğunu, Ancak taraflar ödenmesi gereken ücret üzerinde tam bir mutabakat sağlayamamışlar, taraflar arasında herhangi bir sözleşme kesinlikle akdedilmemiş olup, bu nedenle taraflar arasında mutabakat sağlandığı iddiası ve beyanlarını kesinlikle kabul etmemekte olduklarını, —— sözleşmesi, kanunlarda düzenlenmiş ——- olmadığı için tabi olacağı şekle ilişkin bir hüküm de bulunmadığı, Bu durum karşısında —— sözleşmesinin geçerliliği 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 11’inci maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 12’nci maddesi) gereğince herhangi bir şekil şartına bağlı olmadığını, Ancak, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 15/2’nci maddesinde tescilli markalar üzerindeki ve 551 sayılı —Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 86/2’nci maddesinde ise tescilli —– ———–hukuki işlemlerin yazılı şekilde yapılacağı öngörüldüğünden —– unsurlarını içeren — yapılması gerektiğini, Davacının kullanmış olduğu —— ile tescil edilmiş durumda olup, yukarıda izah edilen ——— yasal düzenleme uyarınca taraflar arasında geçerli bir yazılı sözleşme bulunmamakta olup, Sözleşmenin esaslı unsurlarından ücret üzerinde tam bir anlaşma sağlanmamış olduğundan davacının haksız davasının reddinin gerekmekte olduğunu, davacı şirketin—-olarak faaliyet gösterilmesi düşünülen adreste ——– müzakerelerinden önce ve müzakereler yapılırken—–hizmet vermekte olup, buna ilişkin —–dilekçe ekinde ibraz ettiklerini, Taraflar arasında —- verilmesi hususunda ön müzakereleri devam ederken davacı şirketin yetkilisi olan—–, her iki —- ve tarafları bir araya getiren—– gelmişler ve burada da — bedeli üzerinde mutabakat sağlanamamış olduğunu, bunun üzerine davacı şirket yetkilisi ücretin önemli olmadığını,—- daha sonra sözleşme bedelinin kararlaştırılabileceğini ve sözleşmenin akdedilebileceğini, —- başlayalım, bu arada hazırda olan çalışanlara eğitim verelim, —- olan ürünleri satın alırsınız, —- sonra kararlaştırırız diyerek işlemleri başlatmış ve———-verdirmiş, Davacı taraf, ——- verildiğini bildirmiş ise de herhangi bir —– verilmemiş olduğunu, davacının bunun üzerine davacının belirttiği —-almaya gittiğinde bu şirket yetkilileri, —— taahhütlerini yerine getirmediklerini, kendilerine olan borçlarını ödemediklerinden mal satmayacaklarını belirterek davacı —- dışarı etmiş olduklarını, bu şirket daha sonra ————– müvekkili firmayı araştırdıklarını, uzun yıllardır. ticari faaliyet gösterdiklerini öğrendiklerini belirterek müvekkili şirket ile çalışmak istediklerini belirtmişler ve bu şekilde müvekkili şirkete bir kısım ürünleri bedelini tahsil ederek satmış olduklarını, davacı araştırma yaptığında davalı şirketin taahhütlerini yerine getirmediğini, borçlarını için pek çok ürünün —– ciddi sıkıntılar yaşandığını ve birçok şubenin de kapandığını öğrenmiş, Davacı tarafın, bu durumu müvekkilden saklamış olduğunu, bu durum davacı taraf ile paylaşıldığında davacı taraf çok olumsuz bir tavır takınmış, herhangi bir sözleşme ve mutabakat olmadan hakkı olmayan kalemleri müvekkilinden fatura düzenleyerek talep etmiş olup, Davacı tarafından haksız ve kötüniyetle düzenlenen—— BK. 1. Maddesi sözleşmenin kurulması başlığı altında ‘sözleşme, tarafların iradelerinin karşılıklı ve birbirlerine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur’ demekte olup, davacı şirketin hiçbir şekilde —- sözleşmesini imzalayacağını belirterek davacıyı oyalamamış olduğunu, Esasında taraflar arasında ön görüşmeler / müzakereler devam ederken davacı şirketin —- başlamışken bu hususları müvekkilden gizleyerek bir an önce sözleşme imzalanması için davacı şirketi ikna etmeye çalışmışlar, ancak taraflar arasında bir sözleşme akdedilmemiş olduğunu, Bu nedenle akdedilmeyen sözleşmeden davacı şirketin sorumlu tutulamayacağını, Davacı tarafın, sırf haksız kazanç elde edebilmek için kötüniyetle müvekkili şirket hakkında icra takibi başlatmış olup, kabul anlamına kesinlikle gelmemek kaydıyla taraflar arasındaki ihtilafın yargılamayı gerektirmekte olduğunu, diğer taraftan alacak likit olmayıp, bu nedenle kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi gerekmekte olduğunu savunarak, Fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla; Davacının haksız ve hukuka aykırı davasının reddine,——tazminatına mahküm edilmesine, Yargılama gideri ve ücret-i vekâletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Davacı vekili, davacı şirketin —- olan “—— davalının “——————–kapsamında kullanılması hususunda davalı şirket ile mutabakat yapıldığını,—–sonucunda davacı tarafça davalı tarafa————uygun———- hizmetleri, davalı———– davalı ————faaliyete başlandığını, davacı şirketten ve —— ürünler alındığını, davalı tarafça bu durumlara rağmen —– sözleşmesinin imzalamadığını, davalı tarafça yine ————–bedelinin ödenmediğini iddia ederek, bu alacaklara dair yapılan takibe itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir sözleşme yahut da mutabakatname yapılmadığını, sadece ön görüşmeler yapıldığını, ön görüşmelerde —–bedelinin ödenmesi, ilk —— bedelinin ödenmemesi,————- hakkı bedelinin —– kullanılması hususunda müzakereler yapıldığını,——- hususunda mutabakat sağlanamadığını, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 15/2’nci