Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/600 E. 2023/75 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/600 Esas
KARAR NO: 2023/75
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ: 17/09/2021
KARAR TARİHİ: 25/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince dava dilekçesinde özetle; davalının davacı bankaya borçlu olduğunu, davacı bankanın —- ile dava dışı—- arasında imzalanan —— istinaden firmaya kredi kullandırıldığını, davalıların işbu kredi sözleşmesine müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla taraf olduğunu, davalıların kredi hesaplarının kat edildiğini, davacı banka alacağı muaccel kıldığını, alacağın tahsili yolunda davalılar aleyhinde icra takibi yapıldığını, davalıların icra takibine itiraz ettiğini, davacı banka tarafından talep edilen temerrüt faizi oranının tümüyle usul ve yasaya uygun olduğun, davacının temerrüt faiz oranının fahiş olduğu iddialarının her türlü dayanaktan yoksun olduğunu, davalı kredi çerçeve sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kefaletin usulüne uygun olduğunu, davacı ve davalılar arasında delil sözleşmesi düzenlendiğini, davalıların itirazında haksız olduğunu, bu nedenle dava konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, davalının alacağının tahsilini teminen —– sayılı dosyası ile yürütülen takipte davalıların itirazın iptalini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava olunmuştur.
Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafından dava dışı—— yapılan—– müşterek ve müteselsil kefil olan davalıların aleyhine —– sayılı dosyası üzeriden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davacı tarafın gönderdiği kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğini, davalı tarafından ipoteğe konu borcun usulüne uygun bir şekilde kat edilip daha sonra icra takip işlemlerine başlanılması gerektiğini ancak tamamen usul ve yasaya aykırı bir şekilde kat ihtarı yapılarak icra takip işlemlerine başlanıldığını, söz konusu kat ihtarının usulsüz olduğu ile alakalı —— dosyasından dava açıldığını, takibe konu kredi alacaklarının muaccel hale gelmediğini, davalıların temerrüde düşmediğini, davacı tarafça işbu takibe konu kredi alacağına ilişkin davalıların kefil olduğu dava dışı ——– sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi açıldığını, takipte davaya konu kredi borcuna ilişkin ipotek altına alınmış taşınmazlardan alacağının tahsilinin gerektiğini, davacı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını, beyan edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Davacı banka ile dava dışı —– arasındaki ——- kefaletlerinden dolayı davacının davalılardan takip tutarı kadar alacağının olup olmadığı, takibin ferileriyle birlikte yerinde olup olmadığı, takibe konu çek yaprak bedellerinin ve pos aidat bedellerinin depo edilmesi istemi yönünden davalıların sorumluluğunun olup olmadığı hususundadır.
Dava; ——- kaynaklanan alacak için ilamsız başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Mahkememizce davaya konu takip dosyası dosyamız arasına alınmış, davacı bankanın —- olmak üzere toplamda——-tahsili, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %57 oranında temerrüt faizi ve ferileri ile tahsili ve ayrıca çek yaprak bedelleri toplamı ————pos aidat bedellerinin depo edilmesi istemi ile 12/02/2020 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı ,borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Davalılar vekili, cevap dilekçesinde kat ihtarının usulsüz olduğunu, bu sebeple borcun muaccel hale gelmediğini belirterek, davanın reddini talep etmişlerdir.
Öncelikli olarak davalı tarafın bu savunmaları yönünden dosya tetkik edilmiştir..
Davacı banka ile dava dışı —– toplam——- limitli kredi çerçeve sözleşmeleri akdedildiği, bu sözleşmeleri davalı kefillerin de toplam —- kefalet limiti tahtında müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, süresi içinde kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle hesabın —— tarihi itibariyle kat edildiği, davacı bankanın keşide ettiği ihtarname ile borcun (1) gün içinde ödenmesinin belirtildiği, ihtarın dava dışı asıl borçlunun kredi sözleşmesinde yer alan adresine gönderildiği, davalı kefillere çıkarılan tebligatın ise tebliğ edilemediğinden iade olunduğu anlaşılmıştır.
Asıl borçlu hakkında ——— sayılı icra dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığı, kat ihtarının usulüne uygun yapılmadığı iddiası ———-sayılı dosyasına karar bağlandığı, anılan mahkemece kat ihtarının usulsüz olduğu kabul edilerek icra emrinin iptaline karar verildiği dosyamız davacısının, anılan dosyada davalı olup, karara karşı istinaf isteminden daha sonra feragat ettiği görülmüştür.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı banka ile dava dışı ———— limitli kredi çerçeve sözleşmeleri akdedildiği, bu sözleşmeleri davalı kefillerin de toplam —– kefalet limiti tahtında müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, süresi içinde kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle hesabın —– –tarihi itibariyle kat edildiği, davacı bankanın keşide ettiği ihtarname ile borcun (1) gün içinde ödenmesinin belirtildiği, ihtarın dava dışı asıl borçlunun kredi sözleşmesinde yer alan adresine gönderildiği, akabinde borcun ödenmemesi üzerine asıl borçluya ——–sayılı icra dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ve kefillere karşı ise———— sayılı icra dosyası üzerinden genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ilamsız takibe kefillerin itiraz ettikleri akabinde davacı vekilince mahkememiz nezdinde ——takibe yapılan itirazın iptalinin talep edildiği, dava dışı asıl borcu ise hakkında ———– üzerinden başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi takibinde kat ihtarının usulsüzlüğü nedeniyle icra emrinin iptalini talep ettiği bu dava hakkında———– ilamıyla dava dışı asıl borçlu hakkında kat ihtarının usulsüz olduğu gerekçesiyle takipteki icra emrinin iptaline karar verdiği,
Davalı kefillerin de mahkememiz nezdinde açılan itirazın iptali davasında kat ihtarının usulsüz olduğunu, bu sebeple borcun muaccel hale gelmediğini belirterek davanın reddini talep ettikleri, bu yönden yapılan incelemede TBK madde 586 gereğince müteselsil kefillerin takibi için asıl borçlu hakkında yapılan ihtarın sonuçsuz kalması gerektiği, bu kapsamda müteselsil kefil durumundaki davalılar aleyhine icra takibi yapılması için TBK.nın 586/1. maddesinde öngörülen koşulların oluşmadığı, zira dava dışı asıl borçluya gönderilen kat ihtarı tebligat mazbatasında, haber verilen komşunun ismi yazılmadığı bu hali ile tebliğ işleminin şeklen Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine aykırı olduğu, bu nedenle asıl borçluya gönderilen ihtarın usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden ihtarın sonuçsuz kalması koşulunun gerçekleşmemiş olması nedeniyle davalılar hakkında icra takibi yapılmasının usul ve yasaya uygun olmadığı, bu nedenle davalıların icra takibine yaptığı itirazın iptali talebinin yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir. —————-
Davalılar vekilinin kötüniyet tazminatı talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
İİK m. 67/2 ” … Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. … ” hükmünü haiz olmakla davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için davacının haksız olması yeterli olmayıp takibi başlatmakta kötü niyetli olması gerekir.
Kat ihtarının usulsüz tebliği nedeniyle dava red edildiğinden borcun esası yönünden bir inceleme yapılmamış, alacaklının takibi başlatmakta kötüniyetli olduğu ispatlanamamıştır. Bu sebeplerle davalılar vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalıların kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 210.197,72 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 210.017,82‬ TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 412.040,75 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucu Hazine tarafından ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan 6831 sayılı Kanun’a göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazine’ye müzekkere yazılmasına,
6-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı; kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/01/2023