Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/586 E. 2023/93 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/586 Esas
KARAR NO : 2023/93

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2021
KARAR TARİHİ : 31/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının 1990 yılından bu yana tekstil fabrikaları için ——firması olduğunu, grup bünyesindeki firmalardan aldığı ——- bilgisini mühendislik bilgisi ile buluşturarak sektörel çözüm sunduğunu, —-standardı, projelendirmede ——standartlarını takip ettiğini,—– isimli acentesinin davacının müşteri portföyündeki firmalara —– rakiplerine göre avantajlıdır” konulu e-posta göndererek kendi ürünlerinin daha iyi olduğunu iddia ederek davacı ürünlerini kötülediğini, hukuka aykırı ve asılsız bir biçimde bilgi vererek —– bulunan acentesi olup TTK’nun 105’inci maddesi hükmü uyarınca dava ikame etmek zarureti hasıl olduğunu,—– firmasının e-postalarında davacının doğrudan ——unvanını kullanarak kendi ürettiği ürünlerin —— ürünlerinden daha kaliteli, daha verimli olduğunu iddia ettiğini, davacının “düşük kaliteli—– ortamı kullandığını” iddia ettiğini, TTK’nun 54 ve devamı maddeleri hükümleri uyarınca bu beyanların haksız rekabet teşkil ettiğini, 28.01.2021 tarihinde davalıya —- Noterliği’nce —– yevmiye ile düzenlenen ihtarnamenin keşide edildiğini,——adreslerine de e-posta yolu ile aynı ihtarnamenin gönderildiğini, davalının —–Noterliği’nin 25.02.2021 tarih ve —— yevmiye ile düzenlenen ihtarnamesi ile cevap verdiğini, anılan ihtarnameye cevaben —— Noterliği’nin 05.03.2021 tarih ve ——-yevmiye ile düzenlediği ihtarnamesi keşide edilerek davalıya yöneltilen husumetin —–izafeten olduğunun ve haksız rekabetin durdurulması ve zararın tazmini yönündeki taleplerin devam ettiğinin bildirildiğini,—– gönderdiği kötüleyici e-postalar nedeniyle davacının maddi ve manevi zararları bulunduğunu belirterek, davalı şirketin izafeten temsil ettiği —- şirketinin davacının pazar alanı içerisinde yer alan kişi ve şirketlere gerçeğe aykırı ve kötüleyici e-postalar ile işlediği haksız rekabet eyleminin durdurulmasını ve şimdilik 1.000 Türk Lirası maddi ve 1.000 Amerikan Doları manevi tazminatın ticari faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş ve 04.10.2021 tarihli dilekçesinde delillerini ibraz etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, usul bakımından TTK’nun 105’inci maddesi kapsamında —– izafeten dava yöneltilmesi için gerekli şartların oluşmadığını, davalının—- acentesi olmadığını,—– aracılığı ile sözleşme yaparak iddia edilen eylemlere vesile olmadığını,——- davanın tarafı olmadığını, usul yönünden davanın reddi gerektiğini, esas bakımından TTK kapsamında haksız rekabet teşkil edecek bir husus bulunmadığını, dava dilekçesinde bahsedilen e-postanın ağırlıklı olarak teknik veriler içerdiği, doğrudan tek şahsa hitaben gönderildiğini, sayılan eylemlerin hiçbiri davalı beyan—— tarafından gerçekleştirilmemiş olduğundan davacının maddi talepte bulunmasının mümkün olmadığını, söz konusu e-postanın davalı veya —— tarafından yapılmamış olup e-posta içeriğinde de davalı adının geçmesi dışında davalı ile ilgili hiçbir bilgi bulunmadığını, davalı yetkililerinin de e-postada yer almadığını, haksız rekabet davalarında e-postaya dayanılarak dava açılmasının mümkün olmadığını, haksız talep edilen manevi tazminatın reddi gerektiğini belirterek davanın usul yönünden reddini, Sayın Mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddini talep etmişlerdir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; haksız rekabet iddiasına dayalı olarak açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.Uyuşmazlık; davalı şirket ve—- ile dava dışı —— arasında acente ilişkisinin bulunup bulunmadığı, —— firması tarafından davacı aleyhine haksız rekabet teşkil eden işlem ve eylemlerde bulunulup bulunulmadığı, var ise davacının uğradığı maddi ve manevi zararın bulunup bulunmadığı, var ise miktarları ile davalının zarardan sorumluluğunun bulunup bulunmadığının tespitine ilişkindir.Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