maddesi,——–Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 86/2’nci maddesi uyarınca ——-yazılı şekilde yapılması gerektiğini, sözleşmenin esaslı unsurlarından olan ücret yönünden anlaşma sağlanamamış olduğunu, davaya konu yerin daha ——olarak kullanıldığını, taraflar —— verilmesi hususunda ——– devam ederken davacı şirketin yetkilisi olan———, her iki tarafı tanıyan ve tarafları bir araya getiren ———-vasıtası ile bir araya geldiklerini ve burada da ————- bedeli üzerinde mutabakat sağlanamadığını, bunun üzerine davacı şirket yetkilisi ücretin önemli olmadığını, arada —— olduğunu, daha —- bedelinin kararlaştırılabileceğini ve sözleşmenin akdedilebileceğini, ——- işlemlerine başlayalım, bu arada hazırda olan ——— verelim, siz çalıştığımız ———- bedelini sonra kararlaştırırız diyerek işlemleri başlatmış olduğunu ve sadece davalı şirket ——– verdiğini, davacı —————-verildiğini bildirmiş ise de herhangi ——verilmediğini, davacının belirttiği————–gittiğinde bu şirket yetkilileri, ———- taahhütlerini yerine getirmediğinden ürün alamadığını, ancak daha sonra haricen kendi şirketlerinin güvenirliliği kapsamında ürünlerin satın alınabildiğini, savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık: Davacı şirketin —- olan —— kullanılması hususunda davalı şirket ile —-sözleşmesi yapılıp yapılmadığı, davalının isim hakkını kullanıp kullanmadığı, davalının ödemesi gereken herhangi bir dekarosyan bedeli,———– isim hakkı bedeli olup olmadığı, davacıca bu bedellere ilişkin yapılan takibin yerinde olup olmadığı hususundadır.
————–dosyasının tetkikinde; Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya yönelik ————-bedeli, ————- için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Tüm Dosya Münderecatı Kapsamında;
Davacı —– davalının “———– kapsamında kullanılması hususunda davalı şirket ile davacı şirket arasında görüşmeler yapıldığı ancak anlaşma sağlanmadığı, dinlenen tanık beyanlarından ve davalı tarafında cevap dilekçesinde ki beyanlarından anlaşıldığı üzere, davacı tarafa ait tescilli markanın davalının işyerine asıldığı ve bir ——– yapıldığı, bir kısım eğitimlerin verildiği sabittir.
Davacı taraf ile davalı taraf arasında görüşmeleri yapılan —— sözleşmesinin edimlerinden olan—— bedeli, —- ücreti konusunda taraflar anlaşamamıştır, taraflar arasında kurulması ——– unsurlarından olan ücrete dair yukarda anılan hususlarda uzlaşmanın sağlanamaması nedeniyle, bu kapsamda davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu———- sözleşmesinin taraflar arasında kurulamadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında ————, taraflar aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade etmekle yükümlüdürler.
Davacı taraf, davalıya karşı yaptığı takibini, ———— bedeli, ————————- dayandırmıştır.
Taraflar arasında,—————- sözleşmesi kurulmamış olduğundan, davacı tarafça davalı taraftan ——– isteyemeyeceğinden ve bu taleplerin sebepsiz zenginleşmeye de konu olamayacağından, bu alacak kalemleri yönünden takibe davalının itirazlarının yerinde olduğu değerlendirilmiştir.
—– yönünden ise, davacının sebepsiz zenginleşme noktasında bu hizmet bedelini isteyebileceği, zira davalı tarafın bu hizmetlerin işyerinde gerçekleştirmesine rıza gösterdiği, dosya kapsamında ticari defterlerin incelenmesi ara kararı kapsamında tarafların ticari defterlerinin incelemesine karar verildiği, davalı tarafın ticari defterlerini sunmadığı, bu kapsamda aldırılan bilirkişi raporunda davacının ticari defterlerine faturanın işlendiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222/3. Maddesi uyarınca davalı ——- sunmaması nedeniyle, davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil vasfında olduğu,—— bedeline ilişkin faturanın davacı tarafın ticari defterlerinde işli olması nedeniyle, —– kadar sebepsiz zenginleşme kapsamında davacının davalıdan alacaklı olduğu değerlendirilerek, bu miktar yönünden davalı tarafın takibe itirazları yerinde görülmemiş, bu miktar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Her ne kadar takip dosyasında işlemiş faiz talep edilmiş ise de; Borçlunun bir ihtar veya ihbarla temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz talebi yerinde görülmemiştir.
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir——, alacağın likit olmaması nedeniyle, icra inkar tazminatı talebi yerinde görülmemiştir.
IV.HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davalının———- sayılı dosyasında vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile,
2-Takibin ——- asıl alacak, üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 5.997,07 TL harçtan peşin alınan—-arcın mahsubu ile bakiye 2.299,48 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—————–davanın kabul edilen miktarı üzerinden 14.047,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan——- davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan —- vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 3.697,59 TL peşin harç toplamı: —— harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 293,25 TL posta masrafı ve 2.100,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam: 2.393,25 TL yargılama giderinden 700,27 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
11-Arabuluculuk aşamasında yapılan—– — ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.