Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/556 E. 2023/31 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/556 Esas
KARAR NO : 2023/31

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/09/2021
KARAR TARİHİ : 17/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında metal alım satım ticari ilişkisi olduğunu, davacının davalı şirkete metal ürünü satmış olup bunun karşılığında 10.08.2015 tarihli ——seri numaralı 71.366,40 TL fatura kesildiğini, davalıya gönderildiğini, davalı tarafından faturaya herhangi bir itiraz ve iade yapılmadığını, davalı tarafından, fatura bedeli ödenmemesi nedeniyle —–. İcra Dairesi
——esas sayılı icra dosyasında işlem başlatıldığını, davalı tarafın, dosyaya itiraz ettiğini, takibin durduğunu, taraflar arasında yukarıda bahsedildiği gibi süre gelen ticari ilişkiden kaynaklı alacağa davalı tarafın ödeme yapmadığı gibi kötüniyetli bir şekilde itiraz ettiğini belirterek davalının (borçlunun) haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına,davalının (borçlunun) %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekiline takip tutarı ile dava dilekçesi harca esas değer arasındaki farkın sebebinin açıklanması için süre verilmiş, davacı vekilince 18/12/2021 tarihli dilekçede harca esas değerin icra dosyasındaki güncel değer olduğu bildirilmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalı şirket tarafından, müvekkili şirkete karşı, taraflar arasındaki ticari ilişki neticesi ile metal ürünü satıldığını ve 10.08.2015 tarihli ——seri numaralı 71.366,40 TL tutarlı fatura kesilerek metal ürün satıldığı gerekçesi ile haksız ve hukuka aykırı icra takibi yapıldığını, davacının iddia etmiş alacağının dayanağı fatura incelendiğinde içeriğinin 18.000 kg ——-sac ve 36.000 kg ——saçtan oluştuğunu, söz konusu fatura içeriği ürünlerin tamamımının müvekkili tarafından davalı şirkete 08.09.2015 tarihli ——- seri numaralı 71.366,40 TL tutarlı fatura ile aynı şekilde iade edildiğini, söz konusu fatura incelendiğinde müvekkili tarafından kesilmiş faturanın “irsaliyeli fatura” olduğu
ve ——- tarafından fatura içeriği ürünlerin tamamının teslim alındığını, davacı tarafından alacaklı olduğu fatura içeriği ürünlerin tamamının müvekkili şirket tarafından irsaliyeli fatura ile 08.09.2015 tarihinde davacı şirkete aynı şekilde iade edildiğini, davacının dava dilekçesinde de belirtildiği üzere taraflar arasında ticari ilişki mevcut olup bu ticari ilişki içerisinde alacaklı olduğunu iddia etmiş olduğu faturanın bedelinin fatura tarihinden 6 sene sonra talep edilmesinin de hayatın olağan akışına aykırı olmakla işbu hususun da mahkememizce göz önünde bulundurulmasını, her ne kadar davacı şirket tarafından faturaya itiraz edilmediği ve iade yapılmadığı iddia edilmişse de işbu hususun maddi gerçeği yansıtmadığını, davacı şirket tarafından müvekkili şirkete haksız ve hukuka aykırı şekilde icra takibi yapıldığını, bu nedenlerle,
davacının iddia etmiş olduğu fatura içeriği ürünlerle ilgili olarak müvekkili şirketten herhangi bir
alacağı bulunmayıp davalının kötü niyetli olarak başlatmış olduğu icra takibinin iptaline, davacı
şirketin kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile;—— İcra Dairesi —— esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
—–İcra Dairesi—— esas sayılı dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine 02/06/2021 tarihinde asıl alacak 71.366,40 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 15/06/2021 tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —— tarafından düzenlenen 16/02/2022 tarihli raporda; davacı taraf 2015 ve 2021 yıllarına ait ticari defterlerini inceleme için ibraz etmediği, bundan dolayı davacı taraf ait defter incelemesi yapılamadığı, davalı tarafa ait 2015 Yılı ticari defterleri fiziki olarak kayıp olduğu gerekçesi ile
incelenememiş rapora geçen bilgiler bilgisayar ortamından alınan bilgiler olduğu, 2017
Yılında yapılan virman işlemlerine dayanak belgeler kayıtlarda olmadığı, şirket sahibinin
kendi özel hesabına bağlı olarak davacıya verdiği iddia edilen ve şirket kayıtlarında
bulunmayan çeklere istinaden virman işlemleri yapıldığı, her iki tarafın da defter kayıtlarının incelenememesi sonucunda denetime elverişli bir rapor hazırlanamamış olup tarafların ticari defterlerinin sahibi lehine delil kabiliyetleri de bulunmadığı, dava konusu ihtilaf ile ilgili yapılan incelemeler sonucunda tarafların ticari defterlerinin sahibi lehine delil kabiliyetlerinin bulunmadığı, bu şartlar altında inceleme sonucunda alacak borç ilişkisine ait bir sonuca varmanın mümkün olamayacağı bildirilmiştir.Davacı, davalıya mal/hizmet teslim ettiğini/ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.
Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir. Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82. maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasında ticari satış sözleşmesi olduğu hususunda çekişmenin bulunmadığı, ancak takip konusu fatura içeriği ürünlerin davalı yanca davacıya iade edilip edilmediği hususunda ihtilafın bulunduğu, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerini ibraz etmediği, davalının da ticari defterlerini sunmadığı, ancak bilgisayar kayıtlarına göre yapılan değerlendirmede, 2017 yılında yapılan virman işlemlerine dayanak belgeler kayıtlarda olmadığı, şirket sahibinin
kendi özel hesabına bağlı olarak davacıya verdiği iddia edilen ve şirket kayıtlarında
bulunmayan çeklere istinaden virman işlemleri yapıldığı, her iki tarafın ticari kayıtlarına lehlerine delil kabiliyetinin bulunmadığı, takip konusu faturanın—— seri nolu, 10/08/2015 tarihli, 71.366,40 TL bedelli fatura olduğu, davalı yanca vergi dairesine alım olarak bildirildiği, davalının ise aynı içerikteki ——seri nolu, 08/09/2015 tarihli, 71.366,40 TL bedelli sevk irsaliyeli faturayı davacı adına düzenlediği ve teslim alan kısmında ——-isim ve imzasının bulunduğu, bu kişinin davacı yetkilisi veya çalışanı olup olmadığı hususunda davacı asile tebliğ işlemi yapıldığı, mazeret sebebiyle gelemediğinin vekilince bildirildiği, mazeret hakkında bilgi verilmesi istenmesine rağmen herhangi bir açıklama yapılmadığı, bu hali ile davacının davalının iddia ettiği takip konusu fatua içeriği ürünleri iade aldığının sabit sayılması gerektiği, HMK. 221. maddesi gereği (—–) formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği (——- davalı tarafça fatura konusu ürünlerin davacı yana iade ve teslim edildiği savunulduğundan davacının——– bildirimlerine göre davalının iade ettiği ürünlerle ilgili alım olarak bildirimde bulunduğu, davalının yemin deliline dayanmasına karşılık davacı asilin duruşmaya gelmediği anlaşılmakla davacının ispatlanamayan davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı tarafça kötü niyet tazminat talebinde bulunulmuş ise de yasal koşulları oluşmadığından reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacını davasının REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 179,90 TL karar harcının başlangıçta alınan 1.103,54 TL harçtan mahsubu ile 923,64 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı arafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 13.682,28 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
7——— bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineyi irat kaydına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.