Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/605 E. 2023/643 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/605
KARAR NO : 2023/643

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/09/2021
KARAR TARİHİ : 18/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müteveffa—- 15/06/2021 günü saat 07.40 sıralarında —-Kavşağı’nda yaya olarak karşıdan karşıya geçtiği esnada; davalı yanca sigortalı bulunan ve sürücü — sevk ve idaresindeki — plakalı aracın — karayolunda —- istikametine doğru aşırı hızla seyir halindeyken kırmızı ışıkta geçtiği ve ışıklardan karşıdan karşıya geçmekte olan müteveffa yaya —– çarpması neticesinde ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, müteveffanın olay yerine gelen ambulans ile — Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığı, acilen ameliyata alındığını, tüm müdahalelere rağmen kurtulamadığı ve 26.06.2021 tarihinde vefat ettiğini, kazaya sebebiyet veren — plakalı sayılı aracın — Şirketi’nin —- numaralı sigorta poliçesi ile kaza tarihinde sigortalı olduğunu, davalı sigorta şirketinin müvekkillerinin zararını tazmin etmekle yükümlü olduğunu, trafik kazası neticesinde vefat etmesi sonucu destekten yoksun kaldığını, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, 6100 sayılı Yasa’nın 107. Maddesi uyarınca toplanacak delillere göre toplamda 10.000,00TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte alınmasına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın; —– plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ( Trafik ) ile sigortalı olduğundan bahisle —-vefatı dolayısıyla destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiğini, davacı tarafın murisi —- vefatı ile dava konusu kaza arasında illiyet bağı bulunmadığını, davacı taraftan müteveffanın kesin ölüm sebebine ilişkin otopsi raporu istenilmesine rağmen söz konusu evrakların gönderilmediğini, aleyhlerine açılan davanın reddi gerektiğini, davacının dayanaktan yoksun maddi tazminat talebinin reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise adli tıptan rapor temin edilerek müteveffanın kesin ölüm sebebinin belirlenmesine, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, kusur oranlarının tespit edilebilmesi adına kusur raporu tanzim edilmesini, tazminat hesaplaması için aktüerya raporu tanzim edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle; trafik kazası şeklinde gerçekleşen haksız fiil nedenine dayalı destekten yoksun kalma maddi tazminat talebine ilişkindir.Taraf delilleri toplanılmış, — Soruşturma dosyası, davalı şirketten— numaralı poliçe ve —- sayılı hasar dosyası, davacılar murisine ait tedavi evrakları, trafik kazasına karışan araçlara ait trafik tescil belgeleri celp edilmiştir.Davacının ve davalının sigortalısının karıştığı 15/06/2021 tarihli kazada sürücü ve muris – yayanın kusur oranının tespiti için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş; kusur bilirkişisi rapor içeriğine göre; “
24/01/2022 tarihli —- raporunda sürücü —- % 15 (yüzde onbeş) oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya —–%85 (yüzde seksenbeş) oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirir müşterek rapor dosyaya kazandırılmıştır. Kusur raporuna itirazlar üzerine —-makine mühendisliğinde görevli 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdii ile tüm dosya kapsamı, ilgili savcılık dosyası, taraf itiraz ve beyanları da irdelenerek rapor tanzimi istenilmiş, 22/08/2022 tarihli bilirkişi rapor içeriğine göre; müteveffa yaya —- karşıdan karşıya geçmek istediğinde, esas olarak olay mahalline yakın mesafede olan alt geçidi kullanması gerektiği, yayanın kaplama üzerinden geçmek istediğinde ise geçmeden önce kontrolü sağlaması ve ilk geçiş hakkını yaklaşmakta olan seyir halindeki araçlara vermesi gerektiği, oysa yayanın bu hususlara riayet etmediği, kendi can güvenliği açısından özen gösterme ve korunma tedbirine başvurmadığı ve kendi can güvenliğini tehlikeye atacak şekilde kontrolsüzce ve özen yükümlülüğüne aykırı bir şekilde karşıdan karşıya geçtiği sırada otomobilin çarpmasına maruz kaldığı anlaşılmakla meydana gelen kazada asli derecede kusurlu olduğunu, sürücü —- sevk ve idaresindeki otomobil ile yerleşim yeri dışı devlet karayolunda seyir halindeyken olay mahalline geldiğinde, görüş alanını kontrol altında bulundurması, karşıdan karşıya geçmek üzere yolun sağından kaplamaya giren yayaya dikkat ederek zamanında etkin fren ve direksiyon tedbirine başvurması gerekirken bu hususlara yeterince riayet etmemesi neticesinde meydana gelen kazada tali dereceden kusurlu olduğunu, ayrıca, tanık ifadeleri incelendiğinde yayanın —-raporunda belirtilenin aksine kaplamaya yolun orta refüjünden ve sol tarafından değil de sağından girdiği ve dolayısıyla yayanın yolun sol şeridine kadar ilerlediği tespit edildiğinden ve buna göre sürücünün yayayı fark edip tedbir alabilme ihtimalinin yükseldiği değerlendirildiğinden, — raporunda sürücü —- verilen %15 tali kusurun %25′ e yükseltilmesinin daha uygun olacağı kanaatine varıldığını, sürücü —- %25 (yüzde yirmibeş) oranında tali kusurlu olduğunu, müteveffa yaya —- %75 (yüzde yetmişbeş) oranında asli kusurlu olduğu kanaatini bildirir müşterek raporunu beyan etmiş, oluşa ve tüm dosya kapsamına uygun olan işbu kusur raporu hükme esas alınmıştır.
