Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/60 E. 2022/696 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/60 Esas
KARAR NO: 2022/696
DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/01/2021
KARAR TARİHİ: 05/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan alacak (satım sözleşmesinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin —– olduğunu, —- işlettiğini, müvekkilinin — bulunduğu —– almayı amaçladığını ve buna dair arayışa girdiğini, davalı şirketin —– —- yaptığını, müvekkilinin bu—–kendisine ait olan —–davalı şirket yetkilisi ile görüştüğünü, davalılar müvekkilin tam istediği şekilde kullanabileceği satılık yerlerinin olduğunu söylemek —– imzaladığı iş yerlerinin —– yapılmadığını müvekkili iş yeri satın aldığını düşünerek, davalı şirket ile —- tarihinde adi yazılı şekilde bir satış sözleşmesi imzalandığını,—–müvekkili ———satın aldığını, davalı şirkette sözleşme ile müvekkile satın aldığı——– devir ve teslim etmeyi taahhüt ettiğini, müvekkili —- amacıyla iş yeri aldığını düşünerek —— ödediğini, ancak sözleme ile ödeme tarihleri gelmeden davalıların tekrar ödeme talep etmeleri üzerine müvekkilinin satın aldığı iş yeri ile ilgili olarak bir araştırma yaptırdığını ve yapmış olduğu araştırmada müvekkilini sözleşme imzaladığı tarih itibariyle —malikinin davalılar olmadığını, —- —- olduğunu, ayrıca müvekkilinin sözleşmeye konu bağmıszı bölümlerin toplam alanının ——– olacağı belirtilip taahhüt edildiğini ancak yapılan araştırmada iş yeri yapmaya —-alanın — olduğu, —– tespit ettiğini,—-niteliğindeki otopark alanının İşyeri açma ve çalışma yönetmeliği hükümlerini kapsamında iş yeri olmaması sebebiyle ruhsat veya izin alınmak suretiyle iş yeri olarak kullanılması hukuken mümkün olmadığını ve—— yapılan görüşmelerde iş yeri açma ruhsatının verilemeyeceğinin mahkeme sorduğunda aynı hususun bildirileceğini beyan ettiklerini, müvekkilinin davalıların yanıltıcı ve hileli davranışları akabinde iş yeri satın aldığını düşünerek aslında kapalı otopark alanı satın aldığını, bu haliyle iş yeri yapılamayacak olan bu —— yapıldığı broşürde iş yeri satışına yönelik olarak hazırlandığı ve —— tamamen alıcının karışıklık yaşamasına sebebiyet vermekte olduğunu davalıların bu davranışlarının dolandırıcılık niyeti de taşıdığını ayrıca —— bulunacaklarını, bu sebeplerle müvekkilinin davalıların yanıltıcı davranış ve bilgilendirmeleri sonucunda yanılttığını yapmış olduğu sözleşmenin ise bağlı olmadığını, müvekkilinin yapmış olduğu —– ödeme kredi çekmek suretiyle temin edildiğini, geri ödemelerden kaynaklı büyük sıkıntı içinde olduğunu, davanın devamı sırasında davalıların mal varlıklarını eksiltmeleri veya kaybetmeleri durumunda müvekkilin —— bu sebeple davaya ilişkin sundukları delilerin de dikkate alınarak —– zararların önlenmesini teminin mümkünse teminatsız olarak veya mahkemece belirlenecek muhik bir teminat karşılığında davalıların menkul gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ——ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın görevsiz mahkemede açıldığını, bu sebeple görevsizlik itirazında bulunduklarını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, işbu davanın kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalılardan yükleniciye bırakılan bağımsız bölümlerin—-, ondan temlik alınması nedeniyle kişisel hakka dayalı olarak açılan alacak davası olduğunu, bu sebeple görevsizlik itirazında bulunduklarını, davacının bir tacir değil şahıs olduğunu, davacı tarafından aleyhine açılan davanın taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, davacının haksız feshi sebebiyle müvekkilinin davacının alacak iddiasını aşan zararı mevcut olduğundan takas mahsup ödemezlik defi ve esasa dair beyan ve itirazlarının doğrultusunda iş bu davanın reddinin gerektiğini, davacının ticari faiz talebinin de hukuka aykırı olduğunu, ticari bir dava olmadığını, ticari faiz talep edilmediği ayrıca haksız olarak sözleşmeyi fesheden davacı olduğunu, haksız fesih sebebiyle müvekkil çok ciddi menfi zarara uğradığını, davaya konu —– tarihinde satmak zorunda kaldığını, bu sebeple müvekkilin uğradığı zarar ölçüsünde ödemezlik ve takas mahsup defi ileri sürdüklerini, davalı müvekkil şirketin davalı ile aralarında olan sözleşmeye inanarak kendisince ödeme planı hazırlandığını, davalının haksız feshi ve sözleşme gereği ödemesi gereken —- ödememesi sebebiyle maddi açıdan çok büyük bir buhrana girdiğini, bu sebeple davacı tarafından satış sözleşmesi feshedilen bağımsız bölümü —-nakit sorununu çözmek için çeklerinin yazılmaması için satmak zorunda kaldığını, üstüne bir de kredi çekmek zorunda kaldığını, davacının haksız feshi sebebiyle müvekkilinin —- zarara uğradığını, işbu sebeplerle mahkemenizce verilmiş olan—- sayılı ihtiyati tedbir niteliğindeki ihtiyati haczin tümü ile kaldırılmasını, mahkeme aksi kanaatte ise ihtiyati haczin kaldırılmasını ve devamında mahkemece uygun görülecek davalı üzerinde kayıtlı herhangi —– gayrimenkulü teminat kabul edilerek mahkemenin —— niteliğindeki ihtiyati haczin tümü ile kaldırılmasını özellikle bankalar, araçlar ve bir kısım gayrimenkuller yönünden ihtiyati tedbir veya haciz olarak müvekkil adına kayıtlı bir kısım taşınmazlara konulmasını, görevsizlik itirazımız sebebiyle dosyanın görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesini, her iki müvekkil açısından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, taraf tanıkları dinlenmiştir.