23/03/2022 tarihli teknik heyet bilirkişi rapor içeriğine göre; TTK’nun 55’inci maddesinde başlıca haksız rekabet hâlleri örnek olarak sayıldığı, TTK’nun 55/1/a/1 maddesi hükmü uyarınca başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek haksız rekabet sayıldığı, somut olayda —– menşeli ——-şirketinin 16.12.2020 tarihli e-postalarında davacıya göre —— avantajları sayılmış, “davacı şirket dahil” ibaresi ile —– avantajları belirtilmiş,——- aynı alandaki ürünlerine göre üstün olduğu, dolayısıyla —– ürünlerinin —— ürünlerinden daha kötü olduğu davacı şirketin ismi de belirtilmek suretiyle kötüleme fiilinin gerçekleştirildiği, ancak, e-posta incelendiğinde —- yine —–adresine gönderildiği, göndericinin “—— adlı kişi ve adresinin—— olduğu, TTK m. 105 hükmüne göre; acente aracılıkta bulunduğu veya yaptığı sözleşmelerle ilgili her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanları müvekkili adına yapmaya ve bunları kabule yetkili olup, bu sözleşmelerden doğacak uyuşmazlıklardan dolayı acente, müvekkili adına dava açabilir ve kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabileceği, bu hâlde, davalı—– ile e-posta gönderen ——firması arasındaki ilişkinin (—— firması) ispatı gerektiği, TTK’nun 54 ve 55/1/a/1 maddeleri hükümleri çerçevesinde davalı şirket ile dava dışı —- arasındaki bağlantı ve—— ile e-postayı gönderen —— arasındaki ilişkinin ispatlanması hâlinde davalı fiilinin kötüleme suretiyle haksız rekabet teşkil ettiği bildirilmiştir.08/09/2022 tarihli mali müşavir rapor içeriğine göre; davalı —— incelenen defterlerinin, TTK.
md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahibi lehine delil olarak kullanılma niteliğinde
bulunduğu; davalı ——- 18.03.2021 tarihinde yapılan
2021 yılına ait Olağan Genel Kurul toplantı tutanağında; Sermayesinin 1.400.000,- TL
olduğu, %100 payı temsilen hakim ve tek ortak——- firmasının bir
iştiraki olduğu ve 2021 yılı öncesi yıllarda olduğu gibi ticari ilişkilerini sürdürdükleri; davalı——incelenen defterler kayıtlarına göre; davalı ——dava dışı —— firmasından ithalat yaptığı, incelenen cari muavinde
“komisyon” açıklaması adı altında her hangi bir kayda rastlanılmadığı, davalı firmadan, dava dışı —— firmaları ile yaptığı sözleşmeler var ise sunulması istenmiş ancak taraflarına herhangi bir sözleşme
sunulmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.Tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli hükme esas alınan bilirkişi rapor içeriğine göre; davalının —– firmasının —– acentesi olduğundan bahisle aynı firmanın —– acentesi olduğu iddia edilen —– isimli firmanın davacının müşteri portföyündeki firmalara —– rakiplerine göre avantajlıdır” konulu e-posta göndererek kendi ürünlerinin daha iyi olduğunu iddia ederek davacı ürünlerini kötülediği iddiasına dayalı olarak eldeki davanın açıldığı, davalının acente olarak sorumluluğunun değerlendirilmesinde öncelikle davalı şirketin dava dışı —— firmasının acentesi olup olmadığının tespitinin gerektiği, davalı tarafça cevap dilekçesinde acentelik ilişkisinin inkar edildiği, yaptırılan ticari kayıtlar üzerinde incelemede ise davalı——- 18.03.2021 tarihinde yapılan
2021 yılına ait Olağan Genel Kurul toplantı tutanağında; sermayesinin 1.400.000,- TL
olduğu, %100 payı temsilen hakim ve tek ortak——-firmasının bir
iştiraki olduğu ve 2021 yılı öncesi yıllarda olduğu gibi ticari ilişkilerini sürdürdükleri, davalı —— incelenen defterler kayıtlarına göre; davalı—– dava dışı——firmasından ithalat yaptığı, incelenen cari muavinde
komisyon açıklaması adı altında her hangi bir kayda rastlanılmadığının tespit edildiği, bu haliyle davalın——acentesi olduğunun ispatlanamadığı, elde ki davada davalı izafeten yer almış ise de, davalı yurt dışında ki şirketin acentesi olmadığını ileri sürmüş, acente sıfatıyla hareket ettiği ispatlanamadığı, işbu davanın davalıya karşı açılmasının mümkün olmadığı, davalının pasif husumetinin bulunmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 161,73 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 18,17 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
6- Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.