Maddi zararın hesaplanması amacıyla dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, raporda özetle; dava konusu somut olayda tarafınca; Karayolları Trafik Kanunu ‘nun bazı maddelerinde değişiklik yapan, 09.06.2021 Tarihinde —- kabul edilerek 19.06.2021 tarihinde—– yayınlanan kanunun yürütmesi ile ilgili “—tarafından 04.12.2021 tarihinde —- yayınlanarak yürürlüğe giren “KARAYOLLARI MOTORLU ARAÇLAR ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI GENEL ŞARTLARINDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR GENEL ŞARTLAR” ın 14.02.2023 “de —-yayınlanan Anayasa Mahkemesi —. Sayılı kararı ile iptal edildiği de dikkate alınarak, Rapor/Hesap tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada en güncel yüksek yargı kararlarından olan T.C. Yargıtay —-Hukuk Dairesi ‘nin —— Sayılı ve benzer kararları da dikkate alınarak yaşam tablosu olarak TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı, davalılar tarafından yapılan tenzile sebebiyet verecek ya da dava dışı —–tarafından davacılara yapılan rücuya tabi herhangi bir ödeme olmadığını, davacı paydaş erkek çocuk —açısından; —- 23.09.2021 tarihli öğrenci Belgesinde 4. Sınıf öğrencisi olduğunun belirtildiği, paydaşın mezuniyet tarihine dair herhangi bir bilgi tespit edilemediğinden ve de davacının olay tarihi İtibariyle 26 Yıl 8 Ay 25 Günlük ve Yargıtay tarafından Üniversite eğitimi alanlar açısından destek sonu olarak kabul edilen 25 yaşından büyük olduğu ve de Mahkememizin aksi yönde bir görevlendirmesi olmadığı görüldüğünden paydaşlığa dâhil edilmediğini, müteveffanın anne ve babasının olay tarihi itibariyle hayatta olmadığını, müteveffanın payının hesaplanarak ayrıldığını, tek paydaş olan eş —- hesaplanan destekten yoksun kalma zararını; 2022 Yılı Sonrası Dönemlerde eski adıyla AGİ ‘ye karşılık gelen Vergi İstisnası Hariç Asgari Ücrete Göre 144.405,14 TL olduğunu, 2022 Yılı Sonrası Dönemlerde eski adıyla AGİ ‘ye karşılık gelen Vergi İstisnası Dâhil Asgari Ücrete Göre 171.272,28 TL olduğunu bildirmiştir.
Davacı vekili 08/05/2023 tarihli dilekçesinde; bilirkişi tarafından gelecek dönem hesabında yapılan bu seçenekli hesaplama yönünden, “7349 Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 2022 Yılı itibariyle AGİ Uygulamasının kaldırılması ve tüm gelirin maaşa döndürülmüş olması sebebi ile medeni duruma bakılmaksızın tüm çalışanlar için vergi istisnası getirilmesi nedeniyle Vergi İstinası Dahil Asgari Ücrete göre yapılan hesaplamanın dikkate alınması gerektiği belirtilerek davacı —- yönünden destekten yoksun kalma tazminatı tutarını HMK 107/2 maddesi uyarınca 162.272,28 TL arttırarak toplamda 171.272,28 TL olmak üzere talep ettiklerini bildirmiş, kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davaya konu kazaya karışan —-plakalı sayılı aracın —Şirketi tarafından 24/02/2021- 2022 vadeli,—- numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğu anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK’nun bedensel zarar başlıklı 53. Maddesinde “Ölüm” ;
Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:
1. Cenaze giderleri.
2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya
da yitirilmesinden doğan kayıplar.
