Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/575 E. 2022/520 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/575 Esas
KARAR NO: 2022/520
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/09/2021
KARAR TARİHİ: 21/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,— tarihinde — sularında plakası tespit edilemeyen bir araç sürücüsü aracın sol ön köşe kısımları ile—- üzerinde yaya olarak —- yürüyen müvekkiline sağ arka tarafından çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini, araç sürücüsünün müvekkiline hızla çarparak olay yerinden kaçtığını, müvekkilinin olay sonrasında —kaldırılarak tedavi altına alındığını, —- tarihinde oluşturulan uzman mütalaa raporuna göre kazada faili meçhul araç sürücüsü asli ve tam kusurlu olduğunu, kazaya sebebiyet veren faili meçhul durumda olan araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, uzman mütalaa raporunda sabit olduğunu, kaldı ki müvekkiline çarpan aracın kaçmış olduğundan — kapsamında asli kusurlu olduğunu, araç ve sürücüsünün tespit edilememiş olmasından dolayı — müvekkilinin zararından sorumlu olduğunu, bu kapsamda taraflarınca sorumlu şirket olan — Hesabına başvuruda bulunulduğunu, —-başvurusuna istinaden taraflarından ifade tutanaklarını ve ilgili —- kazaya sebebiyet veren araçla ilgili daimi arama kararını istediğini, taraflarınca bu yazıya — tarihinde mail yoluyla cevap verildiği halde taraflarına herhangi bir cevap verilmediğini, konu ile ilgili taraflarınca arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu ve yapılan görüşmelerde herhangi bir anlaşma sağlanamadığını, müvekkilinin trafik kazası akabinde —- kaldırılmış olduğunu, trafik kazası olarak kaydı yapılmış ve tedavisine başlandığını, orada müvekkilinden ya da ailesinden herhangi bir şekilde ifade alınmadığını, müvekkili ve ailesinin — olduğunu, —– hakim olmadıklarını, kaza akabinde hastane polisi veya yahut ilgili kolluk birimleri hiçbir şekilde müvekkili ile ilgilenmediğini, ifadesi alınmadığından müvekkilinin mağduriyeti soruşturmaya değer bile bulunmadığını, ilgili birimlerin müvekkili ile ilgilenmemesi kendisine yükletilecebilecek bir kusur olmadığını, müvekkilinin gerçek zararının tespiti ile davalıdan tahsilini talep zorunluluğunun hasıl olduğunu beyanla davanın kabulü ile davacıda trafik kazası neticesinde gerçekleşen tedavi gideri — efor tazminatı—-, geçici iş göremezlik — olmak üzere toplamda —- HMK 107 kapsamında daha sonra arttırılmak üzere mevcut uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, maddi tazminat talepleri güvence hesabının sorumluluğunda olmadığını, huzurdaki başvuruya konu uyuşmazlıkta yabancılık unsuru bulunması sebebiyle, MÖHUK m. 48/1 uyarınca teminat yatırılmadan yapılan başvuru açısından usulden reddini talep ettiklerini, hesaplamaya esas alınacak yaşam tablosu ve uygulanacak teknik faiz tespit yöntemi teknik bir konu olduğundan aktüerce belirlenmesini, olayda kazaya karışan aracın türü belirsiz olduğunu, bu hususta açıkça tespit yapılmadan —— yönünden sorumluluk kurulamayacağını, uyuşmazlık konusu kaza nedeniyle —- yaşındaki çocuğun bakım yükümlülüğünü ihlal ederek savunmasızca trafiğe terk etmenin ağır kusurlu olduğunu, geçici iş görmezlik, geçici bakıcı ve rapor ücret talebinin reddi gerektiğini, başvuru sahibi kaza tarihinde — yaşında bir çocuk olduğunu, dolayısıyla herhangi bir geçici iş göremezliği söz konusu olamayacağını, konusuz ve hukuki mesnetten yoksun geçici iş göremezlik talebinin reddi gerektiğini belirterek davanın öncelikle dava şartı eksiliğinden reddine, esasa girilmesi halinde esas yönünden savunmalar kapsamında dosyanın esastan reddine, aksi yönde kanaat halinde yine savunmalarının kapsamında müterafik kusur ve hatır indirimlerinin uygulanarak karar verilmesine yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle; trafik kazasından kaynaklı tazminat talebine ilişkindir.
6098 sayılı TBK madde 49- Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Madde 50- Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. Hükümlerine amirdir.
Davacı taraf —- tarihinde saat — sularında plakası tespit edilemeyen bir araç sürücüsünün aracın sol ön köşe kısımları ile —— yürüyen müvekkiline sağ arka tarafından çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiği ve olay yerinden kaçması nedeniyle plakasının tespit edilememesinden bahisle sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle davalı aleyhine eldeki davayı açtığı, tedavi evraklarının celp edilmesinde iddia edilen tarihte —- tanı olarak trafik kazası sonrası muayene ve gözlem şeklinde ibarenin yer aldığı, dava dilekçesine ekli olarak sunulan —- tarihli —– muayene sonucu olarak araçtan düşme şeklinde——- geçiren hastanın —– başvurduğu tespitine yer verildiği, davacı tarafın dava dosyasındaki anlatımları ile hastane kayıtlarındaki tespitlerin uyumlu olmadığı, iddia edilen trafik kazası ile ilgili kolluk tespiti, savcılık dosyası, görüntü, tarafsız tanık vs. bulunmadığı, davacı tarafça gösterilen tanıkların davacı yaşı küçüğün anne ve babası olup aynı zamanda davada taraf sıfatlarının bulunduğu anlaşıldığından tanık olarak beyanlarının alınmadığı, davacı tarafın zararını ve zarar verenin kusurunu ispatlaması gerektiği, mevcut dosya kapsamına göre ispat yükü altında olan davacı tarafın yerine getiremediği anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL karar harcından başlangıçta alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile 21,40 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 1.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
6-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davacı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, —– Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/06/2022