Yargılama sırasında davalılardan —- vefat ettiğinin belirlenmesi üzerine, Mahkememizce davacı vekiline taraf teşkili yönünden kesin süre verilmiş, davacı vekilince sunulan dahili dava dilekçesi, davalı mirasçılarına tebliğ edilmiş, dahili davalılardan —-bildirilmiş olmakla, Mahkememizce — esas sayılı gerekçeli kararı celp edilip incelenmiş, anılan mirasın reddi kararının kesinleşmiş olduğu belirlenmekle dahili davalı—– davaya dahli ile taraf teşkilinin sağlandığı belirlenmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
Dava; davacı ile davalı şirket arasında yapılan —– tarihli sözleşmenin bağlayıcı olmadığının tespiti ve davacının yanılması sebebi ile sözleşmenin iptaline, davacı tarafından yapılan toplam —- alacağın, ihtarname ile belirlenen sürenin bitim tarihi olan —– tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı tarafça bu istemi, taraflar arasındaki — adet ——- olacağının belirtildiği ve taahhüt edildiği, ancak sözleşme imzalanması ve peşinat ödemelerinin yapılmasının akabinde yaptıkları araştırmada, —-olduğu,—–tespit edildiği, davacının davalıların yanıltıcı ve hileli davranışları akabinde, işyeri satın aldığını —- alanı satın almış olduğu, ayrıca taraflar arasında adi yazılı şekilde yapılmış olan satış sözleşmesinin,—- belirtilen —– taşımadığından hukuken ve kanunen geçersiz olup yok hükmünde olduğu iddialarına dayandırmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin geçerlilik şekline ilişkin davacı taraf iddiası kapsamında, Mahkememizce davalı tarafça ibraz edilen —- tetkik edilmiş, bu sözleşmenin davalı şirket ile dava dışı —- aktedildiği, —— olarak, davalı şirketin ise müteahhit olarak yaptıkları anlaşma kapsamında, yapılacak inşaat işinin bedeli olarak bir kısım taşınmazların davalı şirkete devrinin vaad edildiği, işbu davaya ——, dava dışı arsa sahibi tarafından devri vaad edilen taşınmazlardan olduğu belirlenmiştir.
Yapılan bu tespit karşısında davaya konu —- esasında alacağın temliki mahiyetinde olmakla adi yazılı şekil şartına tabi olduğu belirlenmiş, resmi şekilde yapılmadığından geçerli olmadığına ilişkin davacı taraf iddiasına itibar edilmemiştir.
Davacı tarafça ileri sürülen davaya konu —– büyüklüğünde iş yeri olacağının belirtildiği ve taahhüt edildiği, davacının davalıların yanıltıcı ve hileli davranışları akabinde, işyeri satın aldığını düşünerek aslında kapalı otopark alanı satın almış olduğu iddiaları yönünden ise, konusu işyeri satışı olan—– davacının, basiretli hareket etmesinin gerekli olduğu, bu kapsamda, davacının dava dilekçesinde,—— yapılmasının akabinde yaptıkları araştırma ile vakıf olduklarını ileri sürdükleri hususunun, sözleşmenin imzalanması öncesi araştırılması ve tetkik edilmesi gerektiği, bu yükümlülüğün yerine getirilmemesinin sorumluluğunun davacıya ait olduğu Mahkememizce değerlendirilmiş, bundan başka yapılan tahkikat kapsamında davalı tarafça kendilerine —- işyerinin taahhüt edildiği iddiası gibi, bu iddia yönünden davacı tarafın iradesinin —— uğratıldığı yönünde de davacı taraf iddiasının usulünce ispat edilemediği kanaati hasıl olmuştur.
