Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/592 Esas
KARAR NO : 2021/1350
DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ : 15/09/2021
KARAR TARİHİ : 15/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı şirkette —- itibari değerde yaklaşık %43 paya sahip olup azlık haklarını haiz konumda olduğu, —– tarihli genel kurulda tek başına ve yönetim kuruluna başkanı olarak seçilmişse de gerek eski yönetim kurulu başkanı —-, gerekse uzun yıllardır bu yönetim kurulu üyesi ve diğer yönetim kurulu üyeleriyle birlikte hareket eden şirket danışmanları ve çalışanlarının davranışları nedeniyle yönetim kurulu üyeliğinden doğan yetkilerini kullanamadığını, müvekkilinin şirket hesaplarındaki ve yönetimindeki usulsüzlükleri araştırmaya kalktığında önüne engeller koyulduğu, istediği veri ve bilgilerin verilmediği, yönetimi değiştirmek için genel kurul talepleri başladığı, başta —- şirketin personel ve danışmanlarının davranışları nedeniyle yönetim kurulu başkanı olmasından kaynaklanan yetkilerini kullanamadığı, şirket hesaplarında ve şirket yönetiminde usulsüzlük yapıldığını, müvekkilinin talep ettiği gündem maddelerine yer verilmediğinden, anılan davada genel kurulun toplantıya çağrılması için kayyım atanmasına karar verildiği, şirketin sermayesinin ve kanuni —-toplamının karşılıksız kalıp kalmadığı, Türk Ticaret Kanunu’nun 376. maddesi kapsamında alınması gereken önlem yahut yapılması gereken işlem bulunup bulunmadığı, şirket gelir/gider hesaplarının usulüne uygun tutulup tutulmadığı, hangi şirket ortaklarının şirkete ne sebeplerle borçlu olduğu ve hangi şirket ortaklarının ne sebeplerle şirketten alacaklı olduğu, şirketin alış ve satışlarının piyasa rayicine uygun olup olmadığı hususlarında özel denetim yapılmasına bunun için bağımsız özel denetçiler atanmasına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; her iki davanın da aynı genel kurula dayandığı, her iki davada da ileri sürülen sebeplerin aynı olduğu ve aynı delillerin (defter, kayıt ve belgelerin) inceleneceği dolayısıyla davalar arasında bağlantı olduğu dosyanın —— Sayılı davası ile birleştirilmesine karar verilmesini, davanın derdestlik itirazı nedeniyle reddine, derdestlik itirazı kabul edilmediği taktirde —– Sayılı davası ile birleştirilmesine, usule ilişkin itirazları kabul edilmediği taktirde davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Dava hukuki niteliği itibariyle TTK’nun 438. ve devamı maddelerinde düzenlenen özel denetçi tayini istemine ilişkindir.
Davalı vekili dilekçesi ekinde sunulan deliller tetkik edilmiş; davalı şirketin—— —-genel kurul toplantı tutanağı içeriğine göre, davacı adına vekilince, bilgi alma ve inceleme hakkını kullandıkları hususlarda yeterli ve doğru şekilde bilgi verilmediği kanaatinde oldukları belirtilerek——-talep ettiği, talebin oy çokluğu ile reddine dair karar verildiği belirlenmiştir. Yine ekte sunulan hazirun cetvelinden davacının, davalı şirkette %43 oranda hissedar olduğu anlaşılmıştır.
TTK’nun 439. maddesi gereğince,—– reddetmesi halinde, sermayenin en az onda birini, —-birini oluşturan pay sahipleri ve paylarının itibari değerinin toplamı en az bir milyon TL olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinde bulunduğu yer —-atanmasını isteyebilir. Dilekçe sahiplerinin kurucuların veye şirket organların kanunu ve esas sözleşmeyi ihlal ederek şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını ikna edici bir şekilde ortaya koymaları halinde özel denetçi atanır.
Düzenlenen üç aylık süre, hak düşürücü süredir. Davanın 15/09/2021 tarihinde, hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemenin, azlığın talebi üzerine özel denetçi atayabilmesi için TTK’nun 438. maddedeki şartların somut olayda var olup olmadıklarını incelemesi yanında ikinci fıkrada yer alan şartın da aranması gerekir. Söz konusu ek şart kanunun veya esas sözleşmenin ihlal edilmesi suretiyle şirketin veya pay sahiplerinin zarara uğratılmış olmasıdır.— aykırılığı da kapsar. Bu ek şartın usul hukuku anlamında muteber delillerle ispatı şart koşulmamış, ikna edici olgularla veya inandırıcı bir şekilde ortaya konulması yeterli görülmüştür. Zarar ile borçlar hukuku anlamında mal varlığı eksilmesi kast edilmiştir.
Somut olayda davacının, davalı şirketin % 43 oranında ortağı olduğu, davalı —-ait olağan genel kurul toplantısının yapıldığı, davacının genel kuruldaki— talebinin reddedildiği, davanın TTK’nun 439. maddesinde öngörülen üç aylık hak düşürücü süre içinde açıldığı ihtilafsız olup, uyuşmazlık davalı şirkete— atanmasına ilişkin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
6102 sayıl TTK’nun 438. ve devamı maddelerinde özel denetim istemi hakkı ve şartları düzenlenmiş, aynı yasanın 440. maddesinde ise, mahkemenin şirketi ve istem sahiplerini dinledikten sonra kararını vereceği düzenlenmiştir.
Mahkememizde yapılan yargılama kapsamında ve sunulan deliller çerçevesinde; davalı şirket kurucularının veye şirket organlarının, kanunu ve esas sözleşmeyi ihlal ederek şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıkları yönünde Mahkememizde kanaat oluşmamakla, bundan başka, davacı taraf isteminin konusu itibariyle, özel denetçinin, belirli olayların açıklığa kavuşturulmasına yönelik olduğu şeklindeki sınırlamanın ötesinde, zarar iddiası yönünden şirketin genel denetlenmesini sağlamaya yönelik olduğu, yasanın amacının dışına çıkılmak istendiği değerlendirilmekle, koşulları oluşmayan özel denetçi tayini isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Koşulları oluşmayan istemin reddine,
2-Alınması gerekli harç peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3—–tarifesine göre davalı için takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerini üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından herhangi bir masraf yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı kesin olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.