3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar olarak belirtilmiş ve bu yönde oluşan zararlar haksız fiil sorumlularından istenebilir.
Buna göre, 15/06/2021 tarihinde meydana gelen kazanın, —– plaka sayılı araç sürücüsünün kusurundan (haksız fiilinden) kaynaklandığı, —-plaka sayılı araç sürücüsünün olayda yukarıda açıklandığı şekliyle kusurlu olması nedeniyle;
—- plaka sayılı araç sigortacısı davalı Sigorta Şirketi; Sigorta ettirenin, sigortalının kasti bir eyleminden kaynaklanmadığı sürece, sigorta güvencesi sağladığı rizikoya bağlı zarar ve hasar için 6102 Sayılı TTK’nun 1409, 1427, 1459 maddeleri uyarınca tazminat ödemekle yükümlü olması, bu kapsamda, davacıların haksız bir fiil olan trafik kazası kapsamında desteklerini kaybetmeleri sonucu uğradıkları zararları olan destekten yoksun kalma tazminatlarını TBK madde 49 ve 53 hükümlerine göre davalıdan isteyebilecektir.
Yukarıda açıklandığı şekliyle meydana gelen kazada, sorumlulukları da TBK, TTK ve KTK kapsamında çizilen davalının, usul ve yasaya uygun olduğu belirlenen bilirkişi raporlarında belirtilen maddi zararlardan sorumlu olmasından dolayı, davacı vekilinin talebi doğrultusunda davacı —- yönünden 171.272,28 TL yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı erkek çocuk —- açısından ise;—- 23.09.2021 tarihli öğrenci belgesinde 4. Sınıf öğrencisi olduğu belirtilmiş olup, davacının mezuniyet tarihine dair herhangi bir bilgi tespit edilemediğinden ve de davacının olay tarihi itibariyle 26 Yıl 8 Ay 25 Günlük ve Yargıtay) tarafından Üniversite eğitimi alanlar açısından destek sonu olarak kabul edilen 25 yaşından büyük olduğundan davacı —-adına açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Faiz yönünden yapılan değerlendirmede; bir haksız fiil olan trafik kazalarından kaynaklı tazminat istemlerinde, temerrüt tarihi kişilere göre farklılık arz eder.
Sigorta şirketi açısından, sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu sürenin sonra erdiği gün sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilir. Davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine bir başvuruda bulunmaması halinde yada başvuru ispatlanmadığı hallerde davalı sigorta şirketinin dava tarihi itibari ile temerrüte düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faize hükmolunması gerekmektedir. (Benzer yönde Yargıtay —-Hukuk Dairesi’nin —– nolu içtihatları)
Somut olayda davalı sigorta şirketine başvurunun 13/07/2021 tarihinde yapıldığı, 8 iş günü sonrasının 23/07/2021 olarak tespit edildiği anlaşılmakla bu tarihten itibaren faize hükmedilmiştir.Davalı sigortalısına ait kazaya karışan araç ruhsatına göre kullanım amacının hususi olduğu, bu haliyle yasal faize hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Açıklanan tüm gerekçeler doğrultusunda aşağıdaki şekilde karar verilerek hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı —-davalı aleyhine açtığı davasının kabulü ile; 171.272,28 TL destekten yoksun kalma tazminatının 23/07/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2- Davacı —– davalı aleyhine açtığı davasının reddine,
3-Alınması gerekli karar harcı 11.699,61 TL’den peşin olarak yatırılan 59,30 TL peşin harç ve davacı tarafından yatırılan 554,25 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 613,55 TL’nin mahsubu ile 11.086,06 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacılar tarafça yatırılan 59,30 TL peşin harç/harcın ve 554,25 TL ıslah harcı toplamı olan 613,55 TL’nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 67,80 TL ilk dava masrafı 4.700,00 TL bilirkişi, 180,20 TL tebligat müzekkere gideri olmak üzere toplam, 4.948,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre (%99,41) 4.918,81 TL’ sinin davalı taraftan tahsili ile davacı —- ödenmesine, arta kalanın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 26.690,84 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı —-verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 1.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacı —- alınarak davalıya verilmesine,
9-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ve red oranına göre (%99,41) 1.351,97 TL’ sinin davalı taraftan, (%0,59 Ret) 8,02 TL’sinin davacı —- tahsili hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
10-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı karşı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.