Davacı tarafça ayrıca, dava öncesi gönderilen—– tarihli ihtarname ile davaya konu sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiklerinin bildirildiği belirlenmiş olup, davaya konu sözleşmenin adi yazılı şekil şartına tabi olup bu şartın yerine getirilmiş olması ve sözleşmenin davacının yanıltılması ile aktedildiği iddiasının sübut bulmaması karşısında, davaya konu sözleşmenin bağlayıcı olmadığının tespiti ve iptali isteminin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Davaya konu, sözleşme kapsamında ödenen —-davalılardan tahsili istemi yönünden ise Mahkememizce, tahkikata henüz geçilmeden yapılan ihtiyati tedbire itiraz yargılaması sırasında —tarihli —– celsesinde, davalı asil ve davalı şirketin yetkilisi olarak —– borcu ödeyeceğine, borca itirazının olmadığına ilişkin beyanları Mahkememizce dikkate alınmıştır.
Bu kapsamda dava dilekçesi ekinde sunulan banka dekontları ile davacı tarafça davalı şirkete toplamda — ödeme yapılmış olduğu, dekontlarda—- olduğu, yine dava dilekçesi ekinde sunulan ve davacı ile davalı—— içeren belge içeriğinde davaya konu bağımsız bölümler için toplamda —- elden ödeme yapıldığına ilişkin belge düzenlenmiş olduğu tetkik edilmiştir.
Davacı tarafça, davalılara gönderilen — tarihli ihtarname ile davaya konu sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettikleri bildirilmiş olup, davacı tarafça yapılan toplam — ödeme ve faizinin — gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin —-tebliğ edildiği belirlenmiştir.
Davacı tarafça, sözleşmenin —– tarihinde feshedilmesi üzerine taraflar karşılıklı olarak ifa borcundan kurtulmuş olup, aldıklarını iade borcu altına girmiştir. Bununla birlikte davalı tarafın cevap dilekçesinde ve aşamalarda ileri sürdüğü, davacı tarafın haksız feshi nedeniyle zararlarının doğduğu, karşılanması gerektiği, bu kapsamda ödemezlik defi ile mahsup itirazı ileri sürdükleri belirlenmekle, feshin haksız olup olmadığı, davalı taraf zarar iddiasının ve tazmin koşullarının oluşup oluşmadığının tartışılması gerekecektir.
Davalı tarafça cevap dilekeçesinde ve aşamalarda, davaya konu —- davacı almaktan vazgeçince, acil nakit ihtiyacı nedeniyle —– satmak zorunda kaldığı, bu nedenle zarara uğradığı ifade edilmiş, bu zararın mahsup itirazı kapsamında değerlendirilmesini talep etmiştir. Davalının mahsup talebine konu zarar müspet zarar olup, sözleşmenin davacı tarafça feshedilmiş olması nedeniyle bu zararın tazmin/somut olayda mahsup edilebilmesi için davalı tarafın fesihte kusuru bulunmamalı; tam aksine, davacının sözleşmenin feshinde kusurlu olması gereklidir. (Aynı yönde —— tarihli olup, davalı tarafça gönderilen —- tarihli cevabi ihtarda her ne kadar sözleşmenin geçerli olduğu, istedikleri zaman davacı adına taşınmazın tescilinin sağlanabileceği ileri sürülmüş ise de, yargılama sırasında davaya —- tarihinde satılmış olduğu ileri sürülmüş olmakla, taraflar arasındaki sözleşme ayakta iken sözleşme konusu taşınmazın satımının gerçekleştiğinin beyan edilmesi karşısında davalı tarafın müspet zararın tazmini/mahsubu yönünden gerekli koşulunun yerine gelmemiş bulunduğu Mahkememizce değerlendirilmiş, ödenen tutarın davalılardan tahsili gerektiği kanaatiyle ve bu çerçevede davalı—- duruşmasında borç ikrarına ilişkin beyanı ve dava öncesi gönderilen — ihtarla davalıların temerrüdünün oluştuğu, buna karşın davacı tarafın dava dilekçesindeki talebi ile bağlı kalınarak — tarihinde itibaren işletilecek faizle alacağın tahsiline karar vermek gerektiği kanaatiyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı ile davalı şirket arasında yapılan —– tarihli sözleşmenin bağlayıcı olmadığının tespiti ve davacının yanılması sebebi ile sözleşmenin iptali isteminin sübut bulmadığından reddine,
2- Davacının —– tahsiline ilişkin isteminin kabulü ile,
—– tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı —- tahsili ile davacıya verilmesine,
—- tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı — tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan—- harçtan peşin olarak alınan 34.155,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 102.465‬,00 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineyi irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 84.000,00 TL vekalet ücretinin davalı —- tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı davada kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 36.5000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı —- davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı —- verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı ile 34.155,00 TL peşin harç ve 377,80 TL yargılama gideri olmak üzere toplam: 34.592,1‬0 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Şirket Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/